Bahçeli'den flaş yeni anayasa açıklaması: Metin yazımı sonuçlandı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. MHP lideri Devlet Bahçeli gündem hakkında önemli açıklamalarda bulundu.Devlet Bahçeli, "MHP yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır. 100 maddelik yeni anayasa adıyla yeni anayasa önerimizin hazırlık aşaması tamamlanmıştır. İlk sözümüz yerine getirilmiştir. Ön çalışma şu anda elimizdedir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Artık uzlaşmak ve yeni bir anayasa hazırlamak milli vecibedir. Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar, ipe un serenler, fuzuli bahanelerle konuşmaya bile kapalı duranlar, tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır." dedi.
Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hazırladıkları 100 maddelik yeni anayasa önerisini açıkladı.
Asıl gündeme geçmeden önce yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına değinmek istediğini söyleyen Bahçeli, salgınla mücadele amacıyla uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının yanı sıra aşılama çalışmalarının hedeflenen seviyelere ulaşmasıyla Ramazan Bayramı sonrasının umutla karşılanacağına inandığını dile getirdi.
Millet olarak zor bir süreçten geçildiğine işaret eden Bahçeli, karşılıklı anlayışa, alınan tedbirlere uymaya, inançların bir lütfu olan yardımlaşma ve dayanışma hasletlerini canlı tutmaya daha fazla ihtiyaç olduğunu belirtti.
İnsanlığa musallat olan Kovid-19'un, en az hasar ve kayıpla atlatılması için devlet ve milletin kenetlenmesinin her düzeyde tezahür etmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Türkiye'de bu kenetlenmenin sağlandığını bildirerek, şunları kaydetti:
"CHP'nin, İP'in ve diğerlerinin yalanları toplum nezdinde itibarsızdır. Tedavülde tutulan karalama kampanyasına aldanacak yoktur. Sağlık altyapımız güçlüdür, başta Sağlık Bakanımız olmak üzere doktorlarımız, hemşirelerimiz, hasta bakıcılarımız çalışmalarını fedakarca sürdürmektedir. Allah'ın izniyle Türkiye, maruz kaldığı badireyi yenecektir. Aşı konusunda ikilem ve güven sorunu yaşayan vatandaşlarımızın, kaygılanacakları, korkuya kapılacakları hiçbir şey olmadığını açık yüreklilikle ifade etmek isterim.
Bir diğer mesele de aşıların tedarikidir. Bununla ilgili olumlu ve memnuniyet verici gelişmelerin varlığına Sağlık Bakanımız sürekli vurgu yapmaktadır. İnsanlarımızın duygularıyla oynayıp, salgından siyasi rant devşirmek için fırsat kollayan siyasi zihniyetler bize göre hezeyandadır, art niyetlidir. Kim ne derse desin salgın yönetimi doğru bir şekilde yapılmaktadır. Bu fasit daireden çıkmamızı istemeyen odakların karamsarlık aşılamaları da ahlaken ve vicdanen sorumsuzluktur."
Devlet Bahçeli, Kovid-19'dan dolayı hayatını kaybedenlere ve terörle mücadele esnasında şehit düşen askerlere rahmet, şu anda hastanelerde tedavi görenlere acil şifa diledi. Bahçeli, herkesin yaklaşan Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı da kutladı.
"Anayasalar, değişmez, değiştirilemez metinler değildir"
Bahçeli, mazisi neredeyse 145 yılı bulan anayasa tartışmalarının, toplum ve devlet hayatına deyim yerindeyse ambargo koyduğunu belirterek, bu tartışmaların kalıcı bir mutabakatla düğümlenmesi temel amaç olsa da istisnai dönemler haricinde bu amacın gerçekleşemediğini söyledi.
