Gazete Vatan Logo
Galatasaray'Melo transferi bir fiyaskodur'

'Melo transferi bir fiyaskodur'

"Galatasaray böyle abi-kardeş sistemi ile yönetilmeyi haketmiyor"

'Melo transferi bir fiyaskodur'

Galatasaraylı işadamı, kongre üyesi ve son seçimde Prof. Dr. Ahmet Özdoğan'ın listesinde bulunan Ali Fatinoğlu, sarı-kırmızılı kulübün şu anki durumunu analiz ederek önemli açıklamalarda bulundu.

SANICA Yönetim Kurulu Başkanvekili olan ve 2 sezon önce Elazığspor'a sponsor olarak futbol camiasında yer edinen Ali Fatinoğlu, özellikle Başkan Dursun Özbek'in kardeşi Mehmet Özbek'in futbol şube sorumlusu olmasının son derece yanlış olduğunu ifade ederek "Dursun Özbek bir hırsızlık mı var, ya da başka ciddi problemler mi var da yönetimine güvenmiyor kardeşini futbolun başına getiriyor ?" diye sorarak Başkan Dursun Özbek'in bu durumu izah etmesi gerektiğini söyledi.

Transferdeki başarısızlık ve yönetilen kötü süreçten, kulüp gelirlerine kadar bir çok konuda açıklamalarda bulunan Ali Fatinoğlu, sözlerine "3 kupa zaferinin tadını çıkaramadık. Galatasaray aynı UEFA kupası kazandığı dönemdeki gibi bunu da yeterince taraftarına hissettiremedi, ekonomik olarak yansımasını yapamadı" diyerek başladı.

Ali Fatinoğlu şöyle konuştu:

Haberin Devamı

"Uzun yıllardan beri ilk defa bir takım 3 kupayı almayı başardı. Fakat Galatasaray aynı UEFA kupası kazandığı dönemdeki gibi bunu da yeterince taraftarına hissettiremedi, ekonomik olarak yansımasını yapamadı.

Yapamadığını nereden anlıyoruz, kombine satışları ortada , forma satışları ortada, 3 kupayı almış takımın bayrak satışları ve düzenlenmesi gereken aktiviteler son derece zayıf kaldı. Galatasaray 3 kupa almış bunun kutlamaları dahi son derece zayıf geçti.

Dursun Özbek mevcut yönetimin 2. başkanıydı ve sistemin devamı olmuş oldu. Şampiyon olduktan sonraki törende zaten bunun mesajları verilmişti.

Şampiyonluk kutlamasında Sayın Özbek'in yöneticileri saha içine almaması, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ın onore edilmemesi ve orada stadı terkediyorlar görüntülerinin şimdi sonuçlarını yaşıyoruz.

3 kupanın şampiyonluğunun getirisini, birlikteliğini maalesef takım ve camia alamadı. Bunu layıkıyla yaşayamadı.

Transfer politikası ile son derece başarısız bir süreç yönetildi. Lider Galatasaray'ın lider bir transfer politikası uygulamaması da durumu bu günlere getirdi.

Haberin Devamı

Geçmişte, Ontivero, Burdisso, Yekta, Sercan ve daha ismini sayabileceğimiz bir çok gereksiz ve yanlış transferler yapıldı. Büyük bedeller ödendi. Bunlar sahada yoklar.

"Galatasaray'ın başarılı olabilmesi için bir ortak akıl kurulması gerekiyor"

Profesyonellerle çalışmak için önce kurumsal yapı kurulması gerekir. Biz Galatasaray'ın başarılı olabilmesi için bir ortak akıl kurulması gerektiğini söylüyoruz.

Biz ortak akılı temsil eden bir gruptuk. Ne demek ortak akıl, başkan sistemi değil bütün herkesin birleştiği bir ortak akıl ile yönetilsin kulüp. Hatta bu ortak akıl sadece yönetim kurulu ile değil, kongre üyelerinden de oluşmalı. Galatasaraylı olup kendi alanında çok başarılı olmuş , uzmanlaşmış kişiler var. Eğitimde en önemli bir kurum Galatasaray lisesi. Liseli olsun olmasın Galatasaraylı çok değerli insanlar var onların tecrübelerinden yararlanılabilir.

