Mario Gomez hakkında flaş açıklamalar!
Beşiktaş'ın eski yöneticisi Erdal Torunoğulları, Mario Gomez'le ilgili şok iddia ortaya attı. Torunoğulları, "Ahmet Bulut'un ortağı Fali, Gomez için 9.5 milyon euro teklif getirdiğini Fiorentina kulübünden satış yetkisini aldığını söyledi. Fiorentina futbol direktörü de yanımdaki şahitlerin yanında bunu kabul etti. Buna rağmen Beşiktaş’a aktarılan bilgi ise Mario Gomez’in 1.5 milyon euroya satıldığı, yani Beşiktaş’a düşen payın 750 bin euro olduğudur. Ben bunu hazmedemiyorum” dedi.
Beşiktaş'ın Dış İlişkiler ve Transferden sorumlu eski yöneticisi Erdal Torunoğulları çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Fanatik'e konuşan Torunoğulları'nın açıklamaları şöyle: "2004 yılında sayın Yıldırım Demirören’in daveti üzere kendisi ile görüştüm fakat o dönem görev almak istemedim. Fikret Bey ile tanışmamıza ise 2013 yılında elime geçen birtakım bilgileri kulübün lehine çevirmek adına kendisiyle irtibata geçerek yapmış olduğumuz görüşme vesile oldu. Bunun üzerine Fikret bey bana yöneticilik teklifinde bulundu ve kabul ettim.”
‘Başkan’ın iddiaları asılsız’
“Beşiktaş resmi web sitesi başta yazılı ve görsel basın ve sosyal mecrada belirtildiği gibi uzun yıllar ‘Futbol Dış Transfer, Dış İlişkiler ve UEFA’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi’ olarak görev yapmış olmama rağmen sayın Başkan Fikret Orman’ın, ‘Erdal Torunoğulları hiçbir zaman transferden sorumlu yönetici değildi’ demesi, aktif olduğum 4 yılda yaptıklarımı ve emeğimi hiçe sayması beni çok üzdü. Yine sayın başkan ‘Yönetime giremeyeceğini anladığı için bu açıklamaları yapıyor’ gibi hakkımda haksız ve asılsız iddialarda bulundu.”
‘Fikret Bey ve ekibi...’
“Herkesin de bildiği gibi yönetime girmek istemediğimi, yaklaşık 13 ay önce Şampiyonlar Ligi kura çekimi sonrası yapmış olduğum, ‘UEFA’dan ve Dış ilişkilerden sorumlu olduğum için Avrupa maçlarında kura çekimi görevi bana aitti. Ancak her şeyde olduğu gibi Fikret Bey ve ekibi kura çekiminde de kendileri bulunmak istediler. Ben de o karede yer almak istemedim ve o yüzden seyahatimi iptal ettim’ şeklindeki açıklamamla zaten beyan etmiştim.”
‘Benim de bir sabrım var’
“Sayın Başkan’ın bana yönelik haksız ve asılsız bu sözlerine rağmen görev süresince yaptıklarımı tek tek anlatarak polemiğe girmek istemiyorum. Bu bana yakışmaz. Beşiktaş adına attığım her adımı gönülden attım, yaptıklarımın lafını edecek değilim hele kendimi savunmak adına anlatacak hiç değilim. Bilen zaten biliyor. Benim bir duruşum var, kendime olan saygım var. Ancak tabii ki bir sabrım da var. Üzüldüğüm gerçektir. Bugüne kadar benim yanımda olan ve destek veren başta bütün taraftarlara ve Beşiktaş camiasına cani gönülden teşekkür ederim. Gönderilen bütün mesajlara cevap veremesem de mutlaka okuduğumu bilsinler.”
‘Geri dönmekle hata yaptım’
“Benim kendisiyle (Umut Güner) transfer konularına ilişkin ne bir görüşmem ne bir samimiyetim ne sorunum ne de diyaloğum olmadı olmaz da. Az önce de bahsettiğim gibi sorunlar başladığında istifamı vermiştim fakat kabul etmemişlerdi ve bende sayın Başkan’ın ve çevremin baskısı ile geri dönmüştüm. Maalesef böyle bir hata yapmıştım. Bu kere tekrar istifa ederek daha da büyük bir hata yapmış olacaktım. Zaten erken seçime gitmek suretiyle ben dahil çalışmak istemedikleri yöneticileri yönetimden uzaklaştırdılar. Ne diyeyim umarım bundan sonrası Beşiktaşımız için hayırlısı olur.”