Devlet ile millet arasındaki karşılıklı sorumlulukları esas alan anayasaların, değişmez, değiştirilemez metinler olmadığını dile getiren Bahçeli, gerektiğinde, şartlar elverdiğinde zamanın ruhuyla, milli ve manevi emanetlerin ufkuyla müsemma bir anayasanın yazılmasının kaçınılmaz bir görev olduğunu aktardı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir toplum sözleşmesi olan anayasanın, aynı şekilde milli hedefleri muhtevasında barındırmasının, tarihin ve toplumun gerisine düşmeden, geleceğin koordinatlarını çizerek, devlet-millet uyumunu kökleştirmesinin, yegane öncelik olduğuna dikkati çekti.
Bahçeli, "Bir diğer bakış açısıyla ifade etmek gerekir ki anayasalar devletin ana teşkilat düzenini tayin ve tespit etmektedir. Devletin siyasi ve hukuki teşkilatlanması, sosyolojik ve tarihi gerçeklere mutlaka yaslanmak zorundadır. Bundan mahrum bir anayasanın ise üreteceği tek şey çatışma ve cepheleşmedir. Masa başında devlet teşkilat düzenini hazırlamak, demokrasiyle izah edilemeyecektir. Yeni anayasa yapmak demek, tarih ve sosyolojiyi doğru okumak kadar, milletin ihtiyaç ve hedeflerini de idrak etmek demektir." diye konuştu.
"Temel ilkeler kıskançlıkla muhafaza edilmelidir"
Türkiye Devleti'nin ana teşkilat yapısının, Türk milleti temelinde üniter bir Cumhuriyet olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ve kurucu felsefesi, çağın eğilim ve yönelimleri ne olursa olsun kıskançlıkla muhafaza edilmelidir. Muhtemel hangi öneri üzerinde konuşursak konuşalım ön şart, bu ilke ve felsefenin, Anayasa'nın başlangıç kısmında ve birinci maddesinde kesin bir dille temellenmesidir.
Anayasa yapmak, yıkımın ve bölünmenin altyapısını kurmak, erkler arasındaki kaosu derinleştirmek şeklinde anlaşılmamalı, asla böyle algılanmamalıdır. Millet nam ve hesabına hazırlanacak her anayasa teklifinin öz itibarıyla Türk milletinin ruh kökünden doğması, Türk devletinin vaki yönetim sistemiyle payidarlığının temin edilmesi asıl olmalıdır."
Bahçeli, bugünkü siyaset sahnesinde, her partinin yeni bir anayasa konusunda destekleyici tavrının görüldüğünü, hiçbir parti veya hiçbir sivil toplum kuruluşunun, ortaya çıkıp da yamalı bohçaya dönen, maddeleri arasındaki tutarsızlığı aleni olan darbe anayasasından memnuniyet duyduklarını ileri sürmediğini, süremediğini anımsattı.
"Siyaseti, gladyatör arenasına dönüştürmek akıl harcı değildir"
Herkesin en azından ittifak halinde yeni bir anayasadan bahsettiğini dile getiren Bahçeli, bu durumun ilk aşamada konuşmak, görüşmek, farklı düşünce ve teklifleri paylaşmak için müsait bir zeminin varlığına işaret olduğunu ifade etti. Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak sıra 'nasıl bir anayasa yazılsın' sorusuna cevap aramaya geldiğinde ne yazık ki potansiyel anlaşmazlıklar, kutuplaşmış üsluplar kuvveden fiile geçmektedir. Her partinin samimi bir durum muhasebesi yapmasında sonsuz yararlar vardır. Ön yargıların giyotinine, siyasi angajmanların mayınlı alanına ülkemizi teslim etmek, vatan ve millet sevgisiyle şüphesiz bağdaşmayacaktır. Şayet bir toplum sözleşmesinin hazırlanmasına güçlü vurgu yapıyorsak, önce uzlaşmanın erdemine bağlanmamız, subjektif değerlendirmelerin tutsaklığından da derhal sıyrılmamız gerekecektir. Sıkılı yumruklarla, ideolojik taassuplarla anayasa yapmak, ne bugün ne de tarihte mümkün olmuştur. Siyaseti, gladyatör arenasına dönüştürmek akıl harcı değildir. Bu devlet bizimdir. Bu millet biziz. Cumhuriyet, cumhurun aziz mükafatıdır.