"Galatasaray'da her branşta uzmanlaşmış insan var ama bu kaynağı kullanmıyoruz"

Haberin Devamı

Biz her branşta uzmanlaşmış insan kaynağını kullanmıyoruz. Akıl danışmıyoruz. bu insan kaynağına gitmiyoruz, danışmıyoruz, bu insan kaynağını kullanmıyoruz, sisteme davet edip bir görev vermiyoruz. Halbuki, Galatasaraylı insanlar bir şeyler katmaya heyecanlı, istekli. Ailesi ile bütünleşmiş Galatasaraylılığı. Divan üyeleri var. Burada yanlış şu, bu kadar enerji üretecek kişi varken bunlara gidilmiyor.

Kurumsal yapı doğru düzgün çalıştırılmalı. Her Galatasaraylı geliri artıracak işler yapar, taşın altına elini koyar ama gidilmiyor bu insanlara.

Dursun Özbek seçilmiş bir Başkan. kardeşi Galatasaray'ın futbol şube sorumlusu. Fakat yönetim kurulundan seçilen kişi değil.

Galatasaray böyle abi-kardeş sistemi ile yönetilmeyi haketmiyor. Böyle bir yapı düşünülemez. Futbolu futboldan gelen kişi bilir. Bizler yöneticilik vasfı olan kişileriz. Yönetici futbol takımını üstten yönetir. Ama takımın içine, sisteme girmesi , hangi futbolcu iyidir, hangisi takıma faydalı olur bunlar teknik kadro ile çözülür. Bunlar teknik konudur.

Haberin Devamı

Maalesef paralı bir Başkan var ve parayı verdiği için yönetimdekiler susuyor. Asla Galatasaray'ın ortak değerlerine, ortak akıla gitmiyor, kendi kardeşini göreve getiriyor. Bu Galatasaray için kabul edilemeyecek kadar yanlış bir uygulamadır.

"Yönetimden ekstra kişiler futbolculardan komisyon mu alıyor ?"

Başkan sadece kardeşine güveniyorsa, böyle bir durum varsa o zaman Galatasaray gerçekten vahim durumdadır. Başkan kardeşini o göreve getiriyorsa demek ki güvenmiyor. Yönetime mi güvenmiyor ? Yönetime güvenmiyorsa demek ki o zaman yönetimi yanlış yaptı. Bu yönetime güvenmiyorsa bu yönetimde hırsızlık mı var. Ne var ki, gayrı resmi bir işlem mi dönüyor ? Menajerlerden komisyon mu alınıyor ? Yönetimden ekstra kişiler futbolculardan komisyon alıyor , para kazanmak için Galatasaray'ın menfaatine değil de parasal bir menfaat için işlem mi yapıyorlar ki oraya güvenilir bir kişi koyma ihtiyacı duydu. bunu derhal incelemek gerekir. Böyle bir durum varsa Galatasaray açısından çok tehlikeli bir durum. Eğer başkan kendisini yalnız hissediyorsa ve yönetimdekiler de burada negatiflik yaptığına inanıyor ve kardeşini getiriyorsa , derhal Dursun Özbek'in yanında tüm Galatasaray ortak aklı yer alması gerekir.

Ama böyle bir durum yok da sadece parayı ben veriyorum diye, kral benim diye kardeşini futbol şubesi gibi en önemli yere getiriyorsa o zaman da Başkan açısından bir problem var demektir.

"Çok tehlikeli bir durum... Galatasaray bir kişinin tekeline geçiyor demektir..."

Yöneticilere inanmayıp, hırsızlık yapıldığına ya da başka bir problem olduğuna inanıp kardeşini getirdiyse olay çok tehlikeli ve derhal hepimiz Dursun Özbek'in yanında yer alıp, nasıl destek verebilecekse o desteği oluşturalım.

