Avukatların 28 maddelik yeni reform önerileri, Adalet Bakanı Gül'e iletildi
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yargıda bekledikleri reformları, sorunlar ve çözüm önerileri ile ilgili çalışmayı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e iletti.
TBB'den, Bakan Gül ile Feyzioğlu'nun görüşmesine ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamaya göre Feyzioğlu görüşmede, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında bugüne kadar önemli adımlar atıldığını, bunların yanı sıra yeni dönemde gerçekleşmesini diledikleri reformlarla ilgili çalışmayı hazırlamadan önce tüm barolara ve meslektaşlarına görüşlerini sorduklarını belirtti.
Çalışma için baro başkanları toplantılarında, genel kurullarda ve meslek örgütü faaliyetlerinde yıllardır edindikleri bilgi ve tecrübeleri, adli yıl açılış konuşmaları başta olmak üzere, yaptıkları açıklamalarda dile getirdikleri konuları derlediklerini ifade eden Feyzioğlu, 1102 avukattan gelen görüşleri de tek tek okuduklarını ve değerlendirdiklerini aktardı.
Reformlar, sorunlar ve çözüm önerileri
Açıklamaya göre, Adalet Bakanı Gül'e sunulan reformlar, sorunlar ve çözüm önerileri, 28 maddede şöyle sıralandı:
"1- Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği ve barolar ortak çalışma yürütmelidir. Mağdurlara adli yardım kapsamında ancak işin ivediliğine binaen maddi durum araştırması yapılmaksızın barolarca avukat görevlendirmesi yapılmalıdır. Mağdur ile mülakat yapan avukat, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle hukuki mücadelede uzmanlaşmış ve bu suçların mağdurları ile iletişim kurma konusunda eğitim almış olmalıdır. Mağdur sürecin hiçbir aşamasında fiziken de yalnız bırakılmamalı, gidilecek tüm resmi makam ve kurumlara adli yardım listesi alt kümesinden görevlendirilmiş avukatıyla gitmelidir. Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi kapsamında kadına karşı basit yaralama, hakaret ve tehdit suçlarında uzlaştırma yoluna gidilmemesi gerektiği değerlendirilmelidir.
2- İlk yargı reformu paketi kapsamında TBMM'ce yapılan kanun değişikliği ile yürürlüğe giren hukuk alanındaki mesleklere giriş sınavından geri adım atılmamalı, 2019'da hukuk fakültelerine kayıt yaptıran öğrencilerden başlamak üzere hukuk fakültesi mezunlarının bu sınava tabi olacağı sürekli vurgulanarak hukuk fakültelerinin eğitim-öğretim kalitelerini artırması zorunluluğuna işaret edilmelidir.
3- İlk yargı reformu paketi çerçevesinde, hukuk fakültelerine girişte aranan eşiğin 100 bine ve ardından 80 bine yükseltilmesinde büyük fayda vardır.
4- Mevcutlar, arzu edilen seviyeye gelinceye kadar, uzun bir süre yeni hukuk fakültesi açılmamalıdır.
5- Hakim ve savcı yardımcılığı kurumu getirilmelidir.
6- Avukat, hakim ve savcı olmak isteyen herkese hukuk fakültesi mezuniyeti sonrasında YÖK tarafından görevlendirilen az sayıda üniversite bünyesinde özel açılacak yüksek lisans programını tamamlama zorunluluğu üzerinde çalışılmalıdır.
7- Türkiye Adalet Akademisinin, Türkiye Barolar Birliğinin de temsil edildiği genel kurulu kaldırılmış, yerine Danışma Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurulda Türkiye Barolar Birliğinin de temsil edilmesi sağlanmalıdır.
8- Hakimlerin bağımsızlığını ve teminatını, savcıların teminatını eksiksiz sağlamak üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu, 'Hakimler Kurulu' ve 'Savcılar Kurulu' olarak ikiye ayrılmalıdır. Birine Yargıtay Başkanı, diğerine Yargıtay Başsavcısının başkanlık etmesi düşünülmelidir.
9- Hakim ve savcı adaylarının gireceği sınavlar da dahil olmak üzere kamuya personel alımlarında tercihen mülakat uygulamasına son verilmelidir. Mülakat sınavları devam edecek ise mülakatlar kamera kaydına alınmalı ve mülakata çağırılacak aday adaylarının sayısı, alımı yapılacak adayların örneğin yüzde 10 veya 15'ini geçmemelidir. Böylece yazılı sınavın anlamını yitirmesi ve liyakat ilkesinden uzaklaşıldığına dair her türlü tereddüt önlenmelidir.
10- Vatandaşların adalete erişimini sağlamak ve güçlendirmek açısından hukuki himaye sigortası üzerinde çalışılmalıdır.
