AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten sığınmacı açıklaması: Günü geldiğinde gidecekler
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK devam ederken gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Yargıtay'ın Canan Kaftancıoğlu kararıyla ilgili, "Bu dosyanın içini ne ben ne Cumhuriyet Halk Partisi bilir. Siyasi tarafgirlikle ele alınan bir konu. Hukukçuların yürüteceği bir tartışma." dedi. Son zamanlarda göç meselesiyle ilgili provokasyonların olduğunu vurgulayan Ömer Çelik, Türkiye'nin göç yönetimiyle mücadele ettiğini ve zamanı geldiğinde sığınmacıların ülkelerine döneceğini açıkladı. Ayrıca Çelik, sığınmacılarla ilgili asayiş sorunlarına vatandaşların kendilerinin müdahalede bulunmaması istedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ettiği Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı gündemine ilişkin açıklamada bulundu. Terör örgütlerine yönelik yurt içi ve sınır ötesinde düzenlenen operasyonlara ilişkin bilgi veren Ömer Çelik, "Her zaman olduğu gibi bu terör örgütlerinin destekçisi olan gruplarla, birtakım uluslararası kara propaganda grupları, Türkiye'ye dönük olarak kara propagandalarını sürdürüyor. Bunlara gereken cevaplar da veriliyor ama herkesin bilmesi gereken şudur. Türkiye'nin yürüttüğü terörle mücadele, dünyanın en meşru mücadelesidir. Bundan hiçbir şekilde taviz verilmeden, büyük bir kararlılıkla bu yürütülecektir" ifadelerini kullandı.
'ETKİLİ SINIR GÜVENLİKLERİ SÖZ KONUSU'
Göç meselesine ilişkin konuşan Çelik, birtakım provokasyonlar yaşandığına işaret ederek, "Bu tarz Avrupa'da aşırı sağcı, ırkçı gruplar tarafından çokça kullanılan bir tarzdır. Bunu da Türkiye'nin içine tercüme ederek, bir siyasi ayrışma, kamplaşma haline getirmeye çalışanların olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin göç yönetimi konusunda hem tecrübesi hem de politikası vardır. Düzensiz göçle etkili bir şekilde mücadele edilmektedir. Bir yandan sorunun kaynağında çözüm aranmaktadır. Etkili sınır güvenlikleri söz konusudur. Birilerinin dediği gibi 'sınırlarımız yolgeçen hanı' gibisinden bir yaklaşım hem TSK'ya hem de emniyet, jandarma teşkilatımıza yönelik bir iftiradır. Ülke içinde belli başlı iller sığınmacı kaydına kapatılmıştır. Sığınmacıların kayıtlı bulundukları illerde kalmaları şeklinde tedbirler alınmaktadır. Ayrıca, Uluslararası Koruma Kanunu'na Türkiye uygun bir şekilde hareket etmektedir. Bir hukuk devleti olarak sığınan ve korunma ihtiyacı bulunanlara, uluslararası hukuk ve kendi medeniyet değerlerimiz çerçevesinde yaklaşılmaktadır" diye konuştu.
Ömer Çelik, 2016'dan bugüne kadar yurda girişi engellenen göçmen sayısının 2 milyon 608 bin olduğunu açıkladı. Sınır dışı edilen göçmen sayısını 324 bin 606 olarak aktaran Çelik, yaklaşık 499 bin Suriyelinin de ülkesine geri döndüğünü bildirdi.
'VATANDAŞLARIMIZ MÜDAHALE ETMESİN'
Çelik, Türkiye'nin, geri dönen Suriyelileri herhangi bir şekilde ölüme terk etmek gibi bir yaklaşım içinde olamayacağını belirterek şöyle konuştu:
"Katillere bunları teslim etmek gibi bir yaklaşım içinde olamayız. Bunun ötesinde vatandaşlarımızın haklı olarak bize ilettikleri, göçmenlerle ilgili birtakım asayiş sorunları, birtakım başka sorunlar olduğunda da bunlara en etkili şekilde müdahale edilmektedir. Bütün vatandaşlarımızdan istirhamımız, bir yerde yanlış bir şey olduğu zaman vatandaşlarımız lütfen kendileri müdahale etmesinler. İstenmeyen birtakım durumların ortaya çıkması söz konusu olabilir. Birtakım yanlış anlaşılmalar söz konusu olabilir veya gerçekten müdahale edilecek bir durum olur. Buna müdahale edecek kimseler, güvenlik güçleridir. Bu çerçevede birtakım propaganda yapanların söylediklerinin uluslararası hukuk açısından da bir geçerliliği yok. Göndereceğiz, yollayacağız dediğinde bunun bir yöntemi, bir tarzı olmadığı zaman ya da karşıda katiller varken otobüslere bindirip onları katillere teslim etmek gibi bir davranış söz konusu olmayacağına göre; o zaman bunlar bu mevzuyu, 'Biz iktidara gelirsek bunları göndereceğiz' cümlesiyle tamamen istismar etmiş oluyorlar. Kuşkusuz burada sığınmacı, mülteci olarak bulunanlar, burada sonsuza kadar kalmayacaklar. Günü geldiğinde karşı taraf da güvenli, katillerden, ölümden korunmuş bölgeler ortaya çıktığında zaten gidecekler. Şimdi o tip bölgelerde briket evlerin yapılması, alt yapının kurulmasıyla zaten gönüllü ve onurlu bir şekilde bu geri dönüşlerin sağlanması gerçekleştiriliyor."