Daha iyiyi bulmak, daha güzele ulaşmak, daha kaynaşmış ve kucaklaşmış bir devlet ve toplum düzenine vasıl olmak ütopya olarak görülmemelidir. Milletler ve medeniyetler mücadelesinin kızıştığı, yeni bir dünya tasarımının siyasi ve entelektüel çevrelerde hararetle konuşulduğu, Kovid-19 sonrası dönemde bildiklerimizin tamamen dışında bir dünya tablosunun yeşermeye başlayacağının öngörüldüğü bir zamanda, ayağımıza pranga vurduramayız, var olan prangaların kalmasına da göz yumamayız. Tarihi geriye sarmaya kalkışmak, çareyi denenmiş reçetelerde aramak, bugünü ve geleceği yorumlamaktan aciz düşmektir. Bir bakıma da korkaklıktır."
"Bundan kaçış yoktur"
Milletin temsilcilerinin, milletin namına taşıdığı sorumlulukları bulunduğuna işaret eden Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Artık uzlaşmak ve yeni bir anayasa hazırlamak milli vecibedir. Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar, ipe un serenler, fuzuli bahanelerle konuşmaya bile kapalı duranlar, tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak, Milli Mücadele kahramanlarına, Cumhuriyet'in kurucu değerlerine, milletimizin bizatihi egemenlik haklarıyla Türk tarihinin şerefli anılarına hürmetin ve gelecek nesilleri düşünen sorumluluk bilincinin gereğidir. Bundan kaçış bize göre yoktur."
Devlet Bahçeli, partisinin 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda milletle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne sahip çıkma, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etme stratejisini paylaştığını anımsattı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir başka stratejik hedef olarak da sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir yeni bir anayasa hazırlığını gösterdiğini belirtti.
Konuyla ilgili kurultay ve partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grup toplantısında yaptığı konuşmaları hatırlatan Bahçeli, "MHP, yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır. 'Cumhuriyetin 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa' adıyla ve bu çerçeve içinde 100 maddelik anayasa önerimizin, iftiharla belirtmek isterim ki hazırlık aşaması tamamlanmıştır. Stratejik hedeflerimizden birisiyle ilgili sözümüz yerine getirilmiştir. Bu kapsamda titizlikle sürdürülen ön çalışma şu anda elimizdedir." dedi.
Partisinin, Cumhuriyet'in 100. yılını, yeni anayasa açısından hem bir fırsat hem de tarihi bir dönüm noktası olarak ele aldığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet'in 100. yılında, milletin iradesinden feyzini alarak, TBMM'nin kabul edip aziz milletimizin takdir ve tensibine sunmasını amaçladığımız sivil anayasa ile yeni yüzyılı lehimize çevirme imkanı doğmuştur.
Her zaman millet iradesini ve egemenlik haklarını esas alan, bu doğrultuda fikri ve siyasi mücadelesini kararlılıkla ifa ve icra eden partimiz, 'Cumhuriyetin 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa' önerisini milletimize ve siyasi muhataplarımıza bugün itibariyle duyurmaktadır.
MHP'ye göre, Cumhuriyet'in 100. yılında yeni anayasa yapmak, yeni bir toplum sözleşmesini milletimize kazandırmak bir tercihten öte tarihi, ahlaki ve milli bir sorumluluktur. Biz bu sorumluluk duygusuyla hareket ederek, üstümüze düşen siyasi görevi yapmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Eğer istikbalin yol haritasını çizeceksek, ruh kökümüzü yansıtan, yalnızca bize özgü, bizi anlatan, geçmişle gelecek arasında herkesi kucaklayacak bir köprü kuracaksak yeni bir anayasadan başka bir seçenek kalmamıştır. Bu anayasa önerimiz, önümüzdeki yüzyılın demokratik meşalesi, milletimizin geleceği inşa ve ihya hamlesidir.
