Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lübnan ziyareti kapsamında başkent Beyrut'ta Lübnanlı mevkidaşı Cebran Bassil ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de sondaj gemileriyle çalışmalar yaptığını anımsatan Çavuşoğlu, hem kendi kıta sahanlığında hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ruhsat verdiği alanlarda Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak için faaliyetler yürüttüklerine işaret etti.
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının haklarını sonuna kadar savunacaklarının altını çizerek, "Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir anlaşmanın geçerliliği yoktur." ifadesini kullandı.
Suriyelilerin Suriye'ye dönüş sürecine de değinen Çavuşoğlu, bu insanların geri dönüş konusunda duydukları endişelere işaret etti. Çavuşoğlu, Suriye'ye dönenlerin temel ihtiyaçlarının karşılanması noktasında uluslararası toplumun daha duyarlı olması gerektiğini belirterek, "Suriyelilerin Suriye’ye dönerken neler yapılması gerektiği konusunda Lübnan, Ürdün ve Irak ile birlikte bir ortak forum düzenleyebiliriz. Uluslararası toplumu da buraya davet edebiliriz." şeklinde konuştu.
İDLİB'DEKİ GÖZLEM NOKTALARI
İdlib'deki gözlem noktaları ile ilgili de konuşan Çavuşoğlu, "Bizim İdlib'de gözlem noktalarımızdaki askerlerimiz mahsur durumda değil, kimse de mahsur bırakamaz" dedi.
"Bölgesel konularda Türkiye ile Lübnan arasında herhangi bir ihtilaf yoktur, tamamem hemfikir olmaya yakınız." diyen Çavuşoğlu, Suriye krizinin siyasi yollarla çözülmesinden yana olduklarını ve bunun için Astana sürecini başlattıklarını kaydetti. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmeleri için çalışmalar yaptıklarını aktaran Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı kapsamında oluşturulan güvenli bölgelere bugüne kadar 346 bin Suriyelinin dönmesini sağladıklarını ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, en çok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye ile Lübnan arasındaki iş birliğine ilişkin bir soruya, "Suriyeli mülteciler konusunda Lübnan ile yakın iş birliğimiz var, bugünkü toplantılarımızda bunu ele aldık." dedi.
Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bu konuda sadece iki ülke arasındaki iş birliği yetmez, uluslararası toplumun ve uluslararası örgütlerin daha fazla duyarlı olması gerekiyor. Ülkelerimizde yaşayan Suriyelilerin en büyük endişesi, döndüğümüzde ne olacak? Hayatları başta olmak üzere geleceklerinden ciddi endişe ediyorlar. Az önce de ifade ettiğim gibi güvenli hale getirdiğimiz bölgelere 346 bin kişi geri döndü, çünkü oralarda kendilerini güvende hissediyorlar. Ülkelerine geri giden Suriyelilere yönelik de uluslararası toplumun daha duyarlı olması gerekiyor. Ülkelerine dönenler için su, elektrik, sağlık ve eğitim hizmetleri gibi temel ihtiyaçların karşılama konusunda da duyarlı olunması gerekir."
"Filistinlilerin hakları parayla satın alınamaz"
Filistin meselesine de değinen Çavuşoğlu, "İsrail işgaline karşı Filistinli kardeşlerimizin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Filistinlilerin haklarının parayla satın alınamayacağını başta ABD olmak üzere herkese duyuruyoruz." diye konuştu.Çavuşoğlu, İsrail'in Filistinlilerin yanı sıra Lübnan ve Suriye'nin Golan Tepeleri'ne yönelik ihlallerine de karşı olduklarını vurguladı.
Türkiye-Lübnan ilişkileri
Türkiye olarak Lübnan'ı kardeş ülke ve komşu olarak gördüklerini dile getiren Çavuşoğlu, Lübnan'ın güven ve istikrarını Türkiye ve bölge için çok önemli bulduklarını aktardı. Gerek iki ülke arasındaki ilişkiler düzeyinde gerek uluslararası platformlarda Lübnan'ı desteklemeye devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, Lübnan'ın ekonomik kalkınmasının da Türkiye için önem arz ettiğini dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu kapsamda Türk firmaların Lübnan'da yatırım yapmak istediğini, kendilerinin yatırımcıları desteklediğini kaydetti.
Türk firmaları enerji alanında Lübnan'a ilgi gösteriyor
Özellikle enerji alanında Türk firmaların, Lübnan'a ilgi gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, bu yöndeki çalışmaların daha da ilerleme kaydetmesi için Türkiye'nin 2010 yılında imzaladığı ve Lübnan tarafının imzasını bekleyen iki ülke arasındaki serbest bölge anlaşmasını hatırlattı. Çavuşoğlu, son yıllarda Türkiye'ye bir milyondan fazla Lübnanlı turistin geldiğini, kendisinin de Antalyalı olması hasebiyle iki ülke arasındaki turizm hareketliliğinden son derece memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Basil'den Türkiye'ye teşekkür
Toplantıda konuşan Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil de İsrail'in sınır ihlallerine karşı Lübnan'ın yanında yer aldığı için Türkiye'ye teşekkür etti.Basil, Türk mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri ele aldıklarını ve bunların geliştirilmesi konusunda hemfikir olduklarını dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu'nun, Türk firmaların Lübnan'da enerji alanında yatırım yapmaya istekli olduğunu kendisine bildirdiğini söyleyen Basil, halihazırda Türk yatırımcıların Lübnan'da önemli çalışmalarda bulunduklarını anlattı. Basil, Lübnan'ın güneyinde konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesinde yer almasından dolayı Türkiye'ye teşekkür etti. Suriye krizi başta olmak üzere Türkiye ve Lübnan'ın ortak zorluklarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Basil, iki ülke olarak terörle mücadeleye ciddi katkılar sunduklarını aktardı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye ve Lübnan'a sığınan Suriyeli mülteciler konusunu da ele aldıklarını söyleyen Basil, mültecilerin artık ülkelerine geri dönmeleri ve bu konuda Türkiye ve Ürdün ile iş birliği içinde çalışmaları gerektiğini kaydetti.
Lübnan'ın da Suriye'deki krizin siyasi yollarla çözülmesinden yana olduğunu, Astana görüşmelerine gözetleyici olarak Lübnan'ı da davet eden Türkiye'ye teşekkürlerini sunan Basil, Filistin meselesine ilişkin ise Türkiye'nin onurlu bir duruş sergilediğini sözlerine ekledi.