'Beyaz Türkler de bize oy verecek'
HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, HDP'nin yeni bir örgütlenme olduğunu belirterek Beyaz Türkler'in de onlara oy vereceğini belirtti.
Radikal yazarı Şirin Payzın, HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel ile HDP ile BDP'nin birleşme sürecini konuştu.
İşte Tuncel'in o röportajı:
BDP’liler HDP’ye katılıyor. Nasıl işleyecek bu süreç?
Aslında yeni gelişen bir durum değil bu. 2011 seçimleri sonrası Emek Demokrasi Özgürlük Bloku olarak hareketi büyütme kararı almıştık. O güne kadar çatı partisi denemeleri hep başarısızlıkla sonuçlandı. Biz kongre yapalım dedik. Çok farklı grupları bir araya getirip aynı yolda yürüyebilir miyiz diye. Kongre deneyimimizden çok önemli şeyler öğrendik. Feministler, sosyalistler, liberaller, demokratlar, dindarlar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar yani bütün renkler var bizim bünyemizde. Şunu fark ettik. Toplumun birbiriyle tanışması ve müzakere etmesine ihtiyaç var. Yeni bir siyaset türüne ihtiyaç var. Toplumsal olanı siyasal, siyasal olanı toplumsallaştıralım diye baktık. Bizimle birlikte olmak isteyen bütün grupların kimliğini de koruyarak ortak mücadele alanını büyütelim istedik. Ayrıştığımız noktaları değil ortak noktalarımızı büyüterek gidelim istiyoruz. HDP böyle bir parti olacak.
BDP çatısı altında olamaz mıydı bütün bunlar?
Bu birliktelikte BDP de katılımcımız, birleşenimiz. BDP çatısı altında olmak yerine BDP’yi de içimize katarak yeni bir birliktelik yaratmaya çabalıyoruz.
Bunda BDP’nin sadece Kürtlerin partisi olarak algılanmasının da rolü var mı?
Kürtlerin özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi mücadelesi ile Türkiye halklarının eşitlik ve özgürlük mücadelesini birlikte örgütlemeye çalışıyoruz. Birlikte kurtuluşu ifade eden bir proje HDP. Yani ne sadece Kürtlerin ne sadece Türklerin kurtuluşunu simgeliyor. Türkiye de bugüne kadar sol güçler Kürtlerle dayanışma içerisinde oldu ama ortak bir gelecek konusunda ortak bir program ve çatı altında birlikte yol yürümediler. Sadece dayanışma şeklinde oldu. Şimdi dayanışmadan buluşmaya, aynı çatı altında toplanmaya hazırlanıyoruz.
Yani Türkiye’nin ihtiyacı olan sol partiyi kuruyorsunuz?
Gerçek bir kitle partisi kuruyoruz. İçinde Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, laik, dindar, Ermeni, çevreci, herkes var. Çünkü bütün bu grupların sorunu ortak. Demokrasi ve özgürlük yok. Ayrıca onlarla birlikte yürüdükçe onların sorunlarını daha da içselleştiriyoruz.
BDP kitle partisi olamadı eleştirilerine katılıyor musunuz?
BDP’nin politikalarını daha çok Kürtler benimsedi. Kürtler sahip çıktı, destekledi. HDP’ye ise farklı kimliklerin, inanışların, demokratik mücadele ortaya koyan herkesin sahip çıkmasını istiyoruz. BDP’nin parti programında aslında bütün Türkiye’nin meselelerine çözüm vardır ama algılanması öyle olmadı. HDP, BDP’nin cesur biçimde öne çıkardığı demokrasi mücadelesini devam ettirecek ama bununla birlikte Türkiye’nin dört bir yanındaki işçinin, emekçinin, dindarların, Alevilerin, kadınların, ekolojistlerin hakkını arayacak siyaset yapacak. Biz onlar adına bir şeyler söyleyince Türkiye partisi olamıyoruz. Ancak onlara HDP içinde siyaset yapma alanı açarsak Türkiye partisi olabileceğiz. Seçim dönemindeki bütün saldırılara rağmen Karadeniz’de, İç Anadolu’da olmak için ısrarımız bu yüzdendi.
Peki katılma süreci nasıl işleyecek? BDP’li belediyeler HDP’li mi olacak?
Milletvekili arkadaşlarımızla toplantı yaptık. Perşembe günü bütün birleşenlerimizle yaptığımız toplantıda yeniden yapılanma kararı aldık. HDP’yi sıfırdan yeniden kurgulayacağız. Yani biz her şeye yeniden başlıyoruz. BDP’nin bugüne kadar ortaya çıkardığı bütün kazanımları; eş başkanlık sistemi kadın hareketi, ekolojik hareket gibi güçlü birikimleri koruyarak ama bunlara yenilerini katarak yola devam edeceğiz.