İkinci şık ise, yani kral benim , parayı ben veriyorum , ben burada herşeye hakim olacağım bütün sisteme hakim olacağım diye kardeşini getiriyorsa o zaman da olay içler acısı. Galatasaray bir kişinin tekeline geçiyor demektir. Bu kabul edilemez çünkü Galatasaray hepimizin ortak sevgisidir. böyle bir yapı, yani kurumsal yapıdan uzaklaşmayı asla ve asla Dursun başkana tavsiye etmem.

Dursun Özbek'in bu durumu açıklaması gerekir. Niçin kardeşini getirdiğini söylemesi, izah etmesi gerekiyor. Net bir şekilde bunu açıklaması gerekiyor.

"Ortak akıl kongrede dedi ki, Galatasaray şampiyonluğa gidiyor ortalığı karıştırmayalım ve Özbek seçildi"

Kongrede, Dursun Özbek Galatasaray Liseli'liğini ön plana çıkartarak ve mevcut yapının değişmemesi gerektiğini, şampiyonluğa giden bir takımın ikinci başkanı olarak seçime girdiği için normal bir ortak akıl diyor ki, Galatasaray şampiyonluğa gidiyor ortalığı karıştırmayalım, başarıya ve iki kupaya doğru o dakikada gidiyor takım, sportif bir başarıya doğru gidilirken, kalkıp da mevcut düzeni bozmayalım diye bir karar verdi kurul. Bu kararda sistemi bozmayalım denirken Dursun Özbek kendisi sistemi bozdu. Yönetimini dışlayıp kardeşiyle Galatasaray'ı yönetmeye kalkıyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Diğer taraftan bakarsak, kardeşiyle kulübü yönetirken bunu yaptıktan sonra nereye geldi. Kardeşinle yönetirsin, dersinki evet kardeşimle yönettim ama çok başarılı bir aktivite yaptık, herkes mutlu ama zaten herkes mutluysa neden kardeşini getirdin sorusu gündemden düşer. Önemini yitirir.

"Bizleri heyecanlandıracak, forma satışını patlatacak bir transfer yapılamadı"

Şu an Galatasaraylı mutlu değil. Sportif gidişattan, transferlerden, kombine satışlarından, stada seyirci davetinin yetersiz olmasından, reklamasyonun ve pazarlamanın çok zayıf olmasından büyük bir sponsor gelmiyor. Stada bütün taraftarın ulaşımıyla ilgili metro halen bir muamma, transferde herkesi mutlu edecek bir Drogba gibi, Hagi gibi bir transfere ihtiyaç var çünkü Şampiyonlar Ligi'ne gidiyoruz ve bizleri heyecanlandıracak, forma satışını patlatacak bir transfer yapılamadı. Şampiyonlar Ligi'ne tek katılım olduğu için çok ciddi bir gelir var ve bunun yansıması yok. Transferlere baktığımızda çok zayıf transferler yapıldığı belli ve gereksiz zayıf futbolcular alındı. Mesela Jem Paul Karacan, görmedik belki de çok iyi futbolcu ama yok. Niye aldınız o zaman neyin transferini yaptık ?, Sabri'ye verilen rakama bakıyorsunuz şaşkınlık verici boyutta. Yeni alınan transfer FIFA'dan durumu belli değil, oynatıp ya da oynatamayacaksınız. Oynatamazsan yarı sezon kenara bir adam oturtacaksın, oynamadan paramız yok derken para vereceksiniz. Bir transferi bile kurumsal yapı olarak beceremedik.

"Melo transferi tam bir fiyaskodur"

Melo'nun tarzında bir futbolcuyu Galatasaray'a alabilmek için bugün en az 15-16 milyon Dolar verilmesi gerekir. Melo transferi tam bir fiyaskodur. Çünkü takımda herkes Melo'yu sever, takıma heyecan katan, penaltı olduğunda kaleye geçip kalecilik yapan, canını dişine takmış Galatasaray için mücadele eden takımın gözbebeği. Şimdi bu bir aynı zamanda şov sanatı. Seyircinin gözbebeği olan agresif çok iyi bir topçuyu, sen en elindeki en iyi silahını gönderiyorsun. Niye gönderiyorsun onu da anlamış değiliz ? Sen iyi para alırsın ki, gönderirsin iyi de yerine kimi aldık, böyle bir şey olabilir mi ? Melo' yu gönderdik, Alex Telles bence ucuza gitti. 15 Milyon Dolarlar konuşulurken gittiği rakam son derece zayıf.

