Abdullah Gül için flaş iddia! 'Gölgelemeyeyim derken gölgede kaldı'
Ali Babacan'ın AK Parti'den ayrılarak kurduğu DEVA Partisi'nin arka planında gerçek liderin Abdullah Gül olduğu kamuoyunda tartışmalara sebep olmuştu. Gül'ün uzun süre sonra sessizliğinin bozmasının ardından 'Ali Babacan’ı gölgelemeyeyim derken, kendisinin gölgede kaldığını mı düşündü' yorumları gündeme geldi.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, uzun süre sonra röportaj verek sessizliğini bozan Abdullah Gül'ün bu tavrını köşesinde irdeledi. Selvi, Gül için, "Ali Babacan’ı gölgelemeyeyim derken, kendisinin gölgede kaldığını mı düşündü" ifadelerini kullandı.
Selvi'nin ilgili yazısı şu şekilde:
1- AK Parti’de görev üstlenmiş eski bakanlardan oluşmasın. Böylece AK Parti’den ayrılanların kurduğu parti yerine yeni bir parti imajı verilmek istenmişti. Ayrıca eski bakanların bagajlarının yeni partiye taşınmasına engel olmuşlardı. Sadullah Ergin ve Nihat Ergün hariç.
2- Ali Babacan’ı gölgelememek için Abdullah Gül’ün geride durması kararı alınmıştı. Böylece arka planda Abdullah Gül’ün gerçek lideri olduğu, Ali Babacan’ın ise emanetçi konumuna düştüğü bir tablo istememişlerdi.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Karar gazetesindeki röportajını görünce aklıma bazı sorular üşüştü.
Ali Babacan’ı gölgelememek için kendini geriye çeken Abdullah Gül neden öne çıkmak istedi? Ali Babacan’ın yetersiz kaldığını düşündüğü için mi, yoksa Ali Babacan’ın tahmin ettiğinden daha fazla öne çıktığını gördüğü için mi?
Ali Babacan’ı gölgelemeyeyim derken, kendisinin gölgede kaldığını mı düşündü?
Cumhurbaşkanlığı senaryolarını konuşurken AK Parti’den yetkili bir isim “Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayının Abdullah Gül değil, Ali Babacan olduğunu düşünüyorum” demişti.
Abdullah Gül durup dururken konuşma ihtiyacı hissedince, yoksa bu öngörü doğru mu çıkıyor diye düşünmeden edemedim.
Abdullah Gül’ün, her derdin devası olarak sunduğu parlamenter sistemin en büyük mağduru kendisi olmuştu.
Özal’dan ve Demirel’den daha fazla oy alarak cumhurbaşkanı seçildiği halde 367 kararı ile cumhurbaşkanı olması engellenmişti.
Bakanı olarak görev yaptığı Refahyol hükümeti, parlamento içindeki ayak oyunlarıyla yıkılmak istenmişti. Koalisyon ortağı DYP bölünüp DTP kurulmuş, Refahyol’u Meclis’te deviremeyenler 28 Şubat sürecini başlatmış, seçilmiş Başbakan Erbakan’ı istifa ettirmişlerdi.
Abdullah Gül’ün Erbakan’a eşlik ettiği Genelkurmay ziyareti sırasında bir general Başbakan’a omuz atmıştı.
Parlamenter sistem döneminde Refah Partisi ve Fazilet Partisi kapatılmıştı. Abdullah Bey’in Kanal 7 televizyonunda başörtüsüyle ilgili bir konuşması kapatma delilleri arasında yer almış, parti yönetiminde yer alanlarla birlikte Gül’ün de mal varlığı dondurulmuştu.
Bu kadar yeter mi?