11- İstinaf kanun yolunda hükümlerin kesinleşmesi için öngörülen sınırlar, temyiz kanun yoluna gidilebilecek hükümlerin sayısını arttıracak şekilde düşürülmelidir.
12- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularda verdiği ilkesel nitelikteki kararlara uygun karar verme, hakimlerin terfisinde mutlaka dikkate alınmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla bağlılık ilkesinin uygulamada yıpranmamasına özen gösterilmelidir.
13- Stajyer avukatlara avukat yanında ücretli ve sigortalı çalışma hakkı tanınması angarya yasağını ihlal boyutlarına varan önemli bir insan hakları sorununun çözümüne katkı sağlayacaktır.
14- Baroların, stajyer avukatların iş bulmalarını veya kendi bürolarını açmalarına yardımcı olmak için 'kariyer ofisleri' açması planlanmalıdır.
15- Kolluk amirliği adaylığına alımların önemli bir yüzdesinin hukuk fakültesi mezunları arasından yapılması, soruşturma evresi adli kolluk faaliyetlerinde hukuk devleti standartlarının yükselmesine büyük katkı sağlayacaktır.
16- Seri muhakeme kurumunda, seri muhakeme teklifinin uygulamada müdafi huzurunda yapılmasının yerleşmesi bu kurumdan beklenen amaca yani etkin savunma hakkından feragat etmeden iş yükünün azaltılması hedefine ulaşılmasını sağlayacaktır.
17- Kamuda çalışan avukatların ek gösterge talepleri çözüme kavuşturulmalıdır.
18- CMK ücret tarifesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile eşitlenmelidir.
19- Serbest avukatların emekli maaşları 1800 TL civarındadır. Aynı süre çalışıp emekli olmuş bir hakimin ise emekli maaşı yaklaşık 7 bin TL'dir. Şu durumda avukatların emekli maaşıyla asgari ihtiyaçlarını dahi karşılama imkanları yoktur. Bu durum çözülmelidir.
20- Avukatlık hizmetinin her kaleminde KDV'nin düşürülmesi, vatandaşlarımızın adalete erişim hakkını güçlendirecektir.
21- Mahkemelerde duruşma saatlerine uyulmaması avukatın çalışma hürriyetini ihlal eder boyuta gelmiştir. Sabah 10.00 duruşmalarına öğleden sonra hatta akşam üzeri girilmesi uzun süredir olağan uygulamalara dönüşmüştür. Çözüm, iş planlamasının doğru yapılması ve ilk duruşmanın verilen saatte açıldığının düzenli olarak denetlenmesidir.
22- Avukatların dosyaya sunduğu delillerin mahkeme tarafından yargılama sırasında bir kez de ilgili yerlerden toplanması muhakemelerin uzamasına neden olmaktadır. Sunulan belgelere ilişkin gerekçe gösterilerek bir uyuşmazlık çıkarılmadığı takdirde bunlar sahih kabul edilmelidir.
23- Uyuşmazlıkların doğmadan önlenmesini teminen koruyucu avukatlık modelleri üzerinde çalışılmalıdır.
24- İş uyuşmazlıklarında talep eden her işçiye sosyal hukuk devleti ilkesi çerçevesinde adli yardım kapsamında barolarca avukat görevlendirilmesi düzenlenmelidir.
25- Tutuklamada katalog suçlar gerekçesiz tutuklama kararlarına sebebiyet vermektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki katalog kaldırılmalıdır.
26- Uygulamada ceza mahkemelerinde hakimlerin son celseye genellikle kısa karar taslağını hazırlamış olarak gelmeleri müdafinin yaptığı savunmanın etkisini ciddi oranda azaltmaktadır. Hüküm taslağını esas hakkındaki savunmayı dinlemeden hazırlayan hakim ister istemez ön yargılı hale gelmektedir. Bu sorunun çözümü için sadece hükmün tefhim edileceği, söz alınması ve delil ileri sürülmesi mümkün olmayan bir tefhim celsesi kanunla öngörülmelidir.
27- 15 yıl avukatlık, hakimlik, savcılık veya hukuk fakültesi mezunu olmak kaydıyla valilik gibi üst düzey idarecilik yapmış olanların temel eğitim almaları kaydıyla sınavsız arabulucu olmalarına imkan sağlanmalıdır.
28- İstanbul Tahkim Merkezinin genel kurulu, idarenin doğrudan veya dolaylı olarak atadığı genel kurul üyeleri yerine Türkiye Barolar Birliğinin ve/veya Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin görevlendirdiği üyelerden oluşur ise ulusal ve uluslararası yatırımcı açısından daha cazip hale gelir."