Her şeyden önce bu çağın insan hakları, devlet düzeni, demokrasi kazanımları ve hukuk anlayışına müzahir yeni bir anayasa yapmak, Türkiye'nin 21. yüzyılda lider ülke gayesine muazzam bir hizmettir."
"Türk milletine vefa borcumuz, demokratik görevimizdir"
Bahçeli, milli ve manevi müktesebatla çelişmeyen, yeni yönetim sisteminin doğasıyla çatışmayan, aynı zamanda Türkiye'nin dünyada yükselen güçlü rolünü destekleyecek yeni bir anayasaya ihtiyacın ileri düzeyde olduğunun altını çizdi.
Cumhuriyet'in 100. yılında demokratik ve sivil nitelikli bir anayasa yapma fırsatı doğduğunu, siyaset kurumunun ve sivil toplum kuruluşlarının tarih huzurunda sorumluluk altına girdiğini belirten Bahçeli, "Cumhuriyet'in 100. yılı, çoğulcu, katılımcı, kapsayıcı ve demokratik usullerle yeni bir anayasa hazırlamak için büyük bir şevk, heyecan, ilham kaynağı olarak önümüzdedir." diye konuştu. Bahçeli, bu değerlendirmenin hilafına görüş beyan eden henüz hiç kimsenin, hiçbir siyasi parti veya sivil toplum kuruluşunun çıkmadığını ve görülmediğini söyledi.
Bahçeli, darbeci bir özelliğe sahip ve parlamenter sistemin mantığına göre yapılmış mevcut anayasa ile 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası yönetim hayatına giren Türk tipi başkanlık sistemi arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkansız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağının söz konusu olduğunu vurguladı.
Bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılmasının acil ve elzem olduğunun altını çizen Bahçeli, "Bu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak, başkanlık sistemini kurumsallaştırmak, Cumhuriyet'in 100. yılı anısına 100 maddelik yeni anayasa yapmak, Türk milletine vefa borcumuz, demokratik görevimizdir." diye konuştu.
Bahçeli, MHP'nin, bu sorumluluk bilinciyle Cumhuriyet'in 100. yılı anısına, anayasayla ilgili çalışmasını, milletin ve siyasi muhataplarının bilgisine sunduğunu belirtti.
Devlet Bahçeli, MHP'nin yeni anayasa yapılması gerektiği yönünde "genel rapor hazırlama" döneminin geride kaldığını düşündüğünü kaydetti.
"Milli uzlaşma için tarihi bir fırsat kapısı açacaktır"
1982 Anayasası'nın kabul edilmesinden kısa bir süre sonra başlayan gerilim ve arayışların bugüne kadar hiç azalmadan, yoğunlaşarak devam ettiğine işaret eden Bahçeli, 1993, 1995, 2001, 2007, 2010 ve 2017'de anayasa çalışmaları yapıldığını, ancak arzu edilen yeni bir anayasanın ortaya çıkmadığını ifade etti.
Demokratik bir anayasa hazırlığı konusunda sayısız "genel raporun" kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Bahçeli, Türk milletinin bu süreçte, anayasa yapılmasıyla ilgili açık iradesini net bir şekilde gösterdiğini dile getirdi.
Ancak muhtevadaki anlaşmazlıkların mutabakat arayışlarını her defasında sekteye uğrattığını ve sabote ettiğini belirten Bahçeli, "Bugüne kadar yapılan temaslardan, kurulan müzakere masalarından, öyle zannediyorum ki elde edilen kazanımlar, alınan ders ve sonuçlar Cumhuriyet'in 100. yılında ümit ettiğimiz milli uzlaşma için tarihi bir fırsat kapısı açacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de siyasi partilerin geçmişte yeni anayasa için çalışmalar yapsa da bu girişimlerin her defasında yarım ve sonuçsuz kaldığını hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geldiğimiz bu aşamada, siyasi partilere düşen 'yeni bir anayasa istiyoruz' söylemini bir kenara bırakıp, nasıl bir anayasa istediklerini somut bir teklif halinde ortaya koymalarıdır.