Belediyeler?
Belediyeler meselesini daha karara bağlamadık. Bu süreçte BDP de kendisini yeniden yapılandıracak.
Selahattin Demirtaş kongreye gittiğinde BDP‘nin feshi kararı çıkmayacak öyle mi?
Başka bir yapılanma çıkacak diye tartışıyoruz. Parlamentoda sadece HDP olarak var olacağız ama parti yönetiminde illa BDP’li milletvekilleri olmayacak yeni katılanlar da parti yönetiminde söz sahibi olacaklar. Zaten kongre yapacağız. HDP kongresinde eş başkanlar da dahil bütün parti yönetimini , içeriğini yeniden değerlendireceğiz.
Altan Tan CNNTÜRK’te benim programımda uyardı. “Dindar Kürtlerin oyları AK Parti’ye gitti bunu dikkate almak lazım. HDP koyu sosyalist bir parti olmamalı” dedi. Uyarıyı dikkate alıyor musunuz?
Evet seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bir gerçek var. Biz dindar kesimden yeterince oy alamadık ama Alevilerden de alamadık mesela. Bunun da nedeni bizimle birlikte yürümesini istediğimiz bu kesimlere daha kendimiz tam anlatamadık. Onun için yeni buluşma diyoruz . HDP iki önemli sonuca ulaştı. Birincisi barış süreci. Biz sadece Kürtlerin barışı değil Türklerin de barışı olsun istiyoruz. İkincisi, Gezi direnişi ile batı illeri Kürdistan’da yaşananları ilk defa anladı. İlk kez kendi devletinin nasıl halkına şiddet uyguladığını gördü. Yalan söylediğini gördü. Gezi’ye herkes kendi isyanını alıp geldi. Barış süreci ve düzene itiraz eden geniş kitlelerin olması bizi yeniden kurgulanmaya itiyor.
Yani Gezi ruhunun vücut bulacağı parti HDP midir?
Bakın biz şu tespiti yerel seçimden önce yaptık. Gezi’den bize hemen oy çıkmaz ama Gezi’den bize yeni bir siyaset biçimi ve zemini çıkar. Türkiye değişiyor. Türkiye adalet, eşitlik , demokrasi istiyor. Bunu kimin örgütleyeceği sorunu vardı. Biz HDP olarak bunu örgütlemeye adayız. Taksim Meydanı’nın talepleriyle Diyarbakır Meydanı’nın taleplerini buluşturmaya adayız. İnsanlar çaresiz. AKP‘nin alternatifi illa da CHP değildir. Kötüler arasından seçim yapmaya zorlanıyorlar. Biri sağdan biri soldan ama fark etmiyor. Biri İslami referansla diğeri laik referansla ama aynı şeyleri söyleyip duruyorlar. HDP buna alternatif yaratacak.
HDP kendini anlatamadı mı yerel seçimlerde?
Bizi yerel seçimlerden önce şiddetin içine çekmeye çalıştılar. Devlet yaptı bunu. Saldırıların nedeni şiddetle bizi yan yana getirmek ve karalamaktı. Bizi şiddetle sınamaya çalıştılar. HDP’nin olduğu yerde şiddet olur demeye çalıştılar. Ama biz bunun içine girmedik. Ve saldırı olan yerlerde oyumuz da ikiye katlandı. Halk artık çatışma istemiyor.
İmralı görüşmeleri nasıl devam edecek?
Mevcut heyet devam edecek. Zaten HDP –BDP heyetiydi görüşenler. Orada değişiklik yok. Ancak MİT Yasası’nın görüşmeleri güvence altına aldığını düşünmüyorum ben. Daha çok Başbakan’ı ve AKP’ yi güvence altına alıyor. Biz toplumsal müzakere ve barış yasası öneriyoruz. Ayrıca bu barış sadece Kürtlerin değil bütün Türkiye’nin barışı olacak. Barışı garanti altına al kendini değil.
CHP hep söylüyor mesela biz olan biteni bilmiyoruz diye. AKP samimi ise muhalefeti acilen sürece dahil etmelidir. Barışı için herkesi ikna etmelisiniz. Parlamento bir barış yasası çıkarsın ve bütün parti grupları buna dahil olsun. Barış böyle olur. Ayrıca Başbakan toplumu bilgilendirmiyor. Toplumu görüşmelerin içeriği konusunda heyet aracılığıyla bilgilendiren tek kişi Sayın Öcalan .