‘Kimseden çekinecek değilim’
“Yönetim içinde kongre kulisi yapmam gibi bir şey söz konusu değildir. Tabii ki her zaman olduğu gibi çevrem ile oturup Beşiktaş’ı konuştuk bundan sonrada konuşmaya devam edeceğiz. Biz Beşiktaş’ın neferleriyiz. Bizim için ailemiz, Beşiktaş, ülkemiz, işimiz ve dostlarımız çok önemlidir. Başka ne konuşacağız ki? Kaldı ki son üç dört senedir yaşadıklarım ve bildiklerim karşısında konuşmak için kimseden izin alacak veya çekinecek değilim.”
‘Anlamsız ve çocukça buluyorum’
“Resmi olarak görevdeyken siteden görev tanımımın silinmesi hoş bir durum değildi tabii ki. Çok anlamsız ve çocukça buluyorum. Bana ve kişiliğime zarar verebileceklerini düşündülerse hata ettiler. Küçük mutlulukları için bu derece ucuz hareketlerde bulunanları kendi haline bırakıyorum. Bunun için ortalığı ayağa kaldıracak değilim. Benim için önemli olan gerçek Beşiktaşlılar’ın gönüllerinde yaşamak, adım ve ünvanlarım bir panoda yazmış, yazmamış çok da dert değil.”
‘Çarpık sistem, kaçakları önleyememe...’
“Bugün Türk Futbol Kulüpleri bu haldeyse bunun sebebi mevcut çarpık sistem, yanlış planlama, gelirleri iyi kullanamama ve kaçakları önleyememe. İşini bilen, çalışkan, dürüst ve iyi niyetli yöneticilerin ve profesyonellerin işin başında olmaması. Bir dönem Beşiktaş’ı da çalıştıran sayın Slaven Bilic’inde dediği gibi, “Bilgililer yetkisiz, yetkililer bilgisiz” olduğu sürece bir yere varamıyorsunuz.‘Beni iyi motive edin diyor’ “Başkan Orman, ‘Ben çökersem Beşiktaş da çöker’ diyerek, ‘Beni iyi motive edin’ demek istiyor herhalde. Beşiktaş gibi asırlık bir kulübün bir veya birkaç bireye bağlı olarak çökeceğini veya ayakta kalacağını söylemek hangi ruh halini ifade eder onun yorumunu ben yapamam. Bu konu psikologların ve psikiyatrların uzmanlık alanına giren bir konu. Ancak şunu söyleyebilirim ki bütün yönetim çökse bile Beşiktaş yine çökmez. Çökemez. Çöktürmezler. Bu koca çınarda; Şeref Bey’ler, Baba Hakkı’lar, Süleyman Seba’lar gelip geçmiş. Kulübe katkısı olan herkesi saygı ve minnetle anıyorum. Sonuç olarak; herkes gelir gider camiası ile taraftarı ile Beşiktaş kurumu hep ayakta kalır.
"GOMEZ KONUSUNU HAZMEDEMİYORUM"
Mario Gomez için anlaşmamız şu şekildeydi... Biz ilk sezonda Gomez ile 1+2 yıllık sözleşme yaptık. 21 Nisan’a kadar bize imza atarsa 1000 Euro karşılığı bonservisi bizde olacaktı ve 2 yıl daha oynayacaktı, aksi taktirde Fiorentina’nın oyuncusu olarak satışta yüzde 50 bizim hakkımız olacaktı. 8 Haziran’da Sayın Başkan’la Gomez’in gerçek menaceriyle Amsterdam’da buluştuk. Görüşme doğrultusunda verilen karar şu şekildeydi; Haziran sonuna kadar birbirimize süre verip biz başka oyuncularla onlar ise başka kulüplerle görüşüp Temmuz’un başında tekrar bir araya gelerek durumu sonuçlandırmak.”
‘Ahmet Bulut’la tartıştık’
“Ben 10 Haziran da başka bir oyuncu için Milano’ya geçtim ve Fiorentina futbol direktörünü de ziyaret ettim. Bu ziyarete yanımda 3 kişi ile gittim ve odada aynı zamanda menacer Ahmet Bulut’un ortağı Fali Ramadani’de vardı. Orada kendisi ile kısa bir tartışmamız oldu. Fali, 9.5 milyon Euro teklif getirdiğini Fiorentina kulübünden satış yetkisini aldığını söyledi ve Fiorentina futbol direktörü de yanımdaki şahitlerin yanında bunu kabul etti. Buna rağmen Beşiktaş’a aktarılan bilgi ise Mario Gomez’in 1.5 milyon Euro’ya satıldığı, yani Beşiktaş’a düşen payın 750 bin Euro olduğudur.”
