'Öyleyse iki kere şampiyon oluruz!'
Sezonu kapatacak maçın ezeli rakip Fenerbahçe ile Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak olması Galatasaraylı futbolcuları ciddi şekilde sıkıntıya sokmuştu. Durumu fark eden sarı-kırmızılı hoca, “Arkadaşlar bu sene olağanüstü bir yıl. Ortaya çıktı ki iki kere şampiyon olacağız” diye konuştu
Galatasaray’ın tarihe geçen 18. şampiyonluğuyla ilgili gelecekte de çok şey yazılacak, çizilecek. Çünkü sarı-kırmızılı takımın son yıllarda elde ettiği şampiyonlukların hep özel bir hikayesi olmuştur.
2006’da televizyon başında geçmeyen 16 dakika ve 20.45 şampiyonluğu, 2008’deki hocasız son 6 hafta, şampiyonluklara tarihi değerler katan unsurlardı şüphesiz. Ancak 2012’deki şampiyonluk bundan yıllar sonra bile Galatasaray’ın aynı sezon içinde iki kere zafere ulaşması ile anılacaktır. Neyse biz kaldığımız yerden devam edelim öykümüze...
34 haftalık maratonu 9 puan önde bitirmesine karşın Galatasaray’da ilk kez uygulanan Süper Final öncesi endişe hakimdi. Gerçi bütün sezon bu sistem konuşulmuştu ama yine de bir anda puanların yarıya inmesi derinden etkilemişti sarı-kırmızılıları.
Galatasaray aslında en başından bu yana bu sisteme karşı çıkmıştı. Bir iftar yemeğinde kendilerine bunun dayatıldığını düşünüyor, Türk futbolunda yeni bir kaosa yol açmamak için kabul etmek zorunda kaldıklarına dikkat çekiyorlardı.
Altı çizilen bir diğer nokta ise Galatasaray, şike-teşvik primi davasında adı geçen kulüplerin alacağı cezaları yani puanlarının silineceğini düşünerek bu yeni sisteme yeşil ışık yakmıştı. Fakat zaman hiç de düşündükleri gibi işlemedi. Normal sezonun bitimi bir yana, Kadıköy’deki 2-2 beraberlik sonrası yapılan sevinç gösterisi ister istemez, “Ya şampiyon olamazsak” kaygısını da beraberinde getirmişti. Puanlar yarıya inmiş, 9 puanlık avantaj bir anda 5’e gerilemişti. Çekilen kura sonrası ise Florya’daki stres tavan yapmıştı.
Florya’da, “Puanlarımız gasp edildi. Mevcut sistem işi son maça yani Kadıköy’deki Fenerbahçe maçına taşıyacak” söylemi oyuncular tarafından da dile getiriliyor, Fatih Terim kritik hafta öncesi takıma şunları söylüyordu:
“Arkadaşlar bu sene olağanüstü bir yıl. Ortaya çıktı ki iki kere şampiyon olacağız. Önümüzde 6 derbi maç var ama normal sezonda zaten bütün takımlara karşı büyük üstünlük kurduk. Yine başarırız...”
Süper Final’in açılışı İnönü Stadı’nda yapılıyordu. Bir ilk yaşanıyor ve sağanak yağmur maça izin vermiyordu. Futbol Federasyonu maçı 48 saat sonraya ertelemişti. Olay kavganın ardından Melo ve Riera ikilisi ilk 11’de takımlarına dönecekti. Galatasaray beklediğinden rahat bir galibiyet elde etti Beşiktaş’a karşı. Önce Melo sonra Aydın sahneye çıktı ve Cim-Bom önemli bir virajı döndü. Beşiktaş defansının 34 santim önünde bulunan Melo’nun ofsayt tartışmalı golü, siyah-beyazlı tribünleri adeta çileden çıkarak, maçın hakemi Hüseyin Göçek eleştirilerin odağındaki isim olacaktı. Maçın sonuna doğru taraftar sahaya giriyor ve başta Eboue olmak üzere sarı-kırmızılı futbolcular büyük panik yaşıyordu.