Sonra Başbakan’ın Urfa mitinginde söylediği Sakine Cansız’ların ölümünde cemaatin rolü olduğun söylemesi çok ciddi bir mesele. Bunun aydınlanması gerekiyor.
HDP’ye şu sorular elbette sorulacak. PKK’yı silah bırakmaya ikna edecek misiniz? Örgütle aranıza mesafe koyacak mısınız?
Biz Türkiye’de demokratik siyasetin kanallarının açılmasını istiyoruz. demokratik siyaset yapılabilse zaten ortada sorun kalmayacak. Klasik siyasi söylemler Türkiye’ye yıllar kaybettirdi. Yeni bir barış stratejisine ihtiyaç var. Biz devletin işleyişi değişsin istiyoruz. Çok kimlikli, çok kültürlü yapıya göre yeniden şekillenmesi gerekiyor. HDP olarak ilk işimiz ‘sivil Anayasa çalışmaları’nı yeniden gündeme taşımak olacak.
Kürtler ayrılmak istiyor söylemine cevabınız HDP midir?
Bakın Kürtlerin arasında bağımsızlık isteyen elbette vardır, buna karışamayız. Ayrıca böyle düşünebilme hakları da vardır ama biz yani HDP ve bütün birleşenleri, ortak bir geleceği kurmak yönünde tavır alıyoruz. Birlikte yürümeyi istiyoruz. Ortadoğu’nun kaderi yeniden şekilleniyor. Bütün halklarla birlikte demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bu da ayrışarak değil güçbirliği ile olur.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Siyaseti bırakabilirim” dedi, nasıl değerlendirdiniz?
Ben siyaseti bırakmadığını, aksine siyaset yaptığını düşünüyorum. Türkiye’de siyasi dengeler 24 saatte değişir. AKP’de de alternatifsizlik var. “Başbakan gittikten sonra ne olacak?” sorusuna kimse cevap bulamıyor. Tek adam siyaseti bizi bu noktaya getirdi. Abdullah Gül’ün “Beni gözardı etmeyin ben de varım” dediğini düşünüyorum. Bence Başbakan’la pazarlık devam ediyor. Kim neyi alacak diye tartışıyorlar ama işleri de bence o kadar kolay değil.
AKP seçim sitemini de değiştirmek istiyor, ‘daraltılmış bölge uygulaması’ diyor. Siz ne diyorsunuz?
Muhalefete sormadı bile. Kendi ihtiyaçlarına göre her şeyi değiştirmeye çalışıyor. Diğer taraftan seçim barajı duruyor. CHP muhalefet yapmıyor sadece itiraz ediyor. Önerisi yok. Başkanlık sistemi dedi ya hükümet, şimdi bunun arkasına takılıp bunu tartışacağız.
Başbakan Erdoğan Köşk’ü garanti altına aldı mı sizce?
Ben çok öyle düşünmüyorum. Yerel seçim sonuçlarına bakıp öyle düşünüyor olabilir ama hiç ummadıkları zamanda durum çok farklı olabilir. Bir kere yerel seçim sürecinde CHP’nin yanlış tutumu ve kaset siyaseti yüzünden yolsuzluk iddiaları unutuldu, halkta karşılığı olamadı. Komplo algısını iyi yönetti hükümet. Ama buna rağmen sandık sonucu iddiaları aklamadı. Biz bunun takipçisi olacağız. Sonra AKP demokratikleşme konusunda ciddi hatalar yaptı, savunduğu değerlerden uzaklaştı. Kendi tabanında da rahatsızlık var biz bunu görüyoruz. İşte bunu biz doğru örgütlemeliyiz. Rahatsız olan AKP tabanı da bizim hedef kitlemiz olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday çıkaracak mısınız? Yoksa ittifak mı yapacaksınız?
Daha henüz tam tartışıp karara bağlamadık ama kendi adayımızı çıkarma eğilimimiz yüksek. HDP süreci netleşince haziran gibi adayımız olacaksa o da netleşmiş olur. İttifak konusunu daha tartışmadık.
Beyaz Türklerden oy alabilir misiniz?
Aldık ve alacağız. Bize oy vermeleri için çok neden var. Herkes kendi isyanını bizde örgütleyebilir. Buna imkân açıyoruz. Ekoloji politikamızı, inanç politikamızı ya da kadın politikamızı, demokrasi politikamızı beğendiği için bize oy verebilir. Kendini bizde bulabilir. Kemalizm’in de kendini güncellemesi lazım. Dünya değişti. Demokrasi anlayışı değişti. Halk hareketleri değişti. Üstelik biz tam da onların toz kondurmadığı laik seküler partiyiz, hem de gerçek anlamıyla kimsenin inancını ayrıştırmadan seküler partiyiz.