"Demba Ba, Sow 15 milyon Euro'ya satıldı, biz takımın yıldızını 5'te 1 fiyatına gönderdik!.. "

Transfer politikasında bir kere elindeki en iyi silahları gönderdin, yerlerine daha iyisini almadın, buna karşılık rakiplerinden Beşiktaş Demba Ba'yı göndermiş çok ciddi bir para almış, Sow'u gönderdi Fenerbahçe müthiş para aldı biz takımın yıldızlarını gönderdik, diğerlerinin gönderdiğinin 5 te 1 i fiyatına. Melo bir Demba Ba'dan, Sow'dan aşağı oyuncu değil ki ? Şimdi nasıl böyle bir transfer yaparsın. Avrupa'ya satacağına, Fenerbahçe Sow'u Arap ülkesine sattı, Beşiktaş Demba ba'yı Çin'e sattı 15-16 Milyon Euro aldı. E o zaman sen de o tip ülkelere Melo'yu pazarlamayı düşünseydin belki de 20 milyon dolar alırdın. Buradaki olayda Demba Ba Çin'e, Sow ise Katar'a illa da gitmeyi düşünmüyor ki. Aldığı para yüksek olduğundan parasal değere gidiyor. Melo'ya Asya ya da Arap ülkelerinde burada aldığın paranın 2-3 katı para alabileceğine göre bir pazarlama yapsalardı, belki de Melo burayı tercih ederdi, Galatasaray da büyük para alırdı. Galatasaray böyle büyük bir para almıyorsa neden gönderiyor gönderdiği para çok komik. Yani takıma yedek kaleci aldığı paraya Melo gibi yıldızı verdiler. Burada hem satın alınanalar da hem gönderilenler de inanılmaz büyük hatalar yapıldı ve bu hataları yapan kim diye baktığımızda kurumsal yapının çalışmamasından ortaya çıkıyor.

"Yanlış transfer sonunda futbolcuyu gönderirken de para ödüyorlar"

Başkan ve kardeşinin transfer politikasındaki yanlışlarını görüyoruz. Gelen oyuncular içler acısı. Bir de takımdan oyuncu azaltmak için gönderdikleri oyuncuların üstüne para veriyorlar. Böyle bir transfer politikası olur mu ? Şimdi Sabri'yi düşünelim Sabri'ye bir para verildi. Sabri'ye verdiğiniz parada neye göre kıstas yaptınız. Bir kurumsal yapı çalıştırsalardı bu yapıda çalışan bir kişi bunu şöyle belirler, bu futbolcuyu ben batıyorum dediğinde yurt içi ve yurt dışındaki takımlar bu oyuncuya ne kadar para veriyor. Ne kadar para veriyorsa oyuncunun değeri budur. Bu nasıl belirleniyor ? Bakan ve kardeşi oyuncunun karşısına geçip sana 10 bu 5 mi veriyim sen 2 iste sen 5 ver pazardan elma almıyorsun ki. Bir futbolcuyu satıyorum dediğindi ona ne kadar öneriliyor. Buna baktığınızda Sabri'ye gelen rakam 8 milyar veya 1 milyon seviyesinde satın almak için. Çok basittir kurumsal yapı kalacak ya da gidecek misin dersin oyuncuya gideceksen kaça gideceksin, kaç para alacağını tespit edersin, dersin ki dışarıya gitsen alacağın para budur ben de sana aynını veriyorum ya da geçmişten emeğin olduğundan yüzde 5 fazlasını veriyorum ve buna göre bir fiyat belirlersin ve içerideki oyuncularla yapılan kontratların hepsi şaşkınlık getirecek kadar yüksek. Oyuncuların menacerleri bile artık oyuncuyla ilgili toplantıya gelirken istediklerinin yüzde 50 sini teklif etmiş. Futbolcular aldıkları paranın çok altında bir rakama, menacerlerine yetki vermişler bu paraya sözleşme yap diye. Ve menacerlerin kendi söylediklerine göre sözleşme de rakamı görünce şaşırıp hemen imza atmışlar. Bu sözleşmeleri kötü niyetli yaptılar demiyorum burada bir beceriksizlik var. Ve bu maalesef yılların alışkanlığı olmuş.

