Gazete Vatan Logo

Başbakan'a 'fil' yanıtı!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında CHP’yi tanımlarken Mevlana’nın Mesnevi adlı eserinde anlattığı fil hikayesine yaptığı göndermeye, “Eğer bu değerli Türk büyüğü filin üzerine, yani CHP’nin üzerine yapışmış bir sinek gibiyse o fili tarif edemez. Sineğin gördüğü gözle görebilir ancak o fili. Eğer sen gerçekten CHP’yi tanımlamak istiyorsan CHP’nin üzerinden ayrılacaksın. Uzağa bakacaksın, uzaktan bakacaksın” sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Mevlana’nın orada “aydınlığın” örneği verdiğini ifade ederek “Bizim hedefimiz aydınlıktır, aydınlık bir Türkiye’dir. Karanlıkla bizim hesabımız yoktur” dedi.
CHP İl Başkanları toplantısı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında parti genel merkezinde başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, bundan üç yıl önce 2010 tarihinde il başkanları toplantısında CHP’nin hem filiz, hem de çınar olduğunu söylediğini anımsatarak, “Bunu şunun için söylüyorum, hala CHP’yi anlamak istemeyenler var. Biz gelenekleri olan, tarihi ve kökleri olan bir partiyiz. Biz yeniliğe açık olan bir partiyiz. Biz yönümüzü çağdaş uygarlığa döndüren bir partiyiz. Biz yönümüzü Batı'ya çevirmişiz. Çağdaş uygarlık değişim demektir. Neden ‘hem çınarız, hem filiziz’ diyoruz. Eğer dünya değişiyorsa, bilim, insanlar, hedefler değişiyorsa CHP de değişiyor. Değişmeyen tek şey ‘değişmeyen’ sözcüğüdür. Her şey değişir. Ama o değişimi insanlık için, özgürlük için, uygarlık için belli bir eksene oturttuğunuz zaman o eksende CHP’yi görürsünüz” diye konuştu.

Konuşmasında medya özgürlüğünün önemine de değinen Kılıçdaroğlu, bir toplumda medya baskı altına alınmışsa, bunun toplumun da özgürlüğünün elinden alınmış olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Bugün Türkiye’de 22 yaşındaki bir gazetecinin pankartın önünde fotoğraf çektirdiği için tutuklandığını belirten Kılıçdaroğlu, il başkanlarına “Gazetecilerin bu kadar yoğun bir şekilde hapse atıldığı dünyada ikinci bir ülke yok. Demokrasi sorunumuz var, özgürlük sorunumuz var. O nedenle CHP’nin il başkanları olarak 81 ilde sizin sorumluluklarınız var. Eğer demokrasiyi, çok partili rejimi bu ülkeye getiren parti CHP ise demokrasinin ayaklarımızın altından kaydığı bu süreçte hepimize düşen görevler var” diye seslendi.

-“BİRİLERİ CHP’Yİ ANLAYAMAZ”

Kılıçdaroğlu, bu ülkede yeni düşüncelerin CHP’nin ürünü olduğunu söylerken, “Anayasa mahkemesini, güçler ayrılığı ilkesini ilk seslendiren parti CHP’dir. Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığını savunan, üniversiteler özgür ve özerk olmalı diyen ilk parti CHP’dir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran, İmam hatip okullarını açan, ilahiyat fakültelerini açan ilk parti CHP’dir. Ama insanların inancına saygı gösteren, dini siyasete alet etmeyen tek parti o da CHP’dir. Birileri CHP’yi anlayamaz, anlamak istemez. Onların birikimi de buna yetmez zaten” dedi.

-“YANLIŞ OLAN FİLİN KENDİSİ DEĞİL, KARANLIKTA SORMAK”