'TÜRKİYE MİLYONLARCA İNSANIN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU OLACAKTI'
Türkiye'nin göçmen meselesinin ortaya çıkmasında hiçbir şekilde gönüllü olmadığına vurgu yapan Çelik, "İki tane büyük hata yapılıyor. Bir siyasi partinin genel başkanı çıkmış diyor ki; 'AK Parti hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'yi karıştırdı.' Bunun kadar haksız, bunun kadar hukuksuz bir yaklaşım olamaz. O zaman 'Suriye rejimi normalleşsin, dünyayla entegre olsun' diye en çok Türkiye uğraşıyordu. 'Kendi sistemini modernleştirsin, kendi vatandaşlarına siyasi haklar versin' diye Cumhurbaşkanımızın telkinleri oluyordu. Ne zaman ki bu katliamlar başladı o zaman Cumhurbaşkanımız ve Türkiye buna tepki göstermeye başladı. O zaman da Batı dünyası ne demişti? 'Eğer savaş uçaklarını kullanırsa Esad rejimi, biz müdahale eder ve durdururuz' demişti. Bu yapılmadı, savaş uçaklarını kullandılar. Daha sonra 'Eğer kimyasal silah kullanırlarsa, biz bunlara müdahale ederiz' dediler. Kimyasal silahlar kullanıldı, buna da müdahale edilmedi. Yine Cumhurbaşkanımızın o zamanki teklifi Türk sınırlarından Suriye topraklarına doğru, 30 kilometrelik bir derinlik içerisinde bir güvenli bölge ya da uçuşa yasak bölge oluşturulmasıydı ama buna da yaklaşmadılar. Bugün Ukrayna'da insanların ölmesini engellemek için yaptıkları doğrudur ama Ukrayna'ya birkaç ay içinde yaptıklarını Suriye'deki çocuklar için yıllardır yapmamaları da büyük bir soru işareti olarak ortada durmaktadır. O zaman Cumhurbaşkanımızın dediği şekilde sınırlarımızdan 30 kilometre derinliğe doğru bir güvenli bölge oluşturulabilseydi, o zaman görecektik ki bunlar Türk topraklarının dışında kalacaktı ama herhangi bir şekilde de öldürülmeyecekti. Güvenli bölge kurulmadığı zaman arkadan gelen katliam makinesi karşısında Türkiye sınırını kapatsaydı, milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olacaktı" diye konuştu.
Türkiye'nin kendisine sığınmış insanları gönüllü ve onurlu bir şekilde geri gönderecek politikası olduğunu aktaran Ömer Çelik, AK Parti'nin politikasının asla 'İnsanları otobüse bindirelim, katillere teslim edelim' şeklinde bir yaklaşım olmadığını belirtti.
ASGARİ ÜCRET KONUSU
Asgari ücretle ilgili de değerlendirmede bulunan Çelik, "Vatandaşlarımızı ekonomik alanda korumak hükümetimizin gündemindedir. Bir açıklama olduğunda hemen 'paket mi var' diye düşünülmemelidir. Vatandaşlarımızın hayat koşulları, beklentileri, talepleri partimizin her zaman gündemindedir" dedi.
'BU DOSYANIN İÇİNİ NE BEN NE CHP SİYASETÇİLERİ BİLİR'
Çelik, Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun 3 davadan aldığı cezaları onamasına ilişkin, "Bu dosyanın içini ne ben ne CHP siyasetçileri bilir. Daha dava yayınlanır yayınlanmaz Cumhurbaşkanımızı, partiyi suçlamaya başladılar. Hukukçular görüşlerini söylesinler. Nerede yargı kararı çıksa Cumhurbaşkanımızı, AK Parti'yi, Kabinemizi, Cumhur İttifakı'nı hedef gösterecek bir durum ortaya çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.