Basın Konseyi'ne sert tepki!
Bakan Ergin, Hatay'da incelemelerde bulunan basın konseyi üyelerinin kanıt olarak sundukları fotoğrafı eleştirdi
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hatay’da ambulanslarla Suriye’ye silah taşınıyor iddialarına yanıt verdi: Suriyelilerin olay çıkardığına dair bir tane vaka yok. Ben hesabı ödemiyorum git belediye başkanından, validen al diyen yok. Acımasız bir dezenformasyon (bilgi çarpıtma) var. Basın konseyi üyelerinin Hatay’la ilgili dile getirdiği konuşmalar var. Olayla hiç alakası olmayan absürt bir fotoğraf, ambulans içinde silahlar, havan topları, iple bağlanmış tabanca, mayın bağlanmış ambulansın tavanında sallanarak avize gibi gidiyor. Böyle bir silah taşıma yöntemi biliyor musunuz? Bunlar ya kurgulanmış ya da fotomontajdır.”
“Hatay’da kalan Suriyeliler misafir”
CNN TÜRK’te “Aykırı Sorular”a konuk olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hatay’da incelemelerde bulunan basın konseyi üyelerinin “Suriye’ye ambulanslarla silah taşınıyor” iddiasına sert tepki gösterdi. “Açıklama büyük bir sorumsuzluk örneği” diyen Ergin, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit’in gösterdiği silah yüklü ambulans fotoğrafını da “absürt ve kurmaca” diye niteledi.
Hatay’da şartlar artık farklı
Adalet Bakanı Ergin, şunları söyledi: “Hatay’da 1.5 yıl öncesine göre farklı şartlar var. 2002-2011 başına kadar Türkiye-Suriye ilişkilerinde olağanüstü iyi bir dönem yaşandı. 2011’de başlayan ve Arap Baharının Suriye içerisindeki huzursuzluklar ve bir takım asayiş olayları sonucunda Türkiye çok çaba sarf etti. Suriye’den maalesef Hatay’a göçler başladı. Bunlar mülteci değil. Mültecilerin ayrı bir hukuki alt yapısı var. Bunlar misafir, sığınmacı şeklinde. Bunların finansmanı şimdilik bize ait. BM ciddi bir katkı yapmadı.”
Şehirdeki Suriyeliler’in durumu iyi
“Hatay’dan Türkiye’ye gelen 45 bin sığınmacı var. Bunların şu an 11 bin 536’sı Hatay’da beş kampta barınıyor. Biraz daha ekonomik durumu iyi olan, pasaportuyla gümrükten gelen insanlar bunlar otellerde, kiralık yerlerde kalanlar.”
Yargıdaki problemler çözülüyor
“Yargının problemi nedir. Birincisi uzun süreli sürmesidir yargılamanın. Bu nerden kaynaklanıyor diye baktığımız zaman Türkiye’nin bugün itibariyle ilk dereceli mahkemelerinde davalar 7 ayda bitiyor. Temyiz mahkemelerinden geçmesi kesinleşmesi üç seneyi dört seneyi buluyor. Sorunlar 4 başlıkta tespit edilip planlamalar yapıldı. Bir yıl sonra yargının hızlanışına dokunabileceğiz.
Genelkurmay Başkanı’nın (İlker Başbuğ) tutuklanması sıradan bir olay değildir. Bir Genelkurmay Başkanının tutuklanmasını ben de arzu etmem. Keşke olmasaydı.”