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında CHP’yi tanımlarken Mevlana’nın Mesnevi adlı eserinde anlattığı fil hikayesine yaptığı göndermeye de yanıt verdi. “Bu Değerli Türk büyüğü örnek verirken, aslında kendi cehaletini sergiliyor” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Ben sormak isterim, Recep Bey sen acaba Mevlana’nın Mesnevi’sini okudun mu? Onun ne söylemek istediğini biliyor musun? Hz. Mevlana’nın gönüller sultanı olduğunu biliyor musun? Onun engin hoşgörüsünden senin nasiplendiğin var mı? Verdiğin örnekle aslında suçunu bilgisizliğini itiraf ediyorsun sen. Ben yine sormak isterim buna, sen hayatın boyunca Mevlana’nın hangi sözünü tuttun, hangi sözüne itibar ettin sen? Mevlana’yı anma töreninde konuşmaları bile yasakladın sen. Eksik olan, yanlış olan filin kendisi değil, fili tanımlayanlar. Karanlıkta soruyorsun bu nedir diye? Burada hata filde mi? Yoksa karanlıkta git hortumu tut diyende mi? Eğer siz aydınlıktan korkuyorsanız, karanlıkta insanların yaptıklarının hesabını soruyorsanız siz aydınlığın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hata mı arayacağız güneşte. Bir bilim adamının önemli bir sözü vardır, ‘güneşe tapılan ülkede ısı kanunları iyi anlaşılamaz’ diye. Karanlıkta el yordamıyla fili tutan fili anlayamaz. Burada söylenmek istenen, bir şeyi net göreceksiniz, aydınlıkta göreceksiniz, gerçek haliyle göreceksiniz ve ondan sonra tanımlayacaksınız. İnsanları karanlığa mahkum ederseniz fili tarif edemezsiniz. Eğer siz CHP’yi böyle tanımlıyorsanız zaten baştan yanlış yapıyorsunuz.”

-“FİLİN ÜZERİNE YAPIŞMIŞ SİNEK GİBİ”

CHP’yi tanımlamak için ahlak, zeka, tarih bilgisinin gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer bu değerli, Türk büyüğü filin üzerine, yani CHP’nin üzerine yapışmış bir sinek gibiyse o fili tarif edemez. Sineğin gördüğü gözle görebilir ancak o fili. Eğer sen gerçekten CHP’yi tanımlamak istiyorsan CHP’nin üzerinden ayrılacaksın. Uzağa bakacaksın, uzaktan bakacaksın. Hedefini büyüteceksin, göreceksin o zaman devasa bir CHP kimliğini. Biz karanlıkta tanım yapmayız. Bizim hedefimiz aydınlıktır, aydınlık bir Türkiye’dir. Aydınlığa inanırız. Karanlıkla bizim hesabımız yoktur. Onun için Mevlana o örneği veriyor. İnsanlar karanlıkta yollarını bulamazlar. Aydınlığın örneğini veriyor. Almamız gerek ders de budur zaten” diye konuştu.

-BİR DİKTATÖR HEVESLİSİNİN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir diktatör heveslisinin hezeyanları, bizi çağdaş uygarlık hedefinden alıkoymamalıdır. Hele hele bu kişi, suni gündemler yaratabilmek için, ihtiyaç duydukça, halka yalan söylediğini itiraf edecek kadar ciddiyetsizse” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir diktatör heveslisinin hezeyanları, bizi çağdaş uygarlık hedefinden alı koymamalıdır. Hele hele bu kişi, suni gündemler yaratabilmek için, ihtiyaç duydukça, halka yalan söylediğini itiraf edecek kadar ciddiyetsizse” diye konuştu.
CHP İl Başkanları toplantısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında parti genel merkezinde başladı. Toplantının açılış konuşması konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, CHP’nin her zaman ve koşulda, iyiliğe ve dürüstlüğe inanan bir gelenekten geldiğini ifade ederek, “Ayrımcılık bizim kitabımızda yoktur, felsefemizde yoktur, dünya görüşümüzde yoktur. Her yerde ve her ortamda eğer sosyal demokrat bir partiysek bizim merkezimizin odağında insan vardır. Biz insanın sorunlarını çözmek istiyoruz biz, bu coğrafyada barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kimsenin etnik kimliğini biz sorgulamayız, kimsenin inancını sorgulamayız. Herkesin inancına, etnik kimliğine saygı gösteririz. Onun içindir ki CHP olarak biz ‘herkesin etnik kimliği kendi şerefidir’ deriz, bu bizim temel hedefimizdir. Kurulduğumuzdan beri böyle söyleriz ve böyle söylemeye de devam edeceğiz” dedi.