‘Emin olduğum için susamazdım’
“Alman basını ise gerçek satış tutarının biraz altında bir rakam paylaşmıştır. Bunu yaşadığım, gördüğüm ve bildiğim için yani emin olduğum için susamazdım. Bu bilgileri sayın Başkan’la defalarca paylaştım. O da bana sürekli merak etmemem gerektiğini konuyu halledeceğini söyledi. Ancak ortaya somut bir şey çıkmadı. Bu nedenle bende Beşiktaş’ın menfaatleri adına konuyu kamuoyu ile paylaşmak gereği duydum. Neticede Beşiktaş 9.5 milyon Euro’nun yüzde 50’sini alması gerekiyorken çok komik bir rakam aldı. Bu durum göz arda edilebilecek bir durum değildir. En azından ben bunu hazmedemiyorum.
'UEFA’ya bir yazı gitmedi’
“Bu konunun muhatabı savcılık değil; Beşiktaş Kulübü, diğer kulüpler ve UEFA’dır. Beşiktaş bu durumu UEFA’ya yazılı bildirmeliydi. Ben Başkan’a gerekli bilgileri verdim, defalarca tekrarladım ve hatırlattım. Şahitlerin isimlerini paylaştım... Ancak Beşiktaş’tan UEFA’ya giden bir yazının olduğunu bugüne kadar hiç görmedim, duymadım.”
‘Bulut 600 bin Euro alacak’
“Biz Beşiktaş adına görüşmeler yaparken menacer Ahmet Bulut, Cenk Ergün ile Galatasaray adına pazarlık yapıyordu. Biz her konuda anlaşmıştık, oyuncunun kulüp ile alacak verecek davaları vardı bu nedenle imza iki gün gecikti. O arada nedenini bilmediğim sebepten dolayı Ahmet Bulut geldi ve sayın Başkan Orman’ın transfer için kendisini gönderdiğini iletti. Bence hiç hak etmediği halde Ahmet Bulut bu transfer nedeniyle Beşiktaş’tan 600 bin Euro menacerlik ücreti aldı ya da alacak.”
‘Çek-senet olarak ödendi’
“Biliyorsunuz sayın Başkan’ın ‘Ahmet Bulut’a alacaklarının ödeneceği’ yönünde beyanları var. Ahmet Bulut’un da, ‘Ben Başkan Orman’a güveniyorum, sözü var. Benim Beşiktaş’ta param kalmaz’ şeklinde bir beyanı var. Bana gelen bilgi alacağına karşılık çek-senet aldığı doğrultusunda.
"30 MİLYON EURO'YLA 2 ŞAMPİYONLUK GELDİ"
”Şampiyonluk büyük gelir getirir, sorunları ise sadece erteler. 2018 yılındayız ve farkındalığımız artmış durumda. Dünya çapında bir şeyleri araştırmak kıyaslamak eskisi gibi zor değil artık. Peki, Türk Futbolu’ndaki bu sorunlar neden? Çünkü uygulama zayıf, uygulamayı sağlayacak irade zayıf. Sistemde köklü değişimler yapılmadığı sürece bu böyle gider. Doğru planlama yapmak lazım. Gelirleri iyi kullanmak ve kaçakları önlemek lazım. İşini bilen çalışkan, dürüst ve iyi niyetli yöneticilerin ve profesyonellerin olması lazım. Aksi taktirde çok büyük gelirlere sahip olsanız da bir anlam ifade etmiyor. Biz, 30-40 milyon Euro arası bütçelerle de iki şampiyonluk aldık. Son iki yıl bütçenin 80-90 milyon Euro olduğunu düşünürseniz ve sonuçları kıyaslarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
‘O hesapların giderlerini yöneticiler ödüyor’
“Sosyal medyada adıma yapılan paylaşımlarla ilgili olarak öncelikle o tweetler ne zaman ve kimler tarafından atıldı, ona bakmak lazım. Atılan tarihler çok manidar; Mitroviç’in alındığı dönem... Ve kimler tarafından diye incelersek sahte hesaplar tarafından atıldığını anlamamak mümkün değildir. Konu ile ilgili yasal süreç devam etmektedir bu sebepten dolayı daha fazla bilgi paylaşmam doğru olmayacaktır. Ancak şunu söyleyebilirim ki maalesef kulüplerde bazı yöneticiler ve hatta kulüplerin kendileri dahi çeşitli adlarla Twitter hesapları açmakta yada açtırmakta ve ne yazık ki o hesaplardan dahi aleyhinizde çok kötü tweetler atılabilmektedir. İşin dramatik ve trajikomik yanı ise kulüplerin çeşitli adlarla açtıkları yada açtırdıkları bu hesapların giderlerinin yöneticilerden kesiliyor olmasıdır.”
"ÇEBİ'NİN KATKISI BÜYÜK"
“İlk transferim Atiba’ydı. Fabri de son transferimdi. Sayın Ahmet Nur Çebi ve scout ekibinin desteğiyle; Sosa, Demba Ba, Dusko Tosiç, Marcelo, Andreas Beck ve Mario