Yayın yönetmenlerinin gözüyle spor medyası

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli ve Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan'ın konuşmacı olarak katıldığı oturumda spor basınının ve Türk futbolu ile Türk sporunun geldiği nokta tartışıldı.

"FUTBOLU SIKICI HALE GETİRDİK"

Fikret Bila, "Spor yorumları çok okunuyor, bunu biliyorum ve gereken önemi veriyoruz" derken, İsmail Kapan, "Spor için gerekli zemin verilmeli" şeklinde konuştu. Selçuk Tepeli ise, "Futbol oyununu sıkıcı hale getirdik. PES'te daha keyifli oyun oynanıyor. Statlardaki oyun cezbetmiyor artık insanları ama biz yine de sporu arka sayfadan başlatıyoruz" diyerek farklı bir pencereden baktı.

Yayın yönetmenlerinin gözüyle spor medyası konulu oturumda konuşmacıların diğer bazı açıklamaları şöyle oldu:

FAİK GÜRSES: "BİR DEVİR KAPANDI"

"Biraz önce arkada otururken Fikret Bila ile Sedat Ergin'in çalışmaları geldi aklıma. Özellikle Ankara'dan isim sıralaması yaptım. Şimdi size bir kaç tane isim sayacağım. Orhan Tokatlı, Uğur Reyhan, Yavuz Donat, Şefik Kahraman Kaptan, Devrim Sağıroğlu, Taki Doğan, Hayri Özel, Cevat Çimilli, Cemal Saltık, Zeki Çol, Erol Yaşar Türkalp, Sümer Demir, Doğan Ersavaş, Yusuf Yalkın ve unutulmaz objektif Rafet Üner. Değerli meslektaşlarım, bir Ankara basını vardı. Ankara'daki efsane spor basını vardı. Şu anda 3-5 arkadaşımızın gayreti ile gidiyor. Bu saydığım isimler bir devirdi, o devir kapandı. Ankara basınından İstanbul genel merkeze intikal eden herhangi bir bakan, milletvekili ya da genel müdür haberi geldiği zaman, o isimlerin altından iskemle çekilirdi. Bu insanlar yapardı onu. Şimdi böyle bir basın kalmadı. Tabii bizim Bab-ı Ali'miz. Yeşil direkteki Cumhuriyet Gazetesi, Milliyet ve Tercüman Gazeteleri Nuruosmaniye'de, Abide-i Hürriyet'te Hürriyet Gazetesi, Türkocağı Caddesi'nde Tür Haberler Ajansı, Solo Vadisi Akşam-Son Saat ve Tükocağı'nın köşesindeki Anadolu Ajansı. Maalesef Bab-ı Ali bitti. Şimdi İkitelli ve Yenibosna'da hücrelere ayrılmış bir spor, ekonomi, siyasi basın."

FİKRET BİLA'NIN AÇIKLAMALARI...

"Milliyet arkadan okunan bir gazete diye bilindiği için her zaman spora önem vermiş ve her zaman öncülük etmeye çalışmıştır. Eğer arka sayfa bu şekilde elden gittiyse, birinci sayfada spor neden manşet olmasın diye bakmak lazım ki benim kısa yönetmenlik dönemimde birkaç kez spor manşeti de yaptık. Bu bakımdan haberin kaynağının niteliğini ayırmadan haber değerine göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İktidarda olsun, muhalefette olsun, kulüplerde veya siyasette haber kaynaklarımızla mesafemizi korumamız gerektiğine inanıyorum. Bu konuda da önemli bir sorun yaşadığımızı düşünüyorum. Şunu da ilave edeyim, spor yazarlarımız, en çok okunan yazarlarımız. Bunu izleyebiliyorum yönetmen olduğum için. Özellikle derbi maçlardan sonra spor yorumcusu arkadaşlarımızın yazıları internette en fazla tık alan yazıların başında geliyor. Bazen ilk üçü de oluşturdukları oluyor. Dolayısıyla spor basınımızın vazgeçilmez en önemli en etkenden birisi olduğunu söylemek istiyorum."