MHP, nasıl bir anayasa istediğini gerekçeli 100 maddelik somut öneriyle tek tek belirlemiş, nihayetinde kararlılığını, ciddiyetini, vermiş olduğu söze bağlılığını tevsik etmiştir. Samimiyiz, taşıdığımız misyon ve yeni anayasa önerimizle elhak hazırız."
Anayasa önerisinin dili
Parti olarak, uzmanlık, müzakere, katılım, çoğulculuk ve şeffaflık ilkelerine uygun bir yöntemle anayasa çalışmalarına bu yılın başından itibaren başladıklarını ifade eden Bahçeli, ilk etapta anayasa hukuku alanında uzman bir akademisyen grubu tarafından, bilimsel verilere dayalı, "100 maddelik yeni anayasa metni" yazıldığını bildirdi.
Bu metnin tam bir anayasa olduğunu, "genel gerekçe" ve "madde gerekçelerini" içerdiğini aktaran Bahçeli, metin hazırlanırken, mevcut anayasa, geçmiş dönem Osmanlı-Türk anayasaları, dünya anayasaları, uluslararası insan hakları sözleşmeleri, uluslararası örgütlerin karar ve raporları, bugüne kadar hazırlanmış anayasa öneri ve raporları ile bilimsel yayınların dikkatle incelendiğini ve kuyumcu hassasiyetiyle analiz edildiğini belirtti.
Bahçeli, öneri metninin maddeleri yazılırken, mevcut anayasadan farklı olarak konu bütünlüğünün özenle sağlanmaya gayret edildiğini, mümkün olduğunca her bir konunun tek bir madde içinde düzenlendiğini, maddeler içinde anayasal değerde olmayan ve anayasa ile düzenlenmesi zorunlu olmayan başlıkların ayıklandığını söyledi.
Maddelerde sürekli tekrar edilen bazı hususların da genel esaslarda tüm maddeler bakımından ortak hüküm haline getirilerek yeni bir tekrara düşülmesinin engellendiğini bildiren Bahçeli, anayasanın maddelerinde fıkraların numaralandırılmadığını, önceki anayasalarda olduğu gibi fıkralardaki paragraf uygulamasının devam ettirildiğini aktardı.
Mevcut anayasanın, yapılan kısmi değişiklikler nedeniyle "dil tutarlılığı"nı kaybettiğini, danışma niteliğindeki organlardan bazıları için "kurul", bazıları için de "konsey" kelimesinin kullanıldığına dikkati çeken Bahçeli, "Bir yanda 'Milli Güvenlik Kurulu' tanımlaması varken, diğer yanda 'Ekonomik ve Sosyal Konsey' ifadesi yer almış, bu suretle kelimeler/kavramlar arasında bir dengesizlik ve düzensizlik göze çarpmıştır. Bir başka tutarsızlık da anayasanın genelinde 'hürriyet' kavramının kullanılması, bazı maddelerde de 'özgürlük' kelimesinin geçmesidir." dedi.
Bahçeli, bu nedenle anayasa önerisinde anayasanın dil tutarlılığı ve Türkçeye riayetin azami ölçüde tahkim ve takviye edildiğini ifade ederek, insan haklarının dinamik yapısı göz önüne alınarak, temel hak ve hürriyetler anlayışının güncellendiğini kaydetti.
Bugün 193 ülkenin anayasasının 164'ünde başlangıç kısmı bulunduğuna işaret eden Bahçeli, genel uygulamanın, anayasaların başlangıcında anayasal düzenin benimsediği "temel değerlerin" öne çıkması olduğunu ifade etti.
