Gazete Vatan Logo

' AB’nin hiçbir talebi yok’

Baykal, 'gece yarısı yasası' ile ilgili konuştu

ANKARA- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün Ankara’nın 29 Mart’ta seçim kazandıkları bazı belde belediyelerini ziyaret etti. Bu çerçevede Nallıhan’ın Sarıyar beldesinde vatandaşlara seslenen Baykal, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün askere sivil yargı yolunu açan yasayı onayladığının hatırlatılması ve CHP’nin bu konuda bundan sonraki yol haritasının ne olacağının sorulması üzerine Baykal, CHP Grubu’nun pazartesi günü toplanacağını, bu konunun orada konuşulacağını belirtti. Baykal, “Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmak için gereken grup kararını orada alacağız. Bu bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Yasayla ilgili tartışmaların konuyu aydınlatmaktan çok bilgi kirliliği üretmeye, gerçeği kapatmaya, saptırmaya, saklamaya yönelik yapıldığını savunarak şöyle konuştu:

NASIL SÖYLEYEBİLİRLER? Asgari bir hukuk kültürüne sahip olan herkesin bu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu görmemesi mümkün değildir. Bu kadar açık bir gerçeğin dahi gizlendiğine tanık olduk. Koca koca siyasetçiler, koca koca adamlar, nasıl bunları söyleyebilirler? Anlamak mümkün değil. Şimdi de ’aman Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayın, Anayasa Mahkemesi’ne başvurursanız, sizi şöyle suçlarız, böyle suçlarız’diye kampanya yapıyorlar. Çok şaşırtıcı bir manzara. Yani Türkiye’de demokrasi adına mücadele ettiğini söyleyenler, Anayasa’ya saygıyı bir kenara atmamızı resmen talep ediyorlar.

BİLGİ KİRLENMESİ: Anayasa Mahkemesi’ne başvurma demokrasiye karşı bir girişimmiş gibi takdim edilmeye çalışılıyor. Bu bir bilgi kirlenmesidir. Türkiye’nin buna sessiz kalması düşünülemez. CHP olarak görevimizi yapacağız. Bu tartışmanın, en yetkili merci olan Anayasa Mahkemesi’nde sonuçlanmasını sağlayacağız.

AB’NİN TALEBİ YOK: Düzenlemenin AB’nin talepleri doğrultusunda getirildiği iddiası gerçek değildir. Getirilen düzenlemeye yönelik AB’nin hiç bir talebi yoktur. Ne katılım ortaklığı belgesinde vardır, ne ilerleme raporlarında vardır. Hiç böyle bir zorunluluk yok.

SIKINTILARI NE?: Bu kadar gerçek dışı ifadelere niye ihtiyaç hissediliyor? Bu bir sıkıntıyı yansıtıyor. Yansıyan sıkıntı nedir? Getirilen düzenlemeyi haklı kılmaya, meşru kılmaya çalışıyorlar. Bunu, bu kadar büyük, gerçek dışı sözler söyleyerek yapmaya çalışıyorlar. Bu yasanın altında yatan anlayış, medyayı susturmak için o bilinen çabaların sergilenmesine yol açan anlayıştır.

HAZIMSIZLAR: Yani medyayı susturmak, iktidara karşı muhalefeti güçsüz kılmak için ne gibi tertiplerin yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bütün dünya bunu izliyor. Medyadaki mülkiyet yapısını değiştirmek için sergilenen oyunlar ortada. Yani 750 milyon dolar devlet bankalarından kredi kullanarak, bir önemli televizyon ve gazeteyi satın almak üzere Başbakan’ın gerçekleştirdiği girişim... Bu, çok açık ve net. Dünyanın hiç bir demokrasisinde böyle bir şey olabilir mi? Muhalefetini sürdürmeye çalışan basın organlarını yıldırmak için sergilenen manzara, herkesin bildiği olaylar bunlar. Bunun altında demokrasiye, muhalefete yönelik hazımsızlık var.

YARGIYA BASKI: Geçen günlerde bir hakim ’Üzerimde kurumsal baskı var’dedi. Ne demek istedi hakim kurumsal baskı sözüyle? Kimmiş bu kurumsal baskıyı yapan? Hangi kurummuş bu? Bunu araştıran, soran oldu mu? Türkiye’de yargı üzerinde ’muazzam bir baskı var. Yargıya yönelik çok sistematik bir baskı sürdürülüyor.

SİVİL DARBE: Darbeyi daima asker yapar diye bir şey yoktur. darbeyi siviller de yapabilir. Darbe bir süreçtir. O süreci yaşarsanız bir süre sonra kendinizi darbenin kurbanı olarak bulursunuz. Şimdi Türkiye’de yaşanan olayları bu pencereden yeniden değerlendirmeye ihtiyaç var. Herkesin aklına, sağ duyusuna sahip çıkmasına ihtiyaç var. Türkiye’de medyaya, yargıya, devletin kurumlarına yönelik baskıların altında bir tahakküm projesi yatmaktadır. Bu tahakküm projesi, bizim devletimizin temel ilkelerine ters düşen bir tahakküm projesidir. Devletimizin temellerine yansımış olan anlayışa ters düşen, yani Atatürk Cumhuriyetini, Atatürk İlkelerini ortadan kaldırmaya yönelik bir tahakküm anlayışıdır.

ŞİNCAN’DAKİ KATLİAM: Olaylar karşısında inandırıcı, tutarlı, her an arkasında duracağımız bir tavrı bir türlü ortaya koyamıyoruz. Ortada bir katliam uygulaması vardır. Buna sessiz kalmak dünya için ve Türkiye için kesinlikle mümkün olamaz. Maalesef dünya sessiz kaldı.

ZEYBEKLERE EŞLİK ETTİ

Deniz Baykal, 29 Mart’ta seçim kazandıkları Ankara’nın ilçe ve beldelerini helikopterle gezdi. Baykal Nallıhan’ın Sarıyar, Beypazarı Karaşar, Güdül ve Ayaş ilçelerini ziyaret etti. Baykal’ı Karaşar’da zeybekler karşıladı. Baykal zeybeklerin oyunlarına, kollarını kaldırıp zeybek hareketleri yaparak yerinden eşlik etti. Sarıyar’da kendisi için kurban kesilmesine izin vermeyen Baykal, gezisi sırasında vatandaşla sık sık sohbet etti. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da Baykal’a gezisinde eşlik etti.

Haberin Devamı