Türk Telekom Arena’daki Fenerbahçe derbisi bir anlamda erken şampiyonluk anlamına geliyordu. Ziegler’in maçın başındaki golüne Selçuk 68’de frikikten yanıt veriyor, Galatasaray kazanmak için sağlı, sollu ataklar geliştiriyordu. Ancak Volkan kalesinde devleşiyor, Aydın ve Necati ise akıl almaz goller kaçırıyordu. Stoch’un 80’deki golü ise neredeyse kazansa yüzde 90 şampiyon olacak bir takımın, kâbusu görmesi anlamına geliyordu. Evet, 9 puanlık fark 1 yenilgi sonrası 2’ye inmişti...
Trabzonspor deplasmanı tahmin edilenden kolay geçmiş ve 4-2’lik bir galibiyet elde edilmişti. Ama asıl deprem yine bir TT Arena maçında yaşanacaktı. Aykut Kocaman’ın, Avni Aker’deki maça gönderme yapan imalı açıklamaları bordo-mavili oyuncuları etkilemiş ve kendilerini ispatlamak için adeta maça çıkmışlardı. Tolga Özkalfa’nın yönetimi Fatih Terim’i çileden çıkarmış, koca sezon sağduyu mesajları veren Terim artık kendini tutamıyordu. Bu beraberlik ile şampiyonluğun kaçtığını düşünenlerin sayısı hiç de az da değildi.
Üstelik Terim de 3 maç ceza almıştı. Ertesi gün teselli Beşiktaş’tan geliyordu. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’yi yenmesi koltuğu devretmeye hazırlanan Aslan’ın bir anda haftayı kârlı kapatmasını sağlayacaktı. Artık Galatasaray TT Arena’daki Beşiktaş maçında tura hazırlanıyordu.
Finalde tuzağa düşmedi
Puan farkı 3’tü ve Fenerbahçe’nin Trabzon’da takılması yüksek ihtimaldi. Ama bu beklenti gerçekleşmiyor, Fenerbahçe rahat kazanıyordu. Galatasaray ise 2-0 öne geçtiği maçta beraberliğe razı oluyor, neredeyse son dakikalarda 1 puandan da oluyordu. 1 ile 3 puan arasında fark yoktu ve bu avantaj ile Kadıköy’e gidiyordu Cim-Bom. Hafta boyu kupa nerede verilecek polemiği, Fatih Terim’in cezasının ertelenmesi konusu işlendi.
Terim’in cezası kaderin bir cilvesi Galatasaray’ın karşı çıktığı 105. maddeye dayandırılarak erteleniyor ve hoca, Şükrü Saracoğlu’nda takımının başında yer alıyordu. Kupa ise Şükrü Saracoğlu’nda verilecekti. TT Arena’daki maçta koreografi bir anlamda gerçek olacaktı. Terim, Kadıköy’deki diğer maçta olduğu gibi takımını rahat tuttu, hatta son gece ani bir kararla tesisler yerine otelde kamp yapıldı.
Çünkü, takımın Florya’dan çıkışı saatler alıyor, tesislerde de stres tavan yapıyordu. Başkan Ünal Aysal ve yöneticiler maç günü soluğu kampta aldılar. Aysal, “Bugün Kadıköy’de kupayı kaldıracağımıza ve başımız dik şekilde ayrılacağımıza inanıyorum” diyordu.
Fatih Terim, prim konusunun bu toplantıda gündeme getirilmemesini rica etmişti. Fenerbahçe maçında Terim müthiş bir deha ile ilk maçtaki tuzağa düşmedi. Beraberliğin Galatasaray’a yarayacağını bildiği için maceraya girmedi. Sonuçta Fenerbahçe’nin şampiyonluk için mutlaka kazanması gerektiğinin farkındaydı.
Son 5 dakika geçmek bilmedi. Galatasaray ezeli rakibinin sahasında şampiyonluk turu atacak, Fatih Terim ise 12 yıllık kupa hasretine son verecekti. Saha ortasındaki kısa sevinç gösterisinden sonra soluğu soyunma odasında alan ve tören yapılmasını bekleyen sarı-kırmızılıların ağzından şu tezahürat yükseliyordu: “Bu takım bu sezon iki kere şampiyon.”
‘KUPAYLA GELİN’
Kadıköy’deki unutulmaz şampiyonluk derbisi öncesi soyunma odası Fatih Terim’in koridorlarda duyulan o zafer konuşmasıyla yankılanıyordu. Terim, takımına kendi oyunlarını oynamalarını nasihat ediyor özellikle pas yapmalarına dikkat çekiyordu. Konuşmasının sonunda tecrübeli teknik adam, “Buraya kupayı almadan gelmeyin” diyerek bunu soyunma odasındaki tahtanın üzerine de yazıyordu.
Selçuk İnan’ın yılı
Galatasaray’da birçok oyuncu kişisel rekorlarını kırdı. Selçuk İnan, 13 gol ve 13 asistle sezonun altın oyuncusu olmayı hak etti. Ayrıca bir sezonda 5 frikik golü atarak efsane Hagi’yi yakaladı. Kariyer rekorunu kıran bir diğer isim ise Felipe Melo oldu. Melo 12 gol atarak, Selçuk ile beraber orta sahada oynamasına rağmen takımın skor yükünü çekti. Sezonun en yararlı bir başka transferi Johan Elmander ise kariyer rekorunu sarı-kırmızılı formayla egale etti.
Muslera’dan rekor
Cim-Bom’da hiç şüphesiz şampiyonluğa damgasını vuran isimlerden biri de Fernando Muslera oldu. Uruguaylı eldiven 40 haftalık uzun maratonda 19 kez kalesini gole kapadı ve Taffarel ile Mondragon’a ait bir sezonda 15 maçla en az gole yememe rekorunu geliştirdi. Muslera, ligin son haftası Manisaspor’a bir de penaltı golü attı. Böylece Galatasaray’da bu sezon 11’de forma giyen oyuncuların hepsi gol sevinci yaşadı.
Atatürk dosyası
Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Galatasaray yedek kulübesindeki bir ayrıntı görenleri şaşırtmıştı. Kulübede, Atatürk ile ilgili bir dosya yer alıyordu. Bu kapsamlı dosya Atatürk’e olan hayranlığını her fırsatta dile getiren İdari Koordinatör Şükrü Hanedar’a aitti. Hanedar, uğuruna inandığı dosyayı en son Avrupa üçüncülüğü sırasında da maçlarda yanından ayırmamıştı. Dört yıl sonra Kadıköy’e de onu götürmeye karar verdi. Hanedar, Gökhan Gönül ve Semih’i maç sonunda teselli etmiş ama Mehmet Topuz sahanın ortasında uzattığı eli geri çevirmişti.
Hazırlık yapılmıştı
Fenerbahçe Başkan Vekili Nihat Özdemir’in kupanın statta verilmesiyle ilgili Terim’i hedef alan sözlerinin aksine, bütün hazırlıklar önceden yapılmıştı, yani kupa verilecekti. Sabah statta yapılan eşgüdüm toplantısında kupanın nasıl verileceği TFF yetkilileri tarafından ifade ediliyor, tonlarca ağırlıktaki platform da Saracoğlu’na getiriliyordu.
Hatta o toplantı sırasında Galatasaray’ın şampiyonluğu halinde dakika dakika ne olacağı ifade ediliyordu. Futbolcuların sevinci kısa süre polis çemberinde orta sahaya yakın bir yerde olacak daha sonra soyunma odasına gidilecekti. Maç sonunda ise seremoni yapılacak ve Galatasaraylı futbolcular kupasını alacacaktı.
Büyük krizi iyi yönetti
Normal sezonun son maçı öncesi Melo ve Riera arasında patlak veren kavga soğuk duş etkisi yaratmıştı. 5’e 2 pas çalışması sırasında sudan bir sebeple Melo ile Riera tartışıyor, Fatih Terim ikiliyi soyunma odasına gönderiyordu. Sonra Melo, Riera’ya saldırıyor, sarı-kırmızılı kulüp kısa bir süre içinde olayı resmen duyuruyordu.
Ertesi gün de Terim basına detaylı açıklama yapıyordu. Olay gecesi Melo, Riera’nın evine gidiyor ve özür diliyordu. Brezilyalı, takım arkadaşlarından da özür dilemişti. Ancak Terim, Melo araya menajeri de dahil onlarca kişi sokmasına karşın 3 gün Brezilyalı’ya randevu vermiyordu.
Riera ise İspanya’ya hava değişimine gönderilmişti. İkilinin özrü kabul ediliyor, ama Terim, “Bu bir af değil” diyordu. Sonuçta da bu stratejik karar ile hem Melo hem de Riera’dan maksimum fayda sağlanıyordu. (Milliyet)