"Finansal fair-play endişesi tavan yapmış durumda"

Hem paran yok, çok ciddi bir borcun var, hem de futbolcu satın alma yoluna gidiyorsun. Finansal fair-play endişesi tavan yapmış durumda, o zaman paran yoksa Mülk satın almazsın, kiralama yoluna gidersin. Sabit para ödemektense , yani futbolcunun mülküne para vereceğine, Kulübü'ne para vereceğine kirala. Çünkü futbolcunun kendisine de vereceksin, gerek yok satın almaya.

"Futbolcuyu mülkü ile almaktansa kiralamak en iyi ve en ekonomik metod"

En büyük kulüpler kimlerdir , Real Madrid, Barcelona , Juventus, Manchester City, Chelsea, bu takımların ilk 11'ine giremeyenlere talip ol. Kenarda oturmak istemeyen iyi futbolcuları almaya çalış. Bu Takım'lar genç Oyuncuları takımda hemen oynatamıyorsa pişsin diye kiraya veriyorlar. İstikbal vadeden futbolcu kendini daha da geliştirsin diye iyi bir kulübe kiraya veriliyor. Örneğin arda Turan , Galatasaray Manisa ya erdi. O sene oynatamayacağı içini kadroda bu yolu izledi. Satmadı. Kiraya verdi . Manisa Arda’yı almaya kalksa alamazdı, rakam yüksekti ve kiraladı, bir sezon kullandı.

Avrupa'da büyük kulüplerde genç oyuncular var bu tipte. Bu oyuncuları satın almaya kalksanız gelmezler, ama kiralık olarak Galatasaray'da oynamayı kendileri de Kulüpleri de kabul eder. Şampiyonlar liginde oynadığı için hepsi bayıla bayıla gelir. Kendilerini ispat etmek adına, maç tecrübesi kazanmak adına gelirler. Boşuna mülküne para ödemezsin bu sayede. Çok ucuza malolur, ekonomik olur, 5-6 genç alırsın, bu seneyi kurtarır, başarılı olurlarsa da seneye kalmalari için çaba gösterirsiniz.

Hem bonservisi ile alıyorsunuz, hem yaşlı alıyorsunuz, doymuş zaten futbolcu, geliyor günlerini Türkiye'de geçiriyor.

Galatasaray transfer politikasının Avrupa'nın büyüklerinde kadroya giremeyen , yetenekli , genç Oyuncuları takıma kazandırmak olmalı. Ve kiralayarak.

Hem memnun kalmazsanız, giderken de para ödemezsiniz. Geri gönderirken bakın teknik adamlara, futbolculara son yıllarda çok paramız çöpe gitti.

Kiralarsan, kendi göstermek için oynarlar hem tutmazsa, ayrılırken de fesih bedeli ödemezsin.

"Seçime gitmek veya Yönetim değişikliği şu sıralarda kaos yaratır"

Süleyman Seba'ya dendiği gibi 'Ahmet Dursun. Seba gitsin' zihniyetinde değiliz, biz başkanın Galatasaray'ı doğru yönetmesini istiyoruz"

