Bakan Süleyman Soylu: Türkiye'nin karşısında kimse şımarmasın!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin 15 Temmuz’dan bu yana tüm güvenlik problemlerini bütüncül bir yaklaşımla çözdüğünü belirterek, "Türkiye terör karşıtı politikalarında en başından beri samimi ve kararlıdır. Önümüzdeki süreçte de YPG ve PKK süreçleri bu işin son darbesi olacak. Batı'nın üzerinden de sonra anlayacaklar büyük bir yük almış olacağız" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Üniversitesi 2019- 2020 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Bakan Soylu, üniversitenin konferans salonunda düzenlenen törende öğrencilere, ‘Türkiye’nin 21. yüzyıl hedefleri fırsatlar ve hedefler’ konulu eğitim ve öğretim yılının ilk dersini verdi. Bakan Soylu, çocuklar ve gençlere güzel bir gelecek bırakmak için çalıştıklarını söyledi. Bu doğrultuda milletin desteğiyle güçlü ve kararlı adımlar attıklarını belirten Bakan Soylu, "Zeytin Dalı Harekatı'na bakın. Acaba mühimmat bize yeter mi diye endişemiz vardı. Çünkü mühimmatı aldığımız yer ABD idi. Vermeyecekleri aşikardı. O yüzden çok daha iyi bir planlama yapmalıydık. Bilesiniz ki bugün onlara ihtiyaç duymayan hocalarımızın, akademisyenlerimizin ürettiği, Türk mühendislerimizin imar ettiği ve kimseye ihtiyaç duymadığımız mühimmatları Zeytin Dalı Harekatı’ndan bugüne kadar kendimiz üretebilen bir ülke haline geldik. Türkiye büyük bir mücadele veriyor. Bir taraftan bunu yaparken diğer taraftan hizmet standartlarını artırmaya çalışıyor" dedi.
BU YIL KAÇAK GÖÇMEN SAYISI 400 BİNİ BULACAK
Kaçak göçmenler hakkında bilgiler veren Bakan Soylu, "2016 yılında toplam 175 bin kaçak göçmen yakaladık Türkiye içerisinde. 2017 yılında 376 bin kaçak göçmen yakaladık, 2018 yılında 268 bin kaçak göçmen yakaladık. Şu anda rakam 320 bin. Bu yıl 400 binle bitireceğiz. Bunu şunun için söylüyorum. Bunun sorumlusu biz değiliz. Bunun sorumlusu maalesef dünyayı yönsüzlüğe mahkum kendileri de yönsüzlük içine olan batı ülkeleridir. Bunun sorumlusu biz değiliz. ABD, 2002 yılında Afganistan’a girdiği zaman binlerce insan öldü. Bunun sorumlusu da sebebi biz değiliz ama bunun tüm maliyetlerini omzumuzda taşımaya çalışıyoruz. Ege’de kaçak göçmen botlarında adını sanını duymadığımız ülkelerin vatandaşlarını yakalıyoruz. İktidarsızlık gelişmiş batı ülkeler tarafından dikkat ediniz bir küresel yönetim modeli olarak uygulanıyor" diye konuştu.
PKK İLE MÜCADELE
Bakan Soylu, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle kendini savunmak zorunda olduğunu söyledi. Terör örgütleriyle ilgili sürdürülen mücadele hakkında bilgiler veren Soylu, şöyle dedi:
"40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Milyarlarca dolar. İnsanlarımız kaynaklarımız, maliyetlerimiz. Ben Kato Dağı'nı defalarca gördüm. Türkiye’de hayvancılığın en iyi yapılacağı yerlerden bir tanesidir. 20 yıldır terör nedeniyle giremediğimiz yerlerde daha dün enerji bakanımız videosunu gösterdi. Şarıl şarıl petrol akıyor. En önemlisi ülkemizi, insanını bölmeye parçalamaya birbirinden ayırmaya çalıştılar. Gelişmiş batı ülkeleri olarak nitelendirilen devletler 40 yıldır PKK’ya aklınıza gelebilecek her türlü desteği verdiler. Silah eğitimi verdiler. Uluslararası koruma verdiler, moral verdiler. Son 5 yıl İŞİD ve DAEŞ ile mücadele bahanesiyle bu örgüte açıktan destek verdiler. PKK terör örgütünün Türkiye’ye parasal olarak maliyeti 350 milyar dolar ile 1,2 trilyon dolar çeşitli hesaplamalar var. Bir başka çalışmada terörizmin gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranının yüzde 1,4 azaldığı yönünde ciddi bir sonuca ulaşmıştır. Bu işin içinde sosyal maliyetlerde var. PKK terörü, Türkiye’nin önemli gücü olan Anadolu kardeşliğini bozmaya çalışmaktadır. İki peygamberin yan yana yattığı başka örnek söz konusu değildir. Ama bizi bizden ayırabilmek için ortaya koydukları şey. Eğer Türkiye istikrarsızlaştırırlarsa Balkanlar, Orta Doğu, Asya ve etraf coğrafyaya istedikleri gibi sahip olabilme imkanına sahip olabileceklerdir. Bu kadar açık ve net. DAEŞ ile mücadele bahanesi altında sınırımızda yapılanlar tam anlamıyla oradaki yapının tamamen oluşturulması, coğrafyamızın alt üst edilmesi ve kendilerine ait militan devlet oluşturulması ve bin yıllık kardeşliğimiz arasına terör sokulmasıdır. Bugün Türkiye oradaki barış operasyonuyla ilgili demokratik yapıyı bozacağı iddiasında bulunanlar esasında kendi sosyal hırsızlıklarını örtmeye çalışmaktadırlar."
