Yatabare: "Süper Lig teknik açıdan yüksek kalitede"
Konyaspor'un yıldız ismi Mustapha Yatabare, TamSaha'ya konuştu. Golcü oyuncu, Süper Lig'in teknik açıdan çok yüksek kalitede olduğunu söyledi.
İHA
Türkiye Futbol Federasyonu'nun yayınladığı TamSaha Dergisi'ne konuşan Atiker Konyaspor'un yıldız ismi Mustapha Yatabare, sorulan sorulara samimi yanıtlar verdi.
Ailesiyle ilgili konuşarak sözlerine başlayan Yatabare, "Kalabalık bir ailem var diyebilirim. Toplam 8 kardeşim var. 5 erkek, 3 kız. Babamın Fransa'ya taşınmasına gelecek olursak; tam emin değilim ancak 1960'larda Fransa'ya taşınmış. Fabrikada işçi olarak çalışmış. Bütün hayatı çalışmakla geçti diyebilirim. Futbolla tanışmam ve oynamaya başlamam ise benim dönemimdeki her çocuk gibi sokakta oldu. Mahallede arkadaşlarımla top oynuyorduk" dedi. Zor bir çocukluk geçirdiğini söyleyen Yatabare, "Tabii ki de kolay olmadı. Zor oldu diyebilirim, fakat mutlu bir hayattı. Bunu bir problem gibi yansıtmak istemiyorum. Herkes için olduğu gibi diyelim, zor ama mutlu bir hayat. Çevremdeki insanlar da aynı durumdaydı. Fakat kimse bunu dünyanın sonuymuş gibi büyük bir dert etmedi. Zor ama mutlu hayatımızda yaşamamıza devam ettik. Hedeflerimizden, hayallerimizden vazgeçmedik. Sonunda herkes değil ama bazılarımız hedeflerimize, hayallerimize ulaşmayı başarırken, bazılarımız da daha öncede olduğu gibi zor ama mutlu hayatlarına devam etti" diye konuştu.
"Brezilyalı Ronaldo'yu çok beğeniyordum"
Futbola başlamasından bahseden başarılı futbolcu, "Yaşadığımız mahallede top oynamaya başladım. Arkadaşlarım ve kardeşlerimle sokakta oynamaktan çok keyif alıyordum. Daha sonra bir gün oturduğumuz semtin kulübünde birisi beni çağırıp antrenmanlara gelmemi istedi. Onun sayesinde semt kulübüne başlamış oldum. Futbol oynuyordum, çünkü futboldan çok keyif alıyordum. Evet, hedefleriniz olur, ancak başladığınız zaman 10 yıl sonra profesyonel olacağınızı ya da nerelerde olacağınızı bilemezsiniz. Futboldan keyif almaya devam ederken bir yandan da yeteneklerimi göstermeye ve bunlarla ileride neler yapabilirim diye düşünmeye başladım. Herkes benim gibi şanslı değildi. Ben Allah'ın verdiği yeteneği, çalışma hırsım ve hedeflerimle birleştirip elimden tutulmasıyla birlikte bugünlere geldim. Her dönemim için Allah'a şükrediyorum" dedi. Brezilyalı Ronaldo'yu çok beğendiğini söyleyen Yatabare, "Açıkçası idolüm yoktu, fakat Brezilyalı Ronaldo'yu beğeniyordum. Bence bu konuda bir çizgi çekilmeli. Beğenmek ayrı bir şey, onu kendinize idol olarak belirlemek farklı bir şey. İnsan başkasına benzemek yerine kendi özelliklerini ortaya çıkarıp, bunları nasıl geliştirebilirim diye çalışırsa daha başarılı olur kanısındayım" açıklamasını yaptı.
