‘28 Şubat darbesi bir koalisyonun icraatıdır’
28 Şubat davasında mağdur sıfatıyla ifade veren dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller, “Bir post modern darbedir. Bu darbe içerisinde çeşitli unsurların, silahlı ve silahsız kuvvetlerin bulunduğu bir koalisyonun icraatıdır” dedi
Eski başbakanlardan, dönemin DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, 28 Şubat darbesine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mağdur sıfatıyla ifade verdi. Dün sabah 10.00 sıralarında başlayan Çiller’in ifade alma işlemi 17.45’te tamamlandı.
Daha önceki duruşmada zorla getirilme kararı verilen Tansu Çiller, İstanbul’dan SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşmada ayrıca aralarında emekli generaller Çetin Doğan ve Çevik Bir gibi isimlerin bulunduğu bazı sanıklar, sanık ve müşteki avukatları hazır bulundu. Tansu Çiller, iki avukatıyla katıldığı duruşmada, bu davayla ilgili ikinci kez ifade verdiğini belirterek, şunları söyledi:
‘Dehşet süreci’
“Daha önce ‘28 Şubat darbedir’ dedim. Bugün ikinci kez huzurunuzdayım. Aynı şeyi ifade ediyorum. Belki alışılmış bir darbe değildir. Bir post modern darbedir. Bu darbe içerisinde çeşitli unsurların, silahlı ve silahsız kuvvetlerin bulunduğu bir koalisyonun icraatıdır. Kimi medyamız içinde vardır. Kimi TSK mensupları, kimi yargı üyeleri, kimi sendikalar, kimi sivil toplum örgütleri, kimi dış odaklar vardır. Korku, şiddet, baskı icra ederek, hükümeti yok etmekle sonlandırılmıştır. Bu bir kesit değil süreçtir.”
28 Şubat’a “Milletin çoğunluğunu milletin azınlığına indirilmiştir” diyen Çiller şöyle konuştu;
‘DYP parçalanmak istendi’
“Bu bir plan çerçevesinde icra edilmiş ve sonuca ulaşılmıştır. Bunun tankla, tüfekle Meclis’e gidilerek milletvekillerinin ellerine kelepçe vurularak yapılmasıyla sonuç olarak bir farkı yoktur. REFAHYOL hükümetinin kurulma sürecinde çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldık. 293 milletvekili sayımız bir anda 278’e düşürüldü. Bu süreçte DYP parçalanma sürecine sokuldu. Bu hükümet Türkiye’nin uzlaşması için önemli bir fırsattı. Ülkenin devletle millet arasındaki çekişmesine, milletin bölünmüşlüğüne son verebilirdi. Ne yazık ki bu fırsat kaçırıldı.”
‘Batı Çalışma Grubu’ ismini ben verdim
28 Şubat sanığı dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, “Genelkurmay’da yeni bir konu gündeme geldiğinde çalışma grubu kurulması bir prensiptir. Batı Çalışma Grubu ismini ben verdim, ‘Ülkemizin yönü Batı’ya bakmaktadır’ mesajını vermek için ismini ‘batı’ verdik. İç Güvenlik Harekat Dairesi bünyesinde çalıştı” dedi. Davada söz alarak konuşan Bir, Sincan’da tankların yürümesine de değinirken, “Sincan’da ben zırhlı tümen komutanlığında ikinci başkanlık da yaptım. Sincan’da bir yerde NATO’nun altyapısıyla ilgili bir yer vardır. Tank taburunun yeni gelen erlerine o yerin gösterilmesi için yapılmıştır, erken tarihe alınmıştır” diye konuştu.
TSK’dan atılanların yüzde 60’ı FETÖ’cü
Duruşmada bulunan sanık emekli orgeneral Çetin Doğan, Çiller’in sorulara net yanıtlar vermediğini öne sürerek, Batı Çalışma Grubu’nun o dönem hükümete 3 kez brifing verdiğini, brifing katılımcılarının “irtica ile ilgili çalışma yok mu?” soruları üzerine bu konuyla ilgili açıklamalarda bulunulduğunu savundu. 28 Şubat döneminde TSK’dan atılanların yüzde 60’ının FETÖ’cü olduğunu iddia eden sanık Doğan, AK Parti’nin ordudan irtica sebebiyle atılanlara haklarını iade ettiğini, 15 Temmuz FETÖ’nün darbe teşebbüsünün ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkartılan KHK ile de hakları iade edilen bazı kişilerden haklarının geri alındığını savundu.