AK Parti'den ilk açıklama
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Özellikle Anadolu Ajansı'nın, milli ajansımızın hedefe konularak, tehdit edilmesi kabul edilebilir bir şey değil." dedi.
Ünal, AK Parti Genel Merkezi önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bugün Türkiye'nin bir demokrasi şöleni yaşadığını ve seçimlerin demokrasinin düğünü olduğunu belirten Ünal, 59 milyon 354 bin 840 seçmenin sandık başına gittiğini ve yüzde 87 katılım oranıyla 188 bin 80 sandıkta oy kullandığını bildirdi.
İçişleri Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre, bugün son dönemlerin en güvenli seçimlerinden birinin yaşandığını aktaran Ünal, seçimin ve yeni yönetim sisteminin hayırlı olmasını temenni etti.
Ünal, Türkiye'nin seçim güvenliği ve seçim sistemi konusunda Avrupa ve dünya ülkeleri içerisinde en güvenli seçim sistemine sahip, sonuçları en hızlı açıklayan ülkelerden bir tanesi olduğunu bildirdi.
Türkiye'de 1877'den beri seçim tecrübesinin devam ettiğine değinen Mahir Ünal, "Bu ülkenin seçimleri ve milletimizin seçimlere gösterdiği ilgi ve tabii ki bir demokrasi kültürünün de sonucu olarak önümüzde." diye konuştu.
Seçimlerin büyük bir demokrasi olgunluğu içerisinde yaşandığını bildiren Ünal, seçim sonuçlarının da hiçbir şüpheye mahal olmaksızın açıklandığına işaret etti.
Parti Sözcüsü Ünal, "Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sözcüsü de açıkladı, yaklaşık 600 bin sandıkta görevlilerinin olduğunu söyledi. Her sandığın başında bütün siyasi partilerin müşahitleri varken ve her sandıktan siyasi partilerin temsilcileri ve diğer siyasi partilerin de temsilcilerinin ıslak imzalı tutanakları alınıyor ve bunlar bütün siyasi partilerin ellerinde var." ifadelerini kullandı.
Bütün siyasi partilerin sonuçları beraberce takip ettiklerine vurgu yapan Ünal, "Türkiye bir hukuk devleti ve Türkiye'nin kurumlarının meşruiyetini sorgulamak, bunlar üzerinde oluşturulacak bir şaibe ve itibarsızlaştırma her şeyden önce bizim birliğimize, beraberliğimize zarar verecek hususlardır. Özellikle bazı kurumlarımızın bizzat hedef alınarak tehdit edilmesi ve bu kurumların görevlilerinin herhangi bir şekilde cevap hakkı olmadığının bilinerek açık bir şekilde tehdit edilmeleri, bu tehditlerin sonuçlarında da kendi tabanlarının tahrik edilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkacak ağır sonuçlar unutulmamalıdır ki bu tahriki yapan siyasilerin ve adayların sorumluluğudur." değerlendirmesinde bulundu.
"Diğer partilerin oylarının güvenliği de bizim namusumuzdur"
Ünal, "AK Parti hükümeti iktidar olmanın sorumluluğu ile davranmakta ve dolayısıyla da kullanılan tüm oylar AK Parti hükümetinin teminatı altındadır. Sadece kendi oylarımızın değil diğer partilerin oylarının güvenliği de bizim namusumuzdur. Çünkü oy demek millet iradesi demektir." dedi.
AK Parti'nin 16 yıldan beri sandıkta tecelli eden millet iradesinin korunması ve egemen kılınmasının mücadelesini verdiğine vurgu yapan Ünal, "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da millet iradesinin sandığa adil bir şekilde tecelli etmesinin teminatı ve takipçisiyiz. Buradan tekrardan bazı siyasi partileri ve adayları uyarıyorum, bu tahrikin ve seçimlere dönük, daha seçimler başlamadan oluşturulan bu tahrik, şaibe ve itibarsızlaştırmanın sonuçları ülkemiz için son derece yaralayıcı ve ağır sonuçlar doğurabilir." diye konuştu.
Tüm siyasileri siyasi sorumluluğa davet eden Ünal, şunları kaydetti:
"Özellikle Anadolu Ajansı'nın, milli ajansımızın hedefe konularak tehdit edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Sizler de biliyorsunuz ki Anadolu Ajansı'nın yetkilileri sandık başkanlarından orada bulunan bütün siyasi partilerinin temsilcilerinin imzaladığı ıslak imzalı tutanakları alıyor ve giriyor. Yani bu herkesin gözü önünde oluyor. Burada herhangi bir şekilde bir şaibenin olması söz konusu değilken, kurumlar üzerinden, Yüksek Seçim Kurulu gibi, Anadolu Ajansı gibi devletin kurumları üzerinden oluşturulan bu ağır tahrik kabul edilebilir bir şey değil. Seçimlerin sonuçlarını hep birlikte şu anda takip ediyoruz ve sandıkta tecelli edecek olan milletin iradesi her siyasi partinin kabulüdür ama seçimlerin sonuçları daha netleşmeden Anadolu Ajansı üzerinden, Yüksek Seçim Kurulu üzerinden oluşturulan ağır tahrik, iftira ve manipülasyon kabul edilebilir bir şey değil. Ülkemiz için de bunun sonuçları her şeyden önce siyasilerin sorumluluk almasını ve herhangi bir şekilde bu kurumların herhangi bir mensubunun saldırıya uğraması ya da benzeri bir durumla karşı karşıya kalınması durumunda bu siyasiler bunun sonuçlarını üstlenecekler mi? Buradan sesleniyorum, bunun sorumluluğu bizzat bu şaiyayı yayan ve sorumsuz davranan siyasilerin ve adayların olacaktır."
