CHP'den sert tepki:Böyle ittifak ilişkisi olamaz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, ABD'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül hakkındaki yaptırım kararına ilişkin, "Böyle ittifak ilişkisi olamaz. ABD bu konuyu ileri götürürse Türkiye'deki ABD mevcudiyetinin de gözden geçirilmesi gerekecektir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ile ABD arasında gerilen ilişkilerin yaklaşık bir aydır tırmandığını, bunun ise ABD'de 6 Kasım'da yapılacak seçimlerin Washington yönetimi için bir nevi güven oylaması olmasından kaynaklandığını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın seçmen tabanını Evanjelik Kilisesinin oluşturduğunu belirten Yılmaz, bu kesimin yönetim ve kongre üzerinde önemli etkisinin bulunduğuna dikkati çekti. Trump ve yönetiminin göstermelik de olsa bazı başarı hikayeleri ile ara seçime katılmak istediğini ifade eden Yılmaz, bunu Türkiye üzerinden yapmasının üzüntü verici olduğunu dile getirdi.
ABD'nin fütursuz davranışını kınadıklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "ABD'nin uzunca süre Türkiye'deki bazı olaylarla alakalı olarak rahatsızlık içerisinde olduğunun farkındayız. Ama ilk defa NATO ülkesinin bakanlarına dönük böyle bir yaptırım uygulanıyor. Her ne kadar birileri bunu sembolik ve önemsiz gibi gösterse de bu çok ağırdır. Ben hiçbir gün, AKP'li bakanları da savunacağımı düşünmemiştim. Demek ki ülke meselesi olunca bunu yapmak zorunda kalıyoruz."
ABD'nin F-35 uçaklarına dönük bazı yaptırım uygulamalarına da hazırlandığını bildiklerini anlatan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde karşılıklı derin bir güvensizlik söz konusu. Bu iki yönetim başta kaldığı sürece de sorunun aşılabilmesinin şartlarının mevcudiyeti görünmüyor. ABD Türkiye'de uzunca süre çekiç gücü kullanarak Irak'ta bir yapılanmaya gitti ve başardı. Irak'ı üniter bir yapıdan federal yapıya dönüştürdü. Aynı ABD şimdi yine İncirlik'i kullanıp IŞİD karşıtı koalisyon adı altında bu defa Suriye'nin bölünmesi için çalışıyor. Fırat'ın doğusunda göstermelik ad koyduğu Demokratik Suriye Güçleri ki biz bunun PKK olduğunu biliyoruz, bununla ortak çalışıyor. Güya PKK'yı kınıyor ama PKK'nın Suriye kolu ile çatır çatır çalışıyor. Türkiye AKP yönetiminde benzer vakaları daha önce de yaşadı. Bu hükümet sadece sözde 'dik' durduğunu iddia ediyor. Eylem olarak hiçbir şey yapmadı."
ABD'Lİ BAKAN VE YETKİLİLER HAKKINDA GİRİŞİM BAŞLATILMALI
Öztürk Yılmaz, kendilerine gelen duyumlara göre, İsrail'de gözaltına alınan Ebru Özkan ile Brunson konusunda iki ülke arasında gizli bir diplomasinin yürütüldüğünün, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Halkbank davasının da düşürülmesini istemesi üzerine görüşmelerin çöktüğünün iddia edildiğini söyledi.
Pazarlık varsa tam olarak ne olduğunun, ABD'nin bu noktaya gelmesinin arkasında neyin yattığının açıklanması gerektiğini belirten Yılmaz, "Türkiye üçüncü dünya ülkesi değildir, AKP istese bile olamaz. Burada 80 milyon vatandaş Kurtuluş Savaşı'ndan geçip gelmiş. Biz ABD'nin böyle fütursuz, sorumsuz ve aşağılık yaklaşımını asla kabul etmiyoruz. Biz Türkiye'de yargının, hukukun, demokrasinin olmadığını biliyoruz ama ABD'nin Türkiye'ye üçüncü dünya ülkesi muamelesini de asla kabul etmeyiz." diye konuştu.
ABD'nin tutumuna misliyle karşılık verilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "ABD, papazı iyice hatırlar hale gelirken hükümet Fetullah Gülen'in iadesini unutturdu. Fetullah Gülen'in iadesini gerçekleştirmeyen ABD'li bakan ve yetkililer konusunda benzer bir girişim de Türkiye tarafından başlatılmalıdır." değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, böyle ittifak ilişkisi olmayacağını dile getirerek, "ABD ayrıca bu konuyu ileri götürürse Türkiye'deki ABD mevcudiyetinin de gözden geçirilmesi gerekecektir. Türkiye şamar oğlanı değildir. Türkiye hizaya getirilecek bir ülke değildir. Ne kadar basiretsiz bir yönetim olursa olsun, halk buna izin vermeyecektir. Bu bakanların boş konuşmak yerine ellerindeki imkanları devreye sokması lazım. Hollanda'ya, Irak'a, Almanya'ya, Avusturya'ya, Rusya'ya, İsrail'e cevap veremeyen ABD'ye de cevap veremiyor. Hükümetin gerekli adımları doyurucu şekilde atması gerekir." dedi.