Gazete Vatan Logo

Bu sadece bir sanat değil felsefe! Sudaki desenlerin sırlı yolculuğu onun ellerinde başlıyor

Adana'da yaşayan ortaokul yıllarında seyrettiği kısa bir belgeselden etkilenerek ebru sanatına gönül veren Ayşegül Kavas, sudaki renklerin ve desenlerin sırlı yolculuğuna o günden beri devam ediyor. Uzun yıllar ebru sanatındaki becerilerini öğrenmek isteyenlere de aktardığını söyleyen Kavas, bu sanatın aynı zamanda tasavvufi boyutu olduğunu da aktarıyor.

Bu sadece bir sanat değil felsefe! Sudaki desenlerin sırlı yolculuğu onun ellerinde başlıyor

Medya Yenigün'de Mustafa Özke'nin haberine göre Ortaokul yıllarında seyrettiği kısa bir belgeselden etkilenen Ayşegül Kavas, o günden beri hala ilk günkü heyecanla bu işi yapmaya devam ettiğini belirtti. 

Konya asıllı bir aileden geldiğini ve 1972 Çorum doğumlu olduğunu belirten ebru sanatçısı Ayşegül Kavas, uzun yıllar Adana’da yaşadığını ve ebru sanatındaki becerilerini buradaki kursiyerleriyle paylaştığını söyledi.

Kayseri Erciyes Üniversitesi Dokuma El Sanatları Bölümü mezunu olduğunu dile getiren Kavas,

“Ortaokul yıllarımda aklıma kazınan ebru sanatıyla Babaevi adlı bir dizide yine karşılaştım. Bir çeşit felsefileştirilmiş hikâyeyle anlatılıyordu. Aklım orada kaldı. Ebrunun felsefesinden çok etkilendim. Araştırdım, bu sanatın Japonların Suminagashi (Yüzen Mürekkep) sanatından etkilenerek Orta Asya’da ilk kez ortaya çıktığını öğrendim. Antik Japon Ebru sanatı olan Suminagashi tekniğin en eski biçiminin 2000 yıl önce Çin'de ortaya çıktığı düşünülüyor. Bu sanatta, suda erimeyen boyalar normal suyun içerisine atılıyor. Ve özel kâğıtlarına alınıyor. Bizde ise suya kıvam verme sağlanmış ve suyun üzerinde desenler yapılmıştır” dedi.

Haberin Devamı

Bu sadece bir sanat değil felsefe Sudaki desenlerin sırlı yolculuğu onun ellerinde başlıyor

TASAVVUFİ BOYUTU DA VAR

Kavas, “Ebrunun tasavvufi boyutu da var. Bu boyutla baktığınızda aynısının bir tekrarının söz konusu olmamasıdır. Parmak izi gibi düşünebilirsiniz. Dolayısıyla yaptığınız ebru tektir ve bir daha tekrarı söz konusu değildir. Aynı malzemeleri ve aynı boyaları da kullansanız bunu başaramazsınız. Bunun imkânı yoktur. Bu özelliğinden dolayı da eskiden kanunların yazıldığı fermanların, Osmanlı’da anlaşmaların yazıldığı kâğıtların ayrıca değerli belgelerin, Kuranı Kerimlerin süslenmesinde çokça kullanılmıştır. Yakın tarihe kadar da tapu ve senetlerinin kullanıldığı evraklarda da görülmüştür. Ki aynısının tekrarı olmasın ve üzerinde herhangi bir dezenformasyon oluşmasın diye de ebru sanatı kullanılmıştır” diye konuştu.

Bu sadece bir sanat değil felsefe Sudaki desenlerin sırlı yolculuğu onun ellerinde başlıyor

İRADELER KENETLENİYOR

Evrende iki türlü irade bulunduğunu, bunların da külli ve cüzi irade olduğunu ifade eden Kavas,

Haberin Devamı

“Bunlar Yaratıcı ve Rahman iradesidir. Bu iki iradenin birleşerek ortaya konulduğu tek sanat dalı ebrudur. Siz boyanızı suyun üzerine zerk ediyorsunuz. Fırçanızı alıp, ona şekil veriyorsunuz. Ebrunun malzemeleri organik ürünlerden kullanılıyor. Ana maddesi suyun içerisinde Kerajin ya da Deniz Kadayıfı dediğimiz bir malzeme var. Bu şu an kullanılan bir malzeme, aslında eskiden kitre dediğimiz bir malzeme kullanılıyordu. Kitre yaylalarda bulunan Keven bitkisinden elde ediliyor. Onun böyle köke yakın kısmından çentikler atılır ve incirin sütü gibi beyaz bir süt salgılanır. Bu salgılanan süt bir hafta on gün bekletildikten sonra toplanır ve tırnak kadar bir parçasını sıcak suya koyduğunuzda hacminin 500 katı kadar suyu etkileme kapasitesine sahiptir. Yani tırnağınız kadar bir parçasını sıcak suya koyduğunuz zaman denizanası gibi şişer ve avucunuzun tamamını dolduracak kadar bir hazneye sahip olur. Bu süzüle süzüle yapıştırıcı malzeme elde ediliyor. Normalde kozmetik ve ilaç sanayinde de kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

FIRÇALAR AT KILI VE GÜL DALINDAN

Ebruda kullanılan fırçaların da çok özel olduğunu ifade eden Kavas şunları söyledi:

Fırçalarımız at kılı ve gül dalından yapılmaktadır. Fırçanın gül dalından yapılıyor olması Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sevgisini sembolize etmektedir. Aynı zamanda gül dalı antiseptik bir yapıya sahiptir yani üzerinde bakteri barındırması çok zordur. Suyun içerisinde ağaç uzun süre kaldığı zaman gül dalı diğer bakteri üreten ağaçlara göre daha sağlamdır. Gül dalı uzun süre suyun içerisinde kalsa da şişmez ondan dolayı kullanılıyor. Fırçada da dört yaşından büyük erkek atların kılları kullanılır. Yaşı ne kadar yüksekse kalınlığı da ona göre çok olur. Dolayısıyla salınımı ve performansı daha yüksek kalitede oluşur. Şekil vermek için bizler kullanılıyor. Onlarla istediğiniz incelikte ve kalınlıkta eserler ortaya çıkartabiliyorsunuz. Nasıl bir desen istiyorsanız yapabiliyorsunuz.”

USTASINI UNUTMADI

Her mesleğin çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi olduğunu anlatan ebru sanatçısı Ayşegül Kavas,

Haberin Devamı

“Yaşamımın her alanında mesleki anlamda değerli ustalarla tanıştım. Bu yönüyle, toprak boyalarla olan ebru yolculuğunda bana desteklerini esirgemeyen değerli hocam ve hemşehrim Nilgün Ayşecik Çevik hanımefendiye tüm kalbimle teşekkürü bir borç bilirim. Ondan aldığım meşaleyi daha yükseklere taşıyarak adını her yerde yaşatacağım” dedi.