Bakan Çavuşoğlu'ndan AB'ye çağrı: Somut adımlar bekliyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, başkent Ankara’da 13. Büyükelçiler Konferansı açılış konuşmasında gündeme dair önemli açklamalarda bulundu. Çavuşoğlu konuşmasında, AB'ye seslenerek, "Avrupa Birliği'nden somut adımlar atmasını bekliyoruz. Türkiye'nin nasıl vazgeçilmez bir ülke olduğunu oluşturduğumuz bir programla yeniden anlatacağız. Türkiye, Avrupa'dır ve Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var. Avrupa güvenliğinin Türkiye'ye ihtiyacı var. 360 derece bakışla çevremizdeki her bölgede sürdürülebilir barış lisanıyla devam etmeyi diliyoruz." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13'üncü Büyükelçiler Konferansı'nın resmi açılış töreni öncesi Ankara'da bakan yardımcıları Faruk Kaymakcı, Sedat Önal ve çok sayıda Türk büyükelçi ile birlikte Dışişleri Şehitliği'ni ziyaret etti. Saygı duruşuyla başlayan törende konuşan Çavuşoğlu, "1973'ten bu yana terör örgütlerinin temsilciliklerimizi hedef alan saldırılarında diplomatlarımız ile aile mensuplarından 41 şehit verdik. Her sabah bakanlığımızın girişinde aziz şehitlerimizin altın harflerle yazılı isimlerini görerek mesaimize başlıyoruz. Şehitlerimizin hatıralarını başta şehadet şerbetini içtikleri ülkelerde yaptırdığımız anıt ve plaketlerle her yıl düzenlediğimiz anma törenleriyle yaşatıyoruz" dedi. Bakan Çavuşoğlu ve bakan yardımcıları, şehitler için dua edildikten sonra mezarlara karanfil bıraktı.
BÜYÜKELÇİLERLE ANITKABİR ZİYARETİ
Bakan Çavuşoğlu, daha sonra konferansa katılan Türk büyükelçilerle Anıtkabir'i ziyaret etti. Bakan Çavuşoğlu ve büyükelçiler, Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Aziz Atatürk, 13'üncü Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle büyükelçilerimizle birlikte tekrar huzurunuzdayız. Banisi olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti 100'üncü yılına emin adımlarla yürüyor. 255 dış temsilciliğimizle ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi için çalışıyoruz. Milli hak ve menfaatlerimizi, yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımızın haklarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Girişimci dış politikamızla 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkeniz ışığında bölgede ve dünyada barışa katkıda bulunuyoruz. İnsani dış politikasıyla Türkiye, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında mazlum ve mağdurlara umut ışığı olmaya devam ediyor. Köklü tarih ve medeniyetimizden aldığımız güçle dünyanın her yerinde üstün gayretle çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz. Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun."
'ERMENİSTAN'I UYARIYORUZ'
Anıtkabir ziyaretinin ardından Çavuşoğlu, bu yıl '2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi' temasıyla Ankara'daki bir otelde düzenlenen konferansa geçti. Konferasın açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, dış politikada yapılan çalışmaları anlatarak, "Mesala Ege'de ve Doğu Akdeniz'de, 'Ne yaparsam yanıma kar kalır' anlayışıyla yapılan hesapları bozduk. Haklarımızın gasbedilmesine seyirci kalsak, on yıllarca sürecek yeni çekişme ve hatta çatışma ortamı doğacaktı. Etkili tedbir aldık. Bölgede bize rağmen iş yapılamayacağını göstermiş olduk. Mesela, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin enerji denklemlerinden dışlanmasına set çektik. Bize karşı kurulan oyunları sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerimizle ve 2019 Libya anlaşmamızla bozduk. Kıta sahanlığımızın sınırlarını belirledik. Şimdi, bizi de içerecek alternatifler aranmaya başlandı. Ortaya koyduğumuz önerilerle bu dinamiği somutlaştırmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle birlikte harekete geçtik. Mesela, Karabağ'da barışın önündeki işgal engeli yıkılırken Türkiye doğrunun, haklının ve adaletin yanında yer aldı. 'Donmuş ihtilaf' tabirini sorguladık. Buzun erimesinin her an çatışma demek olduğunu hatırlattık. Çatışma başladığında kahraman Azerbaycan ordusunun işgal altındaki topraklarını kurtarmasını destekledik. Ardından süratle bölgesel barış için çabalara yöneldik. Bu sayede bugün işgal altındaki toprakları, yerlerinden edilmiş kişileri ve her an patlayacak çatışmayı değil, bölgesel barışı ve işbirliğini konuşuyoruz. Buradan Ermenistan'ı da yeni provokasyonlara girmemesi konusunda tekrar uyarıyoruz" dedi.