İSMAİL KAPAN'IN AÇIKLAMALARI...

"Televizyonlardaki kavgalı oturumlardan, küfür kodunda harf kalıplarından gazete logolarına oturduğu bir noktaya geldik maalesef. Holiganizm dünyanın her tarafında var. Kültür olarak yüksek bir düzeyde olduğu kabul edilen İngiltere'de belki de bunun en fazlası var ama şiddetle mücadele oralarda belli kaideler içerisinde yapılıyor ve onlar kendi alanlarına hapsediliyor. Yani medya olarak biz nerede duruyoruz? Nüfuzlu kulüp başkanlarına karşı sesimizi yükseltebiliyor muyuz? Dışarıda çok başarılı maç yönetmesine rağmen nedense bazı takımlar karşısında başarısız olan hakemlerin durumunu hakikaten görebiliyor muyuz? İnsanların egosunu balon gibi şişiren ''İmparator'' gibi sıfatlar verebilecek miyiz insanlara? Bunları bizim kendi aramızda gözden geçirmemiz lazım."

SELÇUK TEPELİ'NIN AÇIKLAMALARI...

"Spor yazarları, muhabirleri birkaç senedir çok fazla yazı yazmak zorunda kaldı. Bizim haber merkezi, istihbarat servisi, hukuk servisi gibi çalışmak zorunda kaldılar pek çok konu ile ilgili. Mesela bir şey daha atlanıyor, altyapı. Altyapı transferden daha pahalı. Bununla ilgili Barcelona'ya Bayern Münih'e baktığınız zaman rakamlar burada bahsedildiği gibi değil ki. Barcelona'nın genç futbolcuları yetiştirmek için harcadığı para sadece Messi'yi 4 sene tedavi etti."

FAİK GÜRSES'İN AÇIKLAMALARI....

"Sayın Tepeli konuşmasına başlarken zaman zaman 'Bizim yayın kuruluşumuz iyi işler yapıyor' dedi. Günün önemli olayı Yıldız Holding Başkanı Murat Ülker'in TFF sponsorluğundan çekilmesini açıklamasıdır. Gerekçesi de 14 yabancı kuralının gündeme gelmesidir. Şimdi çok futbolun içine girdik, ama futbolsuz da yapamıyoruz. Spor medyası olarak şunları yapıyoruz. Şimdi birkaç tane örnek vereceğim. Naim Süleymanoğlu Türkiye'ye Bulgaristan'dan bedeli ödenerek alındığı zaman Türkiye'de halter sporunu, belki aranızda bilenler bilir benim askerlik arkadaşım Serhat Çıtmacı ile Mehmet Süvar yapıyordu. 1975'te ben Ankara'da Cumhuriyet Muhafız Alayı'nda askerdim. Serhat Çıtmacı, Mehmet Süvar'ı kaldırırdı, Mehmet Süvar da Serhat Çıtmacı'yı kaldırırdı. Sonradan Naim Süleymanoğlu geldi, dünyayı kaldırdı. Bütün gazetelerin birinci sayfaları bir ay boyunca Naim'siz çıkmadı. Atletizmde Veli Ballılardan, Sıddık Salmanlardan geldik. Bir kadın çıktı Süreyya Ayhan, atletizm çığ gibi büyümeye başladı. Basketbolda bugün erkeklerde ve kadınlarda Avrupa Şampiyonu çıkarıyorsak beyaz gölge dizisinin bizim üzerimizde yaptığı etkiyi göz ardı edemeyiz. Bisiklette bir Rıfat Çalışkan'ın varlığını unutamayız. Vefatında yine birinci sayfadan Rıfat Çalışkan'ın ölümsüzlüğü, efsane oluşu dillere destan oldu. Bunları örneklerle çoğaltmak mümkündür. Dolayısıyla konumuz spor medyasıydı, tabii konu futbol değildi. Konu iyice futbolun içerisine geldi."