Galatasarayın sportif olarak şuanda sahada, hani bir laf vardır 'dereyi geçerken at değiştirilmez' şuanda klübün kesinlikle ve kesinlikle bir seçime gitmemesi lazım, şartlar ne olursa olsun başkan ve hocaylan ve takımlan belirli bir sürenin gitmesi lazım.Yani bugün bir yönetim değişikliği sadece galatasaraya kaos yaratır en az 4,5 hafta ligte oynayan takımı alt üst eder, ve burada bir puan kayıpları ortaya çıkabilir.Ve bu puan kayıplarının olması takımı bu sene şampiyon olmasının önünü kesebilir.Böyle bir riske bir galatasaylı olarak asla ve asla gidilmesini istemem.Biz Galatasaraylıyız,Galatasay öyle iki de bir de başkanlık seçimi yapan bir duruma düşmemeli.Galatasaray,Galatasarylılar tarafından aklı başında bir şekilde öyle, ,'başkandan memnun değilim, başkan gitsin gibi' cümleler doğru değil. Biz seçimi yapmışız, Başkan’a belirli bir süre vermişiz ,başkan kendisi daha işin başında aldığı kararları vücuda getirsin, ona hemen bugünden başarısızdır deyip, başkanlık seçimine gidilmesini talep etmemizde o yüzden doğru değil ama, yanlışlar yaptığını görüyoruz bu gördüğümüz yanlışları başkanı ve yönetimi uyarmak adına bizler iyi bir Galatasaraylılar fikirlerimizi söyleyelim. Bizim fikirlerimizden kendilerine önemsediklerini alsınlar ve bunları uygulasınlar.

"Biz Galatasaray’ın hayrına konuşmak istiyoruz"

"Galatasaray'da başkan ve yönetim değişsin, bir başkası gelsin yani, Dursun Özbek dursun mu yoksa gitsin mi, aynı Süleyman Seba'ya dendiği gibi 'Ahmet Dursun. Seba gitsin' . diye bir düşüncemiz yok, böyle birşey değil ,biz başkanın Galatasaray'ı doğru yönetmesini istiyoruz, kurumsal yapıyı kurmasını istiyoruz ortak akla giderek Galatasaray'ın ortak menfaatlerle buluşturarak daha başarılı olacak şekilde yönetmesini istiyoruz.

Galatasaray'daki kurumsal yapıyı kursun başkan, dememin sebeplerinden birisi de bu. Kurumsal yapı dediğimizde sistemin ağabey, kardeş, çalışan ilişkisi gibi düz bir yapıdan çıkıp, ortak akıl merkezli çalışmaya ihtiyacı var. Ben bunları kongre sürecinde, seçim sürecinde söylemiştim, birçok yerde.Pazarlama sisteminin kurulması gerekir, Galatasaray’a çok aklı başında Galatasaray markası ve logosu dünya markası ve dünyanın neresine giderseniz gidin orada türküm dedikten sonra ben şahsen Galatasaray kelimesini duyuyorum. Yani dünyada gitmediğim yer kalmadı neredeyse , her yerde Galatasaray duydum, inanılmayacak yerlerde Galatasaray formalı insanlar gördüm, resimlerini çektim. Nasıl mutlu oldum. Şimdi Galatasaray bir dünya markası dünyanın her yerinde var. Bir UEFA şampiyonu herşeyden önce ve dünya 3.sü olduğu süreçte de Galatasaraylı markada tam tavan yaptı o süreçte. Ve şimdi o tavan devam ediyor. Şimdi bunun bu kadar popüler bir marka bu kadar popüler bir isim, bilinirliliği olan, taraftarı olan bir isimin doğru yönetilmesi ve bu isimin pazarlama açısından da gelirinin elde edilmesi gerekir. Ne yapılması lazım bunlarla ilgili, Bunlar son derece başarısızca yönetildi, transfer politikasının halk seyirciyi heyecanlandıracak bir futbolcu gelmemesi, tribünlerdeki kongre biletinin satılmasını etkiliyor bir. Forma satışını etkiliyor iki. Sponsorlar hareketli, dikkat çeken futbolcular kurdukları zaman sponsorlar oraya doğru girer, sponsor getirisi zayıf. Yani statdaki seyirci az kombine satışında bunu görüyoruz, kombineyi tutturamıyorsun. Takıma sponsorun gelmesi zayıf ,forma satışı son derece zayıf. şimdi bu iyi bir transfer ne kadar paraya gelir? Maksimum 20 milyon euroya dünya çapında bir yıldız geliyor. Biz 20 milyon euroya dünya çapında bir yıldız getireceğimize 5,6 milyon euro verip bir futbolcu getiriyoruz, ses getirmiyor. Yani 3 tane futbolcu alacağımıza ya da 4 futbolcu alacağımıza 1 tane yıldız alsak hem stadı dolduracaksın hem de kombineleri satacaksın, loca fiyatlarını da yüksek bir fiyattan satacaksın, yani bir de satış fiyatımızı incelememiz lazım. Hem tribün dolmuyor hem de doğru rakama ulaşmış mıyız, ulaşılması gereken rakamdan mı satıyoruz biletleri, sponsor gelmiyor, forma satışımız zayıf. Şimdi bunları bir hesap edelim. Buradaki forma satışı, kombinedeki kayıp, sponsor kayıbı en az 40,50 milyon euro. Hem iyi bir futbolcu getirerek sportif bir başarıya ulaşacaksın , hem de getirdiğin kendi parasının 2,3 katını kazandıracak. Bir de bunun getirdiği kişinin reklam değeri olduğu için kendi sporcunu öyle bir sözleşme yaparsın ki oynadığı reklamdan da para alıp, gelen futbolcu zaten kendisi gelen reklam dünyasından da para topluyor, ekstra.