Devlet Bahçeli, bu değerler arasında, milli kimlikler, dini değerler, devlet ideolojileri, tarihi ve kültürel olaylar, devletin kurucu liderleri, devlete ve hukuk sistemine ilişkin temel ilkeler, anayasayı kabul eden kurucu irade ve kurucu meclislere yer verildiğinin altını çizdi.
Yerleşik hukuk düzeninin değerlerden mahrum olmasının düşünülemeyeceğini belirten Bahçeli, "Yasa piramidinin en üstündeki temel metin olan anayasaların da değerlerden ayrı ve kopuk olması mümkün değildir. Anayasaların başlangıcı, anayasal düzenin vizyon ve misyon bölümleridir. Hukuk düzeninin ruhu başlangıç kısmında yansıtılmaya çalışılmaktadır. Anayasanın 'toplumsal sözleşme' boyutu dikkate alınarak, değerler arasında bir uzlaşma ortaya konulmaktadır." diye konuştu.
Bu nedenle başlangıç metinlerinin normatif dille kaleme alınamayacağını anlatan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Hazırlığını tamamladığımız 100 maddelik anayasa hazırlık önerimizi öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızla ve Cumhur İttifakı'nın ana paydaşı olan AK Parti ile paylaşmak hedefimizdir. Ardından yapılacak müzakere ve görüşmeler doğrultusunda diğer partilere de anayasa önerimizi sunmamız söz konusu olacaktır. Çalışmamız son olarak 'şeffaflık ilkesi' doğrultusunda kamuoyunun tartışmasına da açılacaktır."
"MHP anayasa önerisini hazırlamıştır"
MHP'ye göre, Türk milletinin, kurucu iktidar yetkisine dayanarak, her zaman yeni bir anayasa yapmaya tam yetkili olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Dünya örneklerinde ve tarihimizde görüldüğü gibi anayasayla ne devlet kurulacak ne de devlet yıkılacaktır. Milli irade görüşüne göre 'anayasa devleti kurmaz, millet anayasayı yaparak devleti kurar.' Devlet belli bir toprak parçası üzerinde millet olmuş bir insan topluğunun egemenliği tesis ve teminiyle teşekkül etmektedir. Tarih boyunca kurulan Türk devletleri de böyle hayat bulmuştur.
Uyarıyorum ki millet olma bilincinin ortadan kalkması, ülkenin bölünmesine ve devletin yıkılmasına kadar gidecek karanlık yolu açacaktır. Bu itibarla anayasalar, çağın ihtiyaçlarıyla birlikte, milletin ruh köküne, milli kimliğine, milli dokusuna, milli ve manevi değerlerinin üzerine bina edilmek durumundadır.
Milli değerlere dayanan, modern anayasacılığın kabullerine uygun, 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükmüne ve hükümdarlık haklarına tercüman olan, yeni yönetim sistemiyle bütünleşip birleşen bir teşkilat düzeni kurmak maksat ve muradıyla MHP, anayasa önerisini hazırlamıştır."
Dört kısım ve 100 maddeden oluşuyor
Bahçeli, yeni anayasa önerilerinin temel özelliklerini sıralarken, anayasa önerilerinin başlangıç, genel esaslar, temel hak ve ödevler, Cumhuriyetin temel organları ve son hükümler şeklinde dört kısım ve 100 maddeden oluştuğunu açıkladı.
Çalışmanın şekli bakımdan kısa ya da uzun bir anayasa olmadığını, kaliteli temel kanun anlayışıyla çatısının örüldüğünü anlatan Bahçeli, anayasanın başlangıcının, 164 ülkenin anayasa başlangıçları incelenerek, Türk milletinin ortak değerlerini kucaklayan ve muasır devlet olmanın gereklerini dikkate alan bir yaklaşımla yazıldığını bildirdi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başlangıca, 'Allah'ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk Milleti' düsturu ile giriş yapılmıştır. Devletin genel esasları ilk beş maddede düzenlenen, devletin şekli ve nitelikleri aynen korunarak birinci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasında 'Bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez' denilmiştir. Anayasa'nın ikinci kısmında 'Temel Hak ve Ödevler' düzenlenmiş, birinci bölümde tüm haklara dair ortak rejimi belirleyen 'Genel Hükümler' yer almış, ikinci bölümde 'Haklar ve Hürriyetler' başlığı ile temel hak ve hürriyetler sınıflandırılmadan en geniş şekilde güvenceye kavuşturulmuştur."
"Hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebepleri kaldırılmıştır"
Temel haklara dair genel rejimde 'Hakların bütünlüğü' yaklaşımının esas alındığını belirten Bahçeli, sınırlama rejiminin tek bir maddede düzenlendiğini, temel hak ve hürriyetlerin korunması kenar başlığı altında yeni bir madde eklendiğini aktardı.
Hazırladıkları metinde, hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebeplerinin kaldırıldığını bildiren Bahçeli, temel hak ve hürriyetlerin kapsamının, taraf olunan insan hakları sözleşmeleri baz alınarak, kanunla belirlenmesinin öngörüldüğünü, hakları düzenleyen maddelerde sadece ek güvencelere yer verildiğini kaydetti.
Bahçeli, hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşımın, gerçek anlamıyla buluşturulduğunu ifade etti.
Anayasa taslağının üçüncü kısmında, üç bölüm halinde "Cumhuriyetin Temel Organları"nın, yasama, yürütme ve yargı başlıklarıyla düzenlendiğini dile getiren Bahçeli, yasama organı için "Milli birliği sağlama", yürütme için "Kurumsallaşmış başkanlık sistemi", yargı için "Bağımsız ve tarafsız yapılanma" anlayışının ön plana çıkarıldığını vurguladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, yüzyıl önce kuruluş felsefesinde var olan "Milli birliği sağlama" misyonunun daha da güçlendirildiğinin altını çizen Bahçeli, bu kapsamda, TBMM Başkanı'na "Tarafsız konumuyla" milli uzlaşmanın sağlanmasında ve siyasi krizlerin çözümünde arabuluculuk işlevi yüklendiğini söyledi.
TBMM'nin yetkilerinin kanun yapımında, antlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında kuvvetlendirildiğini aktaran Bahçeli, milletvekillerinin dokunulmazlığıyla milletvekilliğinin düşme sebeplerine dair belirsizliklerin giderildiğini belirtti.
Yürütme organının "Başkan" ve "İdare" şeklinde iki başlık altında düzenlendiğini ifade eden Bahçeli, şu bilgileri verdi:
"Başkanlık Sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde kurumsal yapıya kavuşturulmuş, Başkan ile birlikte iki Başkan Yardımcısının seçilmesi öngörülmüş, Başkanlık Kabinesi, anayasal statüye dahil edilmiş, Başkanlık Hükümet Programı'nın Meclise sunulması yöntemi getirilmiş, Başkanlık kararnameleri ile kanunların münhasır yetki alanları çatışmayacak şekilde belirlenmiştir.
Türkiye'nin üniter yapısına uygun olarak, idarenin kuruluşunda kanunilik ilkesi sağlam ve sağlıklı bir içeriğe taşınmıştır. Üniter devlet ilkesine anayasada açıkça yer verilerek, idari yapılanmada il esası korunmuştur. Anayasal kurumlardan Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Kurumu varlığını sürdürmüş, Diyanet İşleri başkanlığı 'Türkiye Diyanet Kurumu' olarak yeniden yapılandırılmış, Yükseköğretim Kurulunun oluşumunda TBMM'nin yetkileri artırılmış, yeni bir kurum olarak 'Türkiye Liyakat Kurumu' önerilmiş ve Türkiye Merkez Bankası anayasal kuruluş haline getirilmiştir."
Hazırladıkları yeni anayasa önerisinde yer alan yargıdaki yapılanmaya ilişkin detayları da paylaşan Bahçeli, yargı ayrılığı sisteminin devam ettirildiğini, Hakimler ve Savcılar Kurulunun, "Yargı Yüksek Kurulu" adıyla yeniden ele alındığını, avukatlık ve arabuluculuk mesleklerine anayasal statü tanındığını anlattı.