"Erdoğan balkon konuşması yapacak"
Ünal, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçime ilişkin bir değerlendirmesi oldu mu, genel merkeze gelip balkon konuşması gerçekleştirecek mi?" sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın genel merkeze geleceğini belirtti.
Sonuçları, tam anlamıyla açıklanana kadar bekleyeceklerini anlatan Ünal, "YSK şu anda sandıkların başında. Bütün siyasi partilerin temsilcileri, müşahitler ıslak imzalı tutanakları genel merkezleriyle paylaşıyorlar. Bu tutanaklar doğrultusunda çıkan sonuçları da hep birlikte şu anda hem basından hem de her birimiz seçim koordinasyon merkezlerinden takip ediyoruz. Sonuçlar milletin iradesinin tecellisidir, her siyasi parti de bu sonuçlara dönük son derece saygılı olmalıdır. Bunlar gerçekleştikten ve sonuçlandıktan sonra Cumhurbaşkanımız genel merkezimize gelcek ve burada inşallah bir balkon konuşması gerçekleştirecek. Sandıkların tamamı açılacak, sonuçları beraberce göreceğiz ve ondan sonra bu sonuçlar çerçevesinde bir değerlendirme yapacağız." diye konuştu.
Ünal, bir gazetecinin "CHP'li yetkililerin Anadolu Ajansı'nın açılan sandık oranını yüksek gösterdiği yönünde eleştirileri var. Eleştirileri, açılan sandık yüzdesine bu kadar hızlı ulaşılamayacağı ve manipülasyon iddiasının da bundan çıktığı yönünde." sözleri üzerine, herkesin elindeki verilerin sandık kurulu başkanlarının ve oradaki bütün siyasi parti temsilcilerinin ıslak imzasıyla verilen tutanaklara dayandığını vurguladı.
Bu tutanaklar dışında hiç kimsenin elinde bir verinin olmadığına işaret eden Ünal, "Biz ya da herhangi bir siyasi parti başka yerden veri almıyor. Bu verilerin girişi, siz de biliyorsunuz ki bazı bölgeler önce giriyor, bazı bölgeler sonra giriyor. Bu veri girişlerinden dolayı biz bütün sandıkların açılmasını bekliyoruz diyoruz. Sandıkların tamamı açılmadan ıslak imzalı tutanakların sonucu olarak bütün sandıklar açıklanmadan birilerinin yüzde 25, birilerinin yüzde 60 demesinin bir kıymeti yok. Nihayetinde YSK seçim sonuçlarını açıklayacak. Bunlar milletin gözü önünde cereyan eden siyasi parti temsilcilerinin, müşahitlerin ıslak imzasıyla tutanak altına alınan seçim sonuçlarından bahsediyoruz. Bunu, manipülasyon yaparak, bunun üzerinden kendi tabanını tahrik ederek yürütülen dil ve manipülasyon doğru değil. Buradan, bütün bu konuda siyasileri dikkatli, sorumlu olmaya davet ediyorum." diye konuştu.
"Tahrikkar ve provokatif dilden vazgeçmeliler"
"Herhangi bir şiddet olayı mı bekliyorsunuz?" sorusuna Ünal şöyle yanıt verdi:
"Kalkıp 'Ben YSK'nın önüne gideceğim, AA'nın önüne gideceğim, bu verileri kabul etmiyorum' gibi ifadeler doğru ifadeler değil. Hepimizin seçim sürecinde sandık başında müşahitlerimizle, her siyasi partinin müşahidiyle birlikte takip ettiği ve birkaç münferit olayın dışında sakin bir şekilde geçmiş, yine sandıklar açıldıktan sonra yine siyasi partilerin temsilcilerinin önünde sayılmış bir seçim ve pusulalardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bunun üzerinden oluşturulan manipülasyonları, bu tehditleri ve kendi tabanlarına dönük tahrik içeren bu ifadeleri doğru bulmuyoruz. Yarın herhangi bir şekilde YSK'ye, AA'ya dönük herhangi bir saldırı gerçekleştiğinde bunun sorumluluğunu bu siyasiler üstlenecekler mi? Tabii ki şu anda son derece güvenli bir ortamda seçim sonuçlarını alıyoruz. Ama lütfen siyasiler, devletin kurumlarına dönük, üstelik cevap hakkı bulunmayan yöneticilerin, devlet memurlarının yönettiği bu kurumlara dönük tahrikkar ve provokatif dilden vazgeçmeliler."
Mahir Ünal, partisinin oy oranının sorulması üzerine, "Bütün sandıklar açılmadan, sonuçlar alınmadan yapılacak değerlendirmeleri doğru bulmuyoruz. Sandıkların tamamı açılsın, sonuçları alalım ondan sonra gerekli değerlendirmeleri yapacağız." dedi.