-KÜRT SORUNUYLA İLGİLİ BAŞBAKAN’A KENDİ SÖZLERİYLE YÜKLENDİ-

Kendilerinin hiçbir zaman söyledikleri sözlerinden dönmediklerini, ne söyledilerse arkasında durduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a tarih vererek Kürt sorunuyla ilgili bazı sözleriyle yüklendi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Size ibretlik bir örnek vereceğim, 2002’de bu ülkenin Başbakan’ı şöyle söylüyor, ‘Türkiye’de Kürt sorunu yok, var diye inanmayacaksın, sorun yok diye inanacaksın. Sorun yok dersen sorun ortadan kalkar.’ Cümleye, düşünceye bakın. Anlatıma bakın. 2004 aynı kişi söylüyor, ‘Türkiye’de bir Kürt, biz Apaza, Çerkez gerçeği varken Allah göstermesin onlarca sorun doğurur. Geçiyoruz, 2005, ‘Türkiye’de Kürt kökenli vatandaşların sorunu, Türk kökenliler kadardır.’ Geçiyorum, ‘Türkiye’de Kürt sorunu ne olacak diyenlere, diyorum ki; Herkesten önce benim sorunumdur.’ Geçiyoruz, 2011, yine bu değerli Türk büyüğü söylüyor, ‘Benim için Kürt sorunu bitmiştir.’ Ne oldu? 180 derece diyeceğim, o da yetmiyor artık. 360 derecelik bu turun amacı nedir? Hani politikacı halka gerçekleri söylerdi. Hani doğruları söylerdi. Onun için gerçeklerin tamamını halka anlatmak zorundayız.”

-“TÜRKİYE ŞANGHAY TOPLULUĞUNUN ÜYELERİ GİBİ TEK SESLİ BİR REJİME SÜRÜKLENMEKTEDİR”-

Kılıçdaroğlu, CHP’nin yönünün, hedefinin çağdaş uygarlık olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’e dediği “Bizi Şangay Beşlisi içine alın, AB’ye ‘Allahaısmarladık’ diyelim” sözlerine ise sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Bir diktatör heveslisinin hezeyanları, bizi çağdaş uygarlık hedefinden alıkoymamalıdır. Hele hele bu kişi, suni gündemler yaratabilmek için, ihtiyaç duydukça, halka yalan söylediğini itiraf edecek kadar ciddiyetsizse. Siyaset yoluyla, servet transferini bizzat istediğini söyleyecek kadar pervasızsa. Bağımsız olması gereken yargıya ve medyaya açıkça talimatlar yağdıracak kadar sınır tanımazsa. Siyasi hırsları ve ihtirasları için insanların şeref ve haysiyetleriyle oynayacak kadar düşüncesizse. Siyasi şov uğruna Türkiye’yi komşularıyla sıcak çatışmanın ortasına sürükleyebilecek kadar çılgınsa. İşsizlik ve yoksulluktan şikayet eden vatandaşlarla alay edecek kadar kibirliyse. Toplumdaki farklılıkları birbirine karşı, tehlikeli bir şekilde kışkırtmayı ve çatışmayı, sürekli bir siyaset tarzı haline getirecek kadar sorumsuzsa, toplumun bütün reflekslerini dumura uğratmak için devlet terörüne başvurmaktan çekinmeyecek kadar gözünü karartmışsa sorun sıradan, siyasal bir sorun olmaktan çıkmıştır. Türkiye farklı bir yerdedir. Herkesin bunu çok iyi bilmesi lazım. Türkiye ancak Şanghay Topluluğunun kimi üyelerinde gördüğümüz gibi şeklen çok partili ama aslında tek boyutlu ve tek sesli bir rejime sürüklenmektedir. Başbakanın AB’ye yönelik, ‘Şanghay’a üye olalım, AB’den çıkalım’ önermesi, Türkiye için, nasıl bir model, nasıl bir standart, nasıl bir gelecek tasarlandığının açık kanıtıdır. Bunu hepimizin çok iyi bilmesi lazım.”

CHP’liler olarak, toplumun bütün dokularına girmek zorunda olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, tarihin kendilerine yüklediği görev ve sorumluluk olduğunu dile getirerek, “Bu görevin ve sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundayız. Her koşulda, her zorlukta, önümüze çıkarılan her engelde, başarı startını vermek ipi göğüslemek zorundayız. Türkiye’nin demokrasiye ve özgürlüğe ihtiyacı var. Türkiye’nin gelecek, güzel günlere, barış içinde yaşamaya, huzura ihtiyacı var. Türkiye’nin çağdaş uygarlık hedefinden sapmamasına ihtiyacı var. Türkiye’nin bilgi toplumu olmaya ihtiyacı var. Asıl hedefimizin bu olması gerekir. İster Doğu’da, ister Batı’da, ister Güney’de, isterse Kuzey’de yaşayalım, ister Orta Anadolu’da biz bir bütünüz. Sapmayacağız inançlarımızdan, neyin ne olduğunu artık hepimiz biliyoruz, gerçekleri halka anlatmak hepimizin temel görevidir” diye konuştu.

Haberin Devamı