Bahçeli, "Anayasa Mahkemesi, yüksek mahkeme değil, özel bir statüde düzenlenmiş, Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davaları 'Yüce Divan' adıyla oluşturulan yeni bir mahkemeye verilmiş, Yüksek Mahkemeler başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulunun statüsü açıklığa kavuşturulmuş, yargıya ilişkin üye seçiminde TBMM'nin yetkileri genişletilmiştir." ifadesini kullandı.
Anayasa taslağının son kısmında değiştirilme usulünün genel olarak korunduğunu, anayasa değişikliklerini halkoyuna sunma konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisine yetki verildiğini belirten Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisinin, ana hatları açıklanan 100 maddelik anayasa önerisi, genel gerekçe ve madde gerekçeleriyle bir bütün olarak hazırdır. Hedefimiz, geçmiş yüzyılın tecrübelerinden istifade ederek, gelecek yüzyıla hitap eden yeni bir anayasa yapılmasına katkı sunmaktır." diye konuştu.
Osmanlı-Türk anayasacılığında, parlamenter sistemin, yüzyılı aşkın bir süre uygulandığını, ancak Türkiye'de başarılı sonuçlar vermediğini ifade eden Bahçeli, her kanun gibi anayasaların da bir sistematiğinin ve konusunun bulunduğunu, ancak kanunlar gibi anayasaların da sistematiğinin ve içeriğinin zamanın gerisinde kalabildiğini vurguladı.
1982 Anayasası'ndan bugüne kadar 19 defada 184 değişiklik yapıldığını anımsatan Bahçeli, parça parça yapılan bu değişiklikler nedeniyle anayasanın sistematiğinin ve konu bütünlüğünün temelinden bozulduğunu kaydetti.
Devlet Bahçeli, "Türk milletinin muhkem ve muteber beklentisi, Cumhuriyetin 100. yılında parlamenter sistemle geriye gidiş değil, gelecek yüzyılı milli ve vizyoner bir bakışla kavrayan 'Türk Tipi Başkanlık Sistemi'nin kökleşmesi, bunun yanı sıra huzuru, refahı, birlik ve kardeşlik bağlarını tahkim edecek yeni bir anayasa yazılması ve yapılmasıdır." dedi.
"Anayasa konusundaki tartışmalara yeni boyut kazandırmış olduk"
Konuşmasının ardından hazırladıkları 100 maddelik metni basın mensuplarına gösteren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu metni, biz kendi aramızda değerlendirerek, üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz, sürekli kılacağız. Cumhur İttifakı anlayışıyla paydaşımız olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve Sayın Cumhurbaşkanına da vermek suretiyle onların tartışmasına açacağız. Daha sonra Cumhur İttifakı eğer Türkiye kamuoyu ile paylaşılması, siyasi partilerin değerlendirmelerinin alınması, sivil toplum kuruluşlarının da konuyla ilgili görüşlerinin belirlenmesi konusunda bir çalışma düşündüğünde o konuda da MHP olarak her türlü katkıyı ve fedakarlığı yapacağımızı ifade etmek isterim."
Çalışmanın, MHP'nin, Türk Başkanlık modelinin anayasası olduğunu ifade eden Bahçeli, gerekçelerinin de çalışmada yer aldığını ve hiçbir yerinde boşluk bulunmadığını söyledi.
Çalışmayı yürüten bilim insanlarına teşekkür eden Bahçeli, "Böylelikle anayasa konusundaki tartışmalara Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir metinle yeni boyut kazandırmış olduk. Her gün televizyonlarda belli konuşmacıların ısrarlı tavırlarıyla erken seçim, anayasa, seçim kanunları vesaire gibi tartışmalara son verilmeli, işe çatıdan başlamalı. İşte çatı da bu anayasadır." değerlendirmesinde bulundu.