"Çok çalıştım ve yetenekliydim"
Çocukken futbolu oyun olarak oynadığını söyleyen Yatabare, "Fakat iş ciddiye binip, bunu meslek edinince durum farklı hale gelmeye başladı. Profesyonelliğe gelecek olursak, bu tahmin etmesi zor bir şey. Kendi açımdan bakacak olursam çok çalıştım ve yetenekliydim. Ayrıca çok şükür ki Allah bana değerlendirebileceğim şanslar sundu. Öte yandan bunu başaran sadece ben değilim. O dönem beraber top oynadığım arkadaşlarımdan çok yetenekli olup profesyonel olanlar da oldu. 1. Lig'de Boulogne'da oynuyordum, fakat talihsiz bir sezon geçirdik ve takımım alt lige düştü. Guingamp'ın başında teknik adam olarak, beri iyi tanıyan Jocelyn Gourvennec vardı. Beni takımına aldı ve en iyi seviyeye gelip başarılı olmam için çabaladı. Onun sayesinde Guingmap'a transfer oldum ve iyi bir sezon geçirdim. Başlangıçta gol atamadım, ama birçok asist yaptım. Sadece gol konusunda şanssızdım. Kendimi tanıyordum, kapasitemin farkındaydım. Bunun için sabırlı davrandım ve çalıştım. Sonunda da karşılığını aldım ve gollerime devam ettim. Kupaya gelirsek; Trabzonspor'a gelmeden önce söylediğiniz gibi Fransa Kupası'nı kazandık. Böyle bir başarının parçası olduğum için çok mutluyum. Sonuçta hayatta her şey birbiriyle bağlantılı. Beni Trabzonspor'a getiren şey bu başarıydı. Başka teklifler de vardı. Trabzonspor iyi ve kaliteli bir takım. Büyük bir camiası var. Kariyerime o noktada Trabzonspor'da devam etmenin iyi olacağını düşündüğüm için orayı seçtim. Türkiye Ligi'ni tanıyordum. Fakat tabiî bugünkü kadar yakından değil. Trabzonspor'un Avrupa kupalarında, Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir takım olduğunu biliyordum. Stadyumu, tesisleri, büyük bir taraftarı ve geniş imkânları olan bir camia. Bunlar benim gelişimi etkileyen unsurlardan oldu. Trabzon'da da aynı Yatabare vardı. Sadece o dönem takımda Oscar Cardozo vardı ve aramızda bu konuda bir rekabet yaşandı. Dolayısıyla bu durum da gol yollarında öncelik sorunu oluşturuyordu. Tercihler Cardozo'dan yana oldu. Bir futbolcu için yedek kalmak, oynamamak ve az süre almak iyi bir şey değil. Bu belli bir zaman sonra gelişiminizi de etkileyebiliyor" diye konuştu.
"Türkiye'yi tanıyordum ve geri döndüm"
Trabzon macerasının ardından Fransa'ya giden ve 1 sezon sonra geri dönen başarılı futbolcu, "Bir futbolcu için en önemli şey futbol oynamaktır. Bu nedenle yeteneklerimi gösterebileceğim bir takımda olmak istedim. Türkiye'yi de tanıyor ve seviyordum. Dolayısıyla hepsini göz önünde bulundurunca kariyerim açısından en iyi seçeneği tercih ettim. Karabük'te iyi bir takımımız vardı. Kolektif çabanın eseri diyebiliriz, ancak kendi açımdan Traore gibi iyi bir takım arkadaşım vardı ve çok iyi anlaşıyorduk. Benim performansımın artmasındaki önemli faktörlerin başında Traore ile iyi anlaşmamız, birbirimizi tamamlamamız geliyordu diyebilirim. Şu anda da Konya'da Jahovic'le oynamak beni olumlu etkiliyor. Ben daha çok kanattayım. İyi anlaşıyoruz ve herhangi bir sorun olmuyor. Bizim performansımız ve takımımıza katkımız başarıyı da beraberinde getiriyor. Gerçekten çok iyi bir ortamımız var. Herkes birbirini anlıyor, eksiklerini tamamlıyor. Kısacası Konyaspor'da tam anlamıyla bir birlik beraberlik ve aile ortamı var. Böyle bir ortamda insanın kötü olması imkansız gibi bir şey. Bireysel olarak gol atmayı ve elimden geldiğince takımıma katkıda bulunmayı istiyorum. Takım olarak da taraftarlarımıza güzel bir futbol seyrettirip, ligi üst sıralarda bitirmeyi ve başarılı bir sezon geçirmeyi hedefliyoruz" dedi.
"Süper Lig teknik açıdan çok kaliteli"
Süper Lig'in zor bir lig olduğunu söyleyen Yatabare, "Takımlar kaliteli oyunculardan oluşuyor. Teknik açısından yüksek kalitede, fakat taktik açısından biraz daha gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki bu benim kendi düşüncem. Burada futbol biraz daha duygularla oynanıyor. Bunu herkes kabul ediyor" dedi. Özel hayatında ailesiyle vakit geçirmeyi sevdiğini söyleyen Yatabare, "Türkiye'deki şehirlerin hepsini beğeniyorum. Ailemle yaşayabileceğim sakin ve ideal şehirler. Yemekleri lezzetli ve insanları da misafirperver. Bu durum ailesiyle vakit geçirmeyi seven biri için gerçekten son derece ideal" dedi. Son olarak kendisinde en fazla iz bırakan teknik adamların Gourvennec ve Rıza Çalımbay olduğunu söyleyen Yatabare, Fransa Kupası'nı kazandığı maçın da unutamadığı karşılaşma olduğunu söyledi.