Gazete Vatan Logo

'Bu Yüce Divan’lık bir suç!'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün akşam CNN Türk televizyonunda yayınlanan ”Tarafsız Bölge” programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

- YÜCE DİVANLIK SUÇ

Suriye’nin silahlı muhalif güçleri Türkiye’de barındırılıyor. Bu Anayasa’ya göre Yüce Divan’lık bir suç. Bir ülkenin özgürleşmesini istemek ayrı, taraflardan birinin eline silah tutuşturup ’git kardeşini öldür’ demek ayrı.

‘Tezkereye oy verenler çocuklarını göndersin’

Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla kabul edilen tezkereyi eleştirerek “Halk savaş istemiyor. Kim savaş istiyor? Savaş istiyorsa AKP oy verdi, MHP oy verdi, milletvekilleri çocuklarını göndersinler cepheye” dedi.

- AKÇAKALE PROVOKASYON OLABİLİR

Akçakale’ye top mermisinin atılmasının, Türkiye’yi savaşın içine katmak isteyen başka güçlerin provokasyonu olabileceği ihtimali de bulunuyor.

- MİSİLLEME YAPILABİLİR

(‘Misillemeyi doğru buldunuz mu?’ sorusu üzerine) Misilleme yapılabilir. Bir top mermisi atılmışsa misilleme yapabilirsiniz. Uluslararası kuralların ihlali anlamına gelmez.

- BEN YAPARIM MANTIĞI YANLIŞ

(Hükümete yabancı ülkelere asker gönderme yetkisi veren tezkereye ret oyu vermelerinin hatırlatılması üzerine) Hükümet Suriye politikasını belirlerken muhalefetin uyarılarına kapılarını kapattı. Sizin, tek başınıza ’ben yaparım’ diye ortaya çıkmanız kadar yanlış bir şey yok. Esad’ı savunmak aklımızın ucundan geçmedi. Hükümetin isteği rejimin değişmesi değil, Esad’ı göndermek, CHP’nin isteği akan kanın durması...

- KANIN İKİ SORUMLUSU

ESAD VE ERDOĞAN Suriye’de akan kanın iki sorumlusu vardır. Biri Esad, öbürü Erdoğan. Kimse kusura bakmasın. Esad orantısız güç kullanıyor, halkını katlediyor. Suriye’de muhaliflerin eline silahı verip, ’sen de git onları öldür’ diyen de Erdoğan... Sorumluluğu ağırdır, birinci sorumlu Esad, ikinci sorumlu Erdoğan’dır.

- MEZHEP EKSENLİ DIŞ POLİTİKA

Türkiye’nin tarihinde ilk kez mezhep eksenli bir dış politika izleniyor. Bana ne Esad Aleviymiş, Sünniymiş. Halkına zulmeden adamın inancı mı olur? Zalim zalimdir.

- NE İŞİMİZ VAR SURİYE’DE

Halk savaş istemiyor. Kim savaş istiyor bu ülkede? Savaş istiyorsa AKP oy verdi, MHP oy verdi, milletvekilleri çocuklarını göndersinler cepheye. Bu ülkenin fakir, fukara çocukları gidecek oraya, şehit olacaklar, beyler burada oturacak, ahkam kesecekler. Niye biz savaşıyoruz? Ne işimiz var Suriye’de? Ne işimiz var bizim kavgada?

- TSK SAVAŞA HAZIR DEĞİL Mİ?

Tezkere çıkarmak demek, savaşa girmek demektir. ’Her an ben savaşa girebilirim’ demektir. TSK savaşa hazır değil miydi? Tezkere çıkınca mı savaşa hazır oldu? Bir ülkenin ordusu varsa, dinamikse her zaman savaşa hazırdır. Caydırıcılık tezkerede değil, caydırıcılık sizin silahlı gücünüzde, ekonomik gücünüzdedir. Tezkere çıkardınız ne oldu, bakanlar koro halinde, ’Tezkere çıkardık ama savaş istemiyoruz’ dediler.

