Gazete Vatan Logo
FutbolTürkiye'yi gururlandırdı

Türkiye'yi gururlandırdı

Yetiştirme yurdundan Pekin olimpiyatlarında madalyaya uzanan ilginç bir yaşam...

Annemi isterdim

Pekin’de ilk madalyamızı kazanan ‘gümüş kız’ Sibel Özkan buruk: 11 yaşındayken yetiştirme yurdunda annesinin ölüm haberini alan Sibel “Yarışma sonrası onun kucağında ağlamak isterdim” dedi.

PEKİN Olimpiyatları’nda Türkiye’ye ilk madalyayı dün halterde 48 kiloda podyuma çıkan sporcumuz Sibel Özkan kazandırdı. 20 yaşında, kariyerindeki ilk olimpiyat madalyasına ulaşan Sibel’in öyküsü ise romanlara konu olacak türden. 2002 yılında halterle tanışana kadar yetiştirme yurdunda, dayak ve gözyaşıyla geçen, yurtta 11 yaşındayken annesinin ölüm haberini alan, babasını hafızasından silen bir genç kızın öyküsü bu...

ÇİN’DE elde ettiği gümüş madalyayla Türkiye’yi sevince boğan Sibel Özkan 1988 yılında Afyon’da doğdu. Ekonomik sıkıntı, aile içi şiddetin ardından Özkan ailesi Sibel 6 yaşındayken yasal olarak parçalanmış. Anne Kezban Özkan, Sibel’e bakamayınca soluğu Afyon Çocuk Esirgeme Yurdu’nda alıp kızını oraya teslim etmiş. Ne var ki Afyon’daki yurtta kızlar bölümü dolu olduğu için Sibel Konya Çocuk Esirgeme Yurdu’na gönderilmiş. 11 yaşına kadar bu yurtta kalan Sibel, bu dönemi şöyle anlatıyor:

‘DAYAĞA BİLE KATLANDIM’

“DAYAK, korku ve disiplini orada tanıdım. Yurda girdikten sonra 1999 yılında annem öldü. Zaten babamı hiç görmüyordum ve silmiştim de. Böylece tek başıma kalmıştım. Yurtta çoğunlukla iyi yemek çıkmazdı, bize verilen harçlıklarla büskivi alırdık. Bu bile olay olur dayak yerdik. Mecburen dayağa da katlandım. Çünkü gidecek yerim yoktu. Ben de acılarımı unutmak için ve biraz da kendimi koruyabilmek amacıyla judo yapmaya başladım. Sonra Necati Çetinkaya Kız Yetiştirme Yurdu’na geçtim ve orada halterle tanıştım. İşte bu tanışıklık benim hayatımı değiştirdi... Gülmeyi, sevinmeyi, heyecanlanmayı öğrendim. Spor bana acılarımı unutturdu. Kendimi haltere verdim. Yurttaki katı disiplin aslında işe yaradı diyebilirim.”

HALTERDE arka arkaya gelen başarılar sonrasında yaşamı değişen Sibel Özkan, elde ettiği olimpiyat ikinciliğinin sevincini de buruk yaşadı. Çünkü aklında hep 32 yaşında ölen annesi var. Sibel, “Keşke tüm başarılarımın sevincini ve özellikle de bu olimpiyat madalyasının mutluluğunu annemle paylaşabilseydim” dedi ve ekledi: “Ona sarılmayı çok özledim. Yarışma sonrası sevinçten ağladım. Oysa onun kucağında ağlamak isterdim. Yarışmada altın madalya da alabilirdim. Ama olmadı. Bundan sonra başarılarımı devam ettirmek istiyorum” dedi.

Haberin Devamı