'TEK BAŞIMIZA YAPTIKLARIMIZ AB İLE YAPSAK AYAKTA ALKIŞLANIRDI'
Çavuşoğlu, Ukrayna krizinin Türkiye'nin değerini yeniden gözler önüne serdiğini ifade ederek, "Her krizde Türkiye, yanında olmak isteyeceğiniz ülkedir. Tarihin akışı herkese, Türkiye'nin dostluğunun değerini tekrar tekrar öğretir. Avrupa Birliği'nde (AB) ve geniş Avrupa'da barış, istikrar ve refahın korunması ve geliştirilmesinde Türkiye doğal ve güçlü bir ortaktır. Dış politikada tek başımıza başardıklarımızı AB ile birlikte yapmış ve yapıyor olsaydık, AB tüm dünyada küresel bir aktör olarak ayakta alkışlanırdı. Gelin, önce bunu kabul edelim. Bugün Avrupa Siyasi veya Jeopolitik Topluluğu gibi formüllerde aranan angajman, esasen bizim açımızdan ortaklık statüsü, Gümrük Birliği ilişkisi ve AB üyelik müzakere süreciyle zaten tesis edilmiştir. Üyelik sürecimize gölge düşürecek önerilere açık değiliz. Üyeliğimizi hızlandıracak ve ilgili politika alanlarında bize de yetki verecek bütünleşme adımlarına ise olumlu bakıyoruz. Aynı zamanda, Avrupa'nın AB ile kısıtlı olmayan gerçek sınırlarında; kapsamlı, içerikli, samimi, somut bir istişare ve iş birliği mekanizmasının hayata geçirilmesi ihtiyacı da ortada" diye konuştu.
'AVRUPA GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR'
Çavuşoğlu, savaşın, AB ülkelerinin dünya gerçeklerine gözlerini yeniden açmasını sağladığını vurgulayarak, "Düzensiz göç krizi, enerji krizi, güvenlik krizi, iklim krizi artık Avrupa'yı derinden sarsıyor. Güvenlik nefes gibidir, önemini ancak eksikliğini hissettiğinizde anlarsınız. Bu nedenle Avrupa güvenliğinin Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye'nin de Avrupa'nın bir parçası olarak kıtanın güvenliğine katkı sunma sorumluluğu var. Çünkü Türkiye Avrupa'dır. Dolayısıyla, Avrupalı bir güç olarak kıtanın bu zor döneminde yeniden dikkatimizi Avrupa'ya veriyoruz. Kıtamızın buna ihtiyacı var. Türkiye Avrupa'dır ile 'Yeniden Asya'yı aynı stratejik vizyonun tamamlayıcı unsurları olarak görüyoruz. Bu çerçevede, Yeniden Asya'nın eylem ve program yapısından Avrupa'da ve diğer coğrafyalarda nasıl yararlanabileceğimizi de değerlendireceğiz. Benzer şekilde, 360 derece bakışla çevremizdeki her bölgede ve küremizde sürdürülebilir kalkınma ve barış lisanı ile konuşulup, davranılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
'TERÖRLE MÜCADELEYE DESTEK BEKLİYORUZ'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2 ay önce Madrid'de Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkileyen bir yaklaşım tarzına karşı önemli bir eşik atlandığını belirterek, "AB üyesi Finlandiya ve İsveç'in terörle mücadelede kendilerinin de sorumlulukları olduğunu kabul etmeleriyle oluşan çerçevenin, örnek ve emsal olmasını diliyorum. Bunları dilemekle kalmayıp verilen sözlerin, yapılan niyet beyanlarının takipçisi olacağız. Çünkü teröristler sınırlarımızın hemen ötesinde veya bazı başka ülkelerde destek buluyor. Terörizmin kökünün kazınmasının önündeki en büyük zorluk, budur. Başta PKK/PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede kararlıyız, hassasız. Tüm ülkelerden terör örgütleriyle mücadelemize destek olmalarını bekliyoruz. Terörle mücadelenin Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu umut ederiz ki dünya kamuoyu layıkıyla anlamıştır" dedi.