Galatasaray'da kurumsal yapıda çok aklı başında bir pazarlama kadrosu kurularak yönetilmesi gerekir. Fakat, yönetim bu konuda müthiş aciz kaldı. Şimdi burayı gördüğümde insan şaşkınlık geçiriyor, halbuki formatın şöyle olması lazımdı. İyi bir pazarlama kadrosu bulunarak Galatasaray'ın satış mağazaları değişmeli. Galatasaray Store'lar iki sene evveli zarar etti, şaşkınlık geçiriyor insan. Bu senenin bilançosu ne gelecek bilmiyoruz.

"Forma satışları ve GS Store bilançosunda büyük bir çelişki var"

Bir formanın maliyeti bugün 2-3 TL. 100 küsür TL yere satılan forma bugün en kötü maliyetinin 30 katına, 50 katına satılıyor. Fakat storların cirosuna bakıyorsun, Karina bakıyorsun şaşkınlık geçiriyorsun. Satılan Malın maliyeti 4 lira ise geliri 5 lira . Sanki % 20 kar ile Satılmış gibi halbuki ürün 50 katına satılıyor. İnanılmaz bir boyut var, müthiş bir Çelişki var. Sanki 100 liraya satılan bir forma sanki 80 TL ye maledilen gibi. Ya da 3 liraya maledilen 4 liraya Satılmış gibi.

"Mağazalara GS Corner'lar kurulmalı"

Mağazaların kirası, yönetimi, depo maliyeti, personel, ve benzeri giderler yüksek geliyorsa zaten yanlış burada. Sistemde bir sorun var demektir. Derhal değiştirilmesi gerekir.

Nasıl olması gerekir peki; GS Store'a fanatik dediğimiz, Galatasaray'ı çok önemseyen taraftarlar gidiyor. Galatasaraylıların kolay ulaşacağı yerde GS ürünleri satılmalı. Yol üzerinde GS store varsa Galatasaraylı gidiyor kendine veya yakınına, tanıdığına ürün satın alıyor.

