Gazete Vatan Logo
Basketbol'Türk takımları artık çok güçlü'

'Türk takımları artık çok güçlü'

Real Madrid’in sayı makinası Rudy Fernandez VATAN’A konuştu.

'Türk takımları artık çok güçlü'

“İspanyol basketbolunun ve futbolunun başarısının anahtar noktası genç oyunculara hep şans tanınıyor olması. Türk basketbolu adına değişimin başlangıcı 2010 Dünya Şampiyonası’ydı. Kulüpler çok gelişti, daha önce olduğundan çok daha iyi şeyler yapmaya ve bütçelerini ciddi şekilde büyütmeye başladılar.”

İspanyol basketbolunun ‘altın jenerasyonu’nun en önemli parçalarından biri Rudy Fernandez... 16 yaşında Joventut Badalona formasıyla başladığı kariyerinde 18 yaşında İspanya Kral Kupası MVP’si olarak ‘sağlam’ adımlar atmaya başlarken ardından NBA’de 4 sezon Portland ve Denver formalarını terletti. Real Madrid serüveni ise İspanyol oyuncu için tam anlamıyla olgunluk çağı...

Yıldız oyuncu Anadolu Efes karşılaşması için İstanbul’a gelirken Merve Toy’un da sorularını yanıtladı. Bu sezon Real Madrid’in Final-Four şansından, Türk basketbolunun son durumuna kadar tüm sorulara içtenlikle yanıt veren Fernandez, Türkiye için kırılma noktasının ise ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası olduğunu söyledi. İşte Fernandez’in sözleri:

‘DEĞERİNİ DE BULDU’

“Bana göre İspanyol basketbolunun ve futbolunun başarısının anahtar noktası genç oyunculara şans tanınıyor olması. Her iki federasyon da genç oyunculara ve onların gelişimine çok büyük önem veriyorlar. Her iki spor dalı için de pek çok yetenekli genç var ve onların nasıl yetiştirildiği çok önemli. Türk basketbolu adına değişimin en önemli noktası 2010 Dünya Şampiyonası’ydı. Kulüpler çok gelişti, daha önce olduğundan çok daha iyi şeyler yapmaya ve bütçelerini ciddi şekilde büyütmeye başladılar. Böylece basketbol de spor olarak gerçek değerini bulmuş oldu. Sonuç olarak da çok iyi oyuncuların ve çok güçlü takımların olduğu bir ülke halini aldı.”

Türk takımları artık çok güçlü


‘Real’de kendimi buldum’

“Lock-out sonrasında NBA’ye dönmedim... Avrupa Basketbol’u bana hep çok şey kattı. Burada kendimi daha komple bir oyuncu gibi hissediyorum. NBA’de ise durum biraz farklı. Orada sahada elimden gelen her şeyi yapmaya çalışsam da sadece şutör olarak görülüyorum. Oyuncu olarak Real Madrid’de, tıpkı daha önce Joventut’ta olduğu gibi, kendimi buldum ve bu hisler sebebiyle de burada olmayı seviyorum.”

'Önemli olan Top 16’
“Olympiakos da aynen bizim gibi en üst seviyede. Normal sezonda neler yaptığınız çok önemli değil aslında. Önemli olan adınızı top 16’ya yazdırmak. Play-offlarda ya da bazen öncesinde bir maçla elenebilyorsunuz. Bizim adımıza en önemli şey; oynayacağımız önemli maçlarda form durumu yüksek şekilde sahada olmak ve çok karakterli bir kulübün parçası olmaktan duyduğumuz gururla birlikte alçak gönüllülükten ödün vermemek.”

‘Bu yarışın favorisi yok’

“Final Four’da kim oynar bunu öngörmek çok zor. Her yıl bu zorlu rekabette pek çok sürprizle karşılaşıyoruz. Çok önemli oyuncuları kadrolarına katan, güçlü takımların olduğunu düşününce her şey mümkün. Euroleague’i özel kılan da bu zaten. Bu yarışın önceden tahmin edilecek bir favorisi yok. Hepimizin bildiği gibi en formda olan son dört takım yarışacak ve bizim tek beklenti ve dileğimiz de sezon sonu bu takımlardan biri olmak.”

‘Hep aynı şarkıyı dinlerim’

“Maçlardan önce uğur getirmesi için mutlaka aynı şarkıyı dinlerim. Aynı şeyleri yemeye gayret ederim. Aynı zamanda bandajı da önce sol bileğime yaparım.”

Haberin Devamı