'KARADENİZ'DE ASKERİ TIRMANMAYI ENGELLEDİK'
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın ortaya çıkardığı yeni krizlere acil çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Türkiye, Karadeniz'deki iki önemli komşusu arasında başlayan bu savaşın tüm etkilerini derinden hissediyor. Hedefimiz; savaşın en kısa zamanda, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını güvence altına alacak adil bir barışla sona erdirilmesidir. Bu anlayışla, savaşın ilk gününden itibaren çok kulvarlı bir siyaset yürüttük. Ukrayna’ya ve uluslararası insani çabalara destek sağladık. Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakere sürecini kolaylaştırmak için Sayın Cumhurbaşkanı'mızın önderliğinde aktif bir diplomasi yürüttük. Bir yandan Rusya’nın saldırısını savaş olarak nitelendirdik ve Montrö Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesini devreye soktuk. Diğer yandan da NATO dahil tüm ilgili taraflara bu hassas dönemde, savaş gemilerini boğazlardan geçirmemeleri yönünde telkinlerde bulunduk. Karadeniz’de askeri tırmanmayı bu sayede engelledik. Rusya ve Ukrayna arasında üstlendiğimiz kolaylaştırıcı rolle tarafları, Antalya ve İstanbul’da bir araya getirdik" diye konuştu.
'ABDÜLHAMİD HAN SONDAJ GEMİSİ, YARIN İLK GÖREVİNE AÇILACAK'
Çavuşoğlu, Ege ve Doğu Akdeniz'de de barış ve iş birliğinin hüküm sürmesini arzu ettiklerini vurgulayarak, "Milli davamız Kıbrıs meselesinde çözümün anahtarı bellidir. Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarının, egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi gerekir. Ne bizim ne de Kıbrıs Türkünün boşa geçecek bir 50 yılı daha vardır. Şayet bir müzakere olacaksa iki toplum arasında değil; iki devlet arasında olacaktır. Kıbrıs çevresindeki kaynaklar için hakça paylaşımı savunuyoruz. KKTC, bunun için 2011’den bu yana önerilerde bulunuyor. Son olarak 1 ve 8 Temmuz’da yine yapıcı bir iş birliği önerisini Birleşmiş Milletler'e iletti. Böyle bir mekanizma kurulursa; Doğu Akdeniz’deki meselenin yarısı çözülür. Doğu Akdeniz politikamızın bir unsuru da elbette egemen haklarımız. Yunan-Rum ikilisi son 1 yılda kıta sahanlığımıza 9 kez gemi göndermeye kalkıştı. Bunları hem sahada hem masada aldığımız önlemlerle engelledik. Yarın da kısmetse Abdülhamid Han sondaj gemisi ilk görevi için Akdeniz’e açılacak" ifadelerini kullandı.
'ABD'DEN BEKLEDİĞİMİZ TATMİNKAR ADIMLARI HENÜZ GÖREMEDİK'
Çavuşoğlu, ABD ile son dönemde ikili ilişkiler yanı sıra bölgesel ve küresel birçok konuda anlamlı bir diyalog geliştirmeye başladıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Ancak PKK/PYD/YPG, FETÖ ve tek taraflı yaptırımlar konularında maalesef ABD'den beklediğimiz tatminkar adımları henüz göremedik. Bu görüş ayrılıklarımızı ve somut iş birliği olanaklarımızı yapıcı bir anlayışla ele almak için Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması'nı kurduk. İlk toplantıyı mevkidaşım Blinken ile gerçekleştirdik. Salgına ve uluslararası konjonktüre rağmen 2021'de rekor düzeye ulaşan ticaretimiz ve ekonomik iş birliğimiz, olumlu gündemimizin itici gücü haline geldi. Bununla birlikte, ABD’nin meşru beklentilerimiz doğrultusunda adımlar atması gerektiği de bir gerçek" dedi.