"Tüketicinin tamamına erişmek lazım^"

Pazarlamanın amacı şudur; Tüketicinin tamamına erişmek lazım. Alıcının tamamına ulaşmak için ne yapmak lazım, Alıcı neresi, sadece İstanbul'dan ibaret değil ki , Türkiye'nin tamamı ve Avrupa'da Türk'lerin olduğu yerlere ulaşmak lazım , bir pazarlama kadrosu ve herkesin ulaşabileceği formül olması lazım, bunun için tüm iyi alışveriş noktalarına Galatasaray Corner'lar kurmak lazım. Tüketici alışverişe Çıktığı zaman tekstil mağazaları içinde gezerken GS ürünü de görecek. En fazla hangi mağaza müşteri çekiyorsa o mağazaya gidip orada bir GS Corner olmalı. Bunun pazarlaması yapılmalı , GS Corner içinde vatandaşlar GS ürünlerine ulaşabilmeli. Insanların Günlük hayatta sık sık gittiği avmlerde, mağazalarda GS Corner'lar olmalı. Galatasaray bu sistemin içinde sadece Organizatör boyunca olup sabit para almalı. GS Corner açmak isteyen mağazalar bulacak, yıllık sözleşme yapıp para kazanacaksın.

Sportif ürünler dışında tekstil ürünleri de olmalı, mobilya ürünleri de olmalı, kırtasiye ürünleri olmalı, hediyelik eşya grupları da olmalı, giyim yerinde giyim, gıda yerinde GS çikolatası, gofreti, kırtasiyede silgi, kalem, kalem kutusu, bunları yaptıracaksın, GS ismini kullanmalarına izin vereceksin, kendi yapıp personel, depolama, kira bedelleri ile uğraşmayıp, hazır yaptırıp karını alacaksın. Mobilya grubu da olur, çocuk odası, bebek mobilyası, Galatasaraylı yatak, yastık, nevresim, v.s, havlu bornoz, yer Halısı, perde gibi ürünler satılabilir. Marketleri zincirinde GS gıda ürünleri satılır. kırtasiye fabrikaları çok gönüllü bir şekilde Galatasaraylı çocuklar için silgi, kalem üretir çünkü çıktı satacak, kendisi de kazanacak. Dediğim gibi ama Galatasaray üretmeyecek, stoklamayacak, mağaza ile marketler zinciri ile, mobilya zinciri ile anlaşacak, üretimi sağlayacak, Mağazalar ile anlaşacak ve GS corner lar kurulması için para alacak, Üretilen ürünler burada satılacak. Galatasaray eli böylece hiç bir şeye değmeyecek ama hem üretim noktasından hem satış noktasından Galatasaray büyük paralar kazanacak.

Sadece para kazanmak için bu Galatasaray sevgisini çoğaltır. Hayatına Galatasaray duygusunu alacak aileler çoğalır.

Türkiye genelinde 5 bin 10 bin satış noktası olursa, gittiğin üretici çok satış yapacağı için bu duruma bayılacak. Her sektörde tek firmaya vereceksin ve o firmalar 1 yıl sonrası için kendileriyle yarışıp fiyatın artması yine Galatasaray'ın işine yarayacak.

Şu an Sportif A.Ş'nin Yönetim formatına bir şey söylemek istemiyorum ama sistem yanlış. Bu sistemde her türlü suistimal olur. Hırsızlığa açık bir durum . Yolsuzluğa, yanlış işler yapmaya açık o yüzden böyle bir yapıda Galatasaray'ın canı yanar.

"Galatasaray 4 noktadan hasar alıyor"

Kombine - loca satışı, forma satışı, bilet satışı ve sponsor gelmemesi. Bunların hepsi başarıya endeksli . Taraftarı stada çekebilmek için, yıldız transferi yapılmalı. Yıldız futbolcu transferi şarttır , bu bir projedir.

İyi transfer yaparsan kombineyi yüksek rakama satarsın, bileti fiyatlarını yeniden belirleyebilirsin, kimse itiraz etmez, Galatasaraylı kulübe faydası olacaksa % 25 daha fazla öder locasına, biletine, yeter ki kalite olsun, yıldız transfer gelsin.

Bütün sistemi çalıştıran futbolculardır ve Futbolcuları her anlamda korumalısın, futbolcunun bedenini Koruması ve maça dinç çıkması için yardımcı olmalısın ve onları iyi takip etmelisin. Psikolojik olarak iyi hazırlamalısın. Maç ayrımı yapmaması için tedbir almalısın. Yoksa yaptığın yatırımlar da boşa gider."