- DAVUTOĞLU ÇAPSIZ

(‘Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu yetersiz mi buluyorsunuz’ sorusu üzerine) Yetersiz dersem kendisini övmüş olacağım. Böyle bir Dışişleri Bakanı asla olamaz. Ben ’çapsız’ demiştim. Dünyayı anlayacak, yorumlayacak çapta değil.

"BU GÖRÜNTÜLERİ YAYINLAYIN"



Başbakan Erdoğan'ın daha önce 'Siz terör örgütü ile görüşüyorsunuz' dediklerinde, kendilerini ağır bir dille suçladığını savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Kayseri'de yaptığı bir konuşmanın kasetini getirdiğini ve bunun yayınlanmasını istedi.

Kasedin yayımlanmasının ardından söz alan Kılıçdaroğlu, 'Söyleyecek bir şey var mı bilmiyorum? Bizi alçaklıkla, şerefsizlikle suçladı. Gerçekler ortaya çıktı, aynı sözleri ben Recep Tayyip Erdoğan'a aynen iade ediyorum. Bir Başbakan çıkıp Türkiye'nin en kritik konularından birinde halkına yalan söylemez. Yalan söylediği ortaya çıkarsa o koltukta oturmaması gerekir' dedi.

DAVUTOĞLU'NUN KONUŞMASINA TANIK OLDUM

Dışişleri Bakanlığı'ndan bir açıklama geldiğinin hatırlatılarak, 'Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, programınızda Suriye konusunda birçok değerlendirmede bulunmaktadır. Konuşmada birçok maddi hata olmasına rağmen, en azından bir örneğini düzeltme ihtiyacı içindeyiz. Sayın Bakanı mezhepçilikle suçlayan sayın Kılıçdaroğlu, Faruk Şara'yı kastederek, Sünni olduğu için Sayın Davutoğlu tarafından isminin zikredildiğini belirtmiştir. Sayın Bakan söz konusu televizyon programında hiçbir şekilde Faruk Şara'nın mezhebine ya da Sünni olduğunu ima dahi etmemiştir' yönündeki açıklamanın okunması üzerine, Kılıçdaroğlu, 'Kapalı oturumda Sayın Davutoğlu'nun yaptığı konuşmaya ben tanık oldum' dedi.

'Sünni kelimesini kullandı mı?' denmesi üzerine Kılıçdaroğlu, 'Evet' yanıtını verdi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan 'Kapalı oturumda Faruk Şara'nın ismi bile geçmedi' yönünde yeni bir açıklama olduğunun belirtilmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Faruk Şara değil, mezhep tartışması konusunda kendisi Sünni-Alevi konusuna girdi' dedi.

Kılıçdaroğlu, 'Ortadoğu'nun politikalarına Suriye bağlamında, mezhepçilik çerçevesinden bu hükümetin baktığını Mısır'daki sağır sultan biliyor... Dışişleri Bakanlığı ne derse desin, Davutoğlu'nun söylediğinin hiçbir önemi yok. Ben izlediği politikaya bakarım' yanıtını verdi.

'Yetersiz mi buluyorsunuz Davutoğlu'nu?' sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, 'Yetersiz dersem kendisini övmüş olacağım. Böyle bir Dışişleri Bakanı asla olamaz. Ben 'çapsız' demiştim. Dünyayı anlayacak, yorumlayacak çapta değil' değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine Bakan Davutoğlu'nun yazdığı kitabı okumadığını, okuma gereği duymadığını söyledi.

Meclis'in açılışında Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmanın hatırlatılması ve beğenip beğenmediğinin sorulması üzerine, Kılıçdaroğlu belli konularda beğendiğini söyledi.

'Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir fikir ayrılığı olduğunu düşündünüz mü?' denmesi üzerine Kılıçdaroğlu, böyle bir yorum yapmadığını söyledi.

Tutuklu milletvekillerinin durumunun bir demokrasi ayıbı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında iktidar partisine yönelik övgüler olduğunu da savundu.

İslamafobi konusunda bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, nefret suçlarıyla ilgili yasa teklifleri olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, kutsal değerlere saldırı olamayacağını söyledi.

Haberin Devamı