CHP’de Canan Kaftancıoğlu krizi nereye gidiyor?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Ocak tarihli MYK toplantısında Teşkilat Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’ya dönüp “Sen istifasını al, sen almazsan ben alırım” dediği söyleniyor.

Kılıçdaroğlu’nun CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu kastettiğini anlamışsınızdır. CHP Lideri’nin bu denli kızmasına neden olan olayın sadece Canan Kaftancıoğlu’nun istifa edip sonra kararını geri alması değil, Kılıçdaroğlu’nun İstanbul İl Başkanı’nın istifasını sosyal medyadan öğrenmesi olduğu söyleniyor.

Canan Kaftancıoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun yanında önemli bir kredisi vardı. İstanbul İl Başkanlığı seçiminde Cemal Canpolat’a karşı Canan Kaftancıoğlu’na destek vermişti. İstanbul adaylarının belirlenme sürecinde Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu ile birkaç kez görüşmüştü. Ankara ve İzmir il başkanları ile listeler üzerine birkaç kez görüştüğü vaki değil. Hatta son görüşmede Kaftancıoğlu “yüksek refleks” göstermesine rağmen olgunlukla karşılamıştı. CHP Lideri, Oğuz Kaan Salıcı’ya “İstifasını al” talimatını verecek noktaya geldiyse belli ki çok kızmış olmalı.

Ama bu durumu sadece kızgınlıkla izah etmek mümkün değil. İstanbul İl Başkanı’nın sosyal medya üzerinden istifasını açıklayıp ardından istifasını geri alması Kılıçdaroğlu’nun tepkisine neden olmuş. Seçimlere gidilirken yaşanan bu durumu, “ciddiyetsizlik” olarak değerlendirmiş. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “İstanbul İl Başkanı’nın istifa şımarıklığı, CHP’de büyük tahribata yol açtı. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bu şımarıklığa rağmen görevine devam edemez. Eğer devam ederse bu kez başka istifalar olur” demişti.

Kılıçdaroğlu’nun partideki tepkiyi görerek Canan Kaftancıoğlu’nun istifasını istediği söyleniyor. Kaftancıoğlu, Salıcı’nın istifa talebini kendisine iletmesi üzerine olumlu karşılık veriyor. İstifa edeceğini söylüyor. Ama bu arada bir telefon görüşmesi yapıyor. Kanaati değişiyor. 15 dakika sonra istifa etmeyeceğini bildiriyor.

EKREM İMAMOĞLU DEVREDE

CHP geçen haftayı İzmir kriziyle geçirmişti. Bu haftayı ise Canan Kaftancıoğlu kriziyle geçireceğiz. 2 Şubat Cumartesi günü yapılacak olan PM toplantısında adayların kalanı tamamlanacak. Ancak Kaftancıoğlu bu görevde kaldığı sürece, aday olmasına itiraz ettiği Ataşehir belediye başkan adayı Battal İlgezdi, Bakırköy belediye başkan adayı Bülent Kerimoğlu ve eğer cumartesi günü seçilirse Maltepe belediye başkan adayı Ali Kılıç’la nasıl çalışacak?

İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun da seçimlere 2 ay gibi kısa bir süre kala Canan Kaftancıoğlu’nun istifasına sıcak bakmadığı söyleniyor. İmamoğlu, seçim kampanyasının Kaftancıoğlu’nun istifası ve ardından yeni yönetimin belirlenmesi gibi bir “İstanbul savaşı”nın gölgesi altında kalmasını istemiyor. Çarşamba günü gece yarısı devreye giren İmamoğlu’nun, Kaftancıoğlu’nun istifasını durdurduğu ifade ediliyor. İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu nezdinde de önemli bir kredisi var.

O yüzden şimdiye kadar okuduğunuzu bir kenara bırakın diyorum. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun ikna edildiği, Canan Kaftancıoğlu’nun istifa etmeyeceği söyleniyor. CHP Lideri’nin seçimlere giderken kriz görüntüsü vermemek için Kaftancıoğlu olayının buzdolabına kaldırılmasını doğru bulduğu ifade ediliyor. Peki bu durumda “Canan Kaftancıoğlu gitmezse biz istifa ederiz” diyenler ne yapacak? İzleyip göreceğiz.

BAHÇELİ’DEN KRİTİK HAMLE

Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın 18 Şubat tarihinde istifa edeceğini açıklamasıyla birlikte AK Parti’de kulisler hareketlendi. Kimlerin ismi konuşuluyor, onları paylaşacağım ama bu süreçte MHP Lideri Devlet Bahçeli stratejik bir hamle yaptı. Bahçeli, AK Parti’nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Mehmet Özhaseki’yi ziyaretinde “Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi kimi Meclis Başkanı olarak takdim ederse MHP o adaya destek verecektir” dedi. Bahçeli, açık çek vererek AK Parti’ye önemli bir jest yaptı. Ama kritik cümlesi bu değildi. MHP Lideri, “Bunun A’sı, B’si, kişisi yoktur” demek suretiyle, AK Parti içinde bazı adayların önünü kesmek için “Bahçeli istemiyor” diye çıkarılan söylentinin önünü kesmiş oldu.

Bu arada Meclis Başkanlığı için özellikle eski bakanların ve Meclis başkanvekillerinin ismi geçiyor ama Erdoğan henüz kimseyi işaret etmedi.