TERÖR KORİDORU OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR
O bölgede kimlerin ne yapmaya çalıştıklarını bildiklerini anlatan Bakan Soylu, "O bölgede kimlerin yaşadığını biliyoruz. Biz o bölgede köy köy mahalle mahalle ne üretildiğini biliyoruz. YPG’nin bir süredir ne yapmaya çalıştığını bir süredir takip ediyoruz ve biliyoruz. Harita çok net. Bir terör koridoru oluşturulmaya çalışılıyor. Buda batının eliyle yapılıyor. Yapmak istedikleri Türkiye’yi taca çıkarmaktır, etkisiz hale getirebilmektir. Yapmak istedikleri bizi medeniyetimizden, coğrafyamızdan ayırmaktır. Afrin’de yapmak istedikleri oydu. DAEŞ’in de PYD’nin da PKK’nın da patronu aynıdır. Farklı değildir. Bütün bilgilerimiz değerlerimiz bütün saha çalışmalarımız bizi bu sonuca çıkarmaktadır. Türkiye ne yaptığını bilen, nesillerine huzur içinde bir coğrafya bırakmaya isteyen bir ülkedir" dedi.
‘TÜRKİYE İÇİNDEKİ TERÖRİST SAYISI 500’LÜ RAKAMLARA GELDİ’
Bakan Soylu, terörü kaynağından yok etmek için mücadele verdiklerini ifade ederek, şöyle dedi:
"Bütün bunların yanı sıra kesintisiz operasyon. Sürekli taarruz ve kesintisiz operasyon. Bu üç temel mekanizmanın üzerinde gidiyoruz. Bunu sağlayabilecek bir kabiliyete sahibiz. Terör örgütüne adım attırmıyoruz. Sadece o değil. MLKP, DHKP-C kırsalda etkililerdi. Kırsalda kalmadılar. Erzurum bölgesi uzun zamandır ilk kez teröristsiz. Büyük mücadele veriyoruz ve 500’lü rakamlara geldi Türkiye içindeki terörist sayısı. Bu şu demektir. İnanın açlıktan kırılıyorlar. Son ele geçirdiğimiz teröristler bir deri bir kemik halinde. Telsiz konuşmalarından nasıl aç kaldıklarını o mağaralarda nasıl kaldıklarını çok iyi biliyoruz. Şu an Suriye sınırları içinde bir şekilde YPG ve PKK oradaki karışıklıktan istifade edip, o bölgede farklı bir oluşuma girmek istiyor. Biz buna Azez’de, Afrin’de, Carablus’ta, El Bab'da nasıl müsaade etmediysek buna bilmenizi isteriz ki Fırat’ın doğusunda da müsaade etmemiz mümkün değildir. Kim buna müsaade etmemizi, sessiz kalmamızı istiyorsa bilin ki geleceğimizle hesabı vardır. Biz güçlüyüz. Allah korusun. Ayağımız bir sekmeye başlarsa tepemize her yerden binecekleri aşikardır. Sevgili gençler. Biz size böyle bir Türkiye bırakamayız. Bedeli ne olursa olsun. Her an tehdit edilen, her an parmak sallanılan her an karşınızda sizi istediğimiz gibi idare ederiz diyen yüksekten konuşanları ayakları titreyen bir ülke bırakamayız. Ayakları üzerinde duran, etrafındaki coğrafyaya barışı huzuru getiren kucaklaştırabilen bir Türkiye bırakmalıyız. Biz büyük ve asil bir ülkeyiz."
"TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA KİMSE ŞIMARMASIN"
Egemen bir devletin ne yapması gerekiyorsa onları yaptıklarını anlatan Bakan Soylu, politikalarının son derece doğru ve gerekli olduğunu söyledi. Yaşadıkları coğrafyanın tümüyle kardeş olduğunu ifade eden Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Güçlü olmak zorundayız. Bu coğrafya hataya tahammül edemez. O yüzden biz güçlü olmayız. Birlik içinde olmak zorundayız. Hiç kimsenin bir ülkedeki iktidarsızlığı fırsat bilerek fiili durum oluşturarak bir devlet kurmasına biz müsaade etmeyiz. Sınırlarımız içinde sürekli bizi rahatsız eden, evlatlarımı şehit eden bu örgüte bizim müsemma göstermemiz söz konusu değil. Bunu kaynağında kurutmaya kararlıyız ve bunu başaracağız. Türkiye terör karşıtı politikalarında en başından beri samimi ve kararlıdır. Suriye’de iç savaş noktasında ilkeli sivil hayatı öncelik edinen, terör ve teröristi muhatap almayan bir duruşu en başından beri sergilemiştir. Ancak şunu ifade etmek isterim. Türkiye karşısında hiç kimse şımaramaz. 40 yıldır Türkiye sınırları içinde terör faaliyetleri yapacaksın hem insani hem de birçok maliyeti oluşturacaksın, insanları göçe sürükleyip ceremesini Türkiye’ye çektireceksin, sonra biz bunun hesabını sormayacağız öyle mi? Biz bunun hesabını sorarız. Türkiye 15 Temmuz’dan beri tüm güvenlik problemlerini bütüncül bir yaklaşımla çözmektedir. Önümüzdeki süreçte de YPG ve PKK süreçleri bu işin son darbesi olacak. Batı'nın üzerinden de sonra anlayacaklar büyük bir yük almış olacağız. Onların boşluklarını tavsiye etmiş olacağız."
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ELEŞTİRDİ
CHP’yi eleştiren bakan Soylu, şunları kaydetti:
"İktidar ve muhalefet arasında elbette ki eleştiri olur. Demokrasinin gereğidir. Bazen haklı bazen haksız söylemler olur ama özellikle siyaset, milli meseleler noktasında kimin yanında durduğuna iyi bakmalıdır. Dün ana muhalefet partisi liderinin bu konuyla ilgili yönelttiği soruya üzüldüğümü ifade etmek isterim. Terörün hesabını PKK’dan sormuyor. Suriye bağlantılarından ve bizden sormuş. PKK ile YPG’nin kim olduğunu bilmiyormuş gibi ona silah verip onu eğitenin, para verenin kim olduğunu bilmiyormuş gibi PKK’nın yerine Mehmetçikle yan yana omuz omuza mücadele eden oradaki Özgür Suriye Ordusunu konuşmuş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de onun üzerinden terör destekçisi konumuna getiriyor. Bu Türkiye’ye yapılan bir ayıptır ve yazıktır. Bu doğru değildir. Muhalefet yapabilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Biz insanız. Elbette eksikliklerimizi hatalarımız olabilir ama 40 yıldır bu konu bizim sırtımızda kamburdur. 40 yıl sonra bu gençlerimizin bu sorunlarla karşı karşıya kalmasına seyirci mi kalacağız. Şimdi tam fırsatını yakaladık. Türkiye’ye terörle bir şeyler ödememek isteyenlere bedel ödetme zamanıdır. Bunu yapabilme kabiliyetine sahibiz. Tutturmuşlar bizim orada ne işimiz var? Ben biliyorum orada ne işimiz olduğunu. Orada bir yapı oluşturmaya çalışacaklar, terör sınırımızda hakim olacak bizim orada ne işimiz var. Bizim orada istikbalimiz var. Bizim orada kardeşliğimiz var. Huzurumuz var. Bizim orada yıllardır Türkiye‘ye çektirmeye çalıştıkları meseleleri tamamen bitirme noktasında bir irademiz var. Binlerce kilometre öteden gelenlere sormuyorsun, Avrupa’dan gelenlere sormuyorsun ama namluyu Türkiye’ye çevirmiş oradaki Arap’ı da Kürt’ü de Türkmen’i de yerinden eden YPG/PKK ile mücadele eden Türkiye’ye bunun hesabını soruyorsun ve biz buna siyaset diyoruz. Türkiye’nin orada ne işi var diyenlere yeniden seslenmek istiyorum. Siz onu düşüne durun biz oraya gidip iki dakikada PKK’yı bitirip hemen geleceğiz, sorularınızı da cevaplayacağız."
Törenin ardından Karabük Üniversitesi Rektörü Refik Polat, Mehmet Ali Şahin'e fahri doktora unvanını vererek, cübbe giydirdi. Bakan Soylu, Şahin'e belgesini verdi.