Muhteşem dönüş

Ve Fatih Terim de perde dedi... Tıpkı yıllar önce 9 puan geriden gelip şampiyon olduğu gibi. O zaman patlamanın başlangıç merkezi Kuşadası'ydı. Şimdi ise İspanya. Devre arası transferleriyle turna gözünden vurulmuş gibi görünüyor. Lukunku, Suat Usta ve Xavier tam isabet. Ya Revivo'ya ne demeli. Haftalarca topa ayağını değmedi, transferi bin bir sorun yarattı. Ama O, çıktı kırk yıllık Galatasaraylı gibi oynadı, bir değil tam üç tane attı. Hem Bursaspor'u, hem de Fenerbahçe'yi yıktı. Galatasaray'da yedek bankı geçmişteki gibi zengin. Bursa maçında o bankta Ayhan, Arif, Berkant, Pinto, Cihan oturuyordu. Üstüne üstlük Hasan Şaş da kadroda yoktu. Kısacası, "rotadan çıktı" denilen Fatih Terim'in gemisi istim üzerinde ve tam yol gidiyor.

Üç cephede savaşmak
Anlaşılan, Lucescu'nun da, talebelerinin de akü fikri Prag maçında. Yoksa ilk on dakikasında fırtına gibi estikleri ve iki de gol buldukları İstanbulspor önünde, ölüp ölüp dirilmezlerdi. Romen hoca bazı oyuncularını Prag maçına saklamak istedi. Bu taktiği anlayışla karşılamak mümkün. Ne var ki, büyük hedefleri olan Beşiktaş'ın bir kaç cephede savaşmayı becermesi gerekiyor. Tıpkı geçmişte Galatasaray'ın yaptığı gibi. îstanbulspor maçında sadece Mansız-Dursun çarkı tıkır-tıkır işledi. O da ilhan oyundan çıkana kadar. O'nun dışında bildiğimiz Beşiktaş yoktu. Ne oyun disiplininden eser vardı, ne de alıştığımız yüksek tempolu mücadeleden. Görünen o ki, çanlar Beşiktaş için çalmaya başladı.

Oğuz Çetin kaçan büyük balıktan iyi dersler çıkartmış gibi görünüyor. 4-4-2 sistemine dönen Çetin, tek devrelik oyun ile üç paunı aldı. Geçmişe oranla daha iyi mücadele eden bir Fenerbahçe izledik. Hem de güçlü Gaziantep karşısında. Yıllanmış şarap görüntüsü veren Abdullah, genç Tuncay ve yeni transfer Kemal maçın kilit isimleriydi. Ne var ki, hem bu kadronun, hem de Oğuz Çetin'in zamana ve desteğe ihtiyaçtan var. Sırat köprüsünden geçiyorlar. En büyük desteği vermesi gereken de Başkan Aziz Yıldırım. Ama sayın Yıldırım, maç öncesi öyle tartışmaya açık açıklamalar yaptı ki, Gaziantep galibiyeti unutuldu gitti..

Gençler strese girdi
G.Birliği'nde hedef büyüdükçe stres de artıyor. Başkent ekibi, D.Bakır önünde galibiyete giderken çok zorlandı. Ayaklar birbirine dolandı, paslar yerini bulmadı. En önemlisi, Ersun Yanal sesini duyuramadı. Galibiyet, oturmuş sistemin yansıması ve geç de olsa yapılan akıllı oyuncu değişikliğiyle geldi. Şampiyonluk yolu uzun ve çok çetin. Papaz da her zaman pilav yemez.

Trabzonspor derinden geliyor ama sessiz değil. Dört gol bu sesin en büyük kanıtı. Suskun golcü M.Yılmaz geri döndü. Samet Aybaba genç ekibini iyi yönetiyor. Altay'ın çaresizliğini, içinde bulunduğu durumdan çok, Trabzon'un oyun anlayışında aramak gerek. Bu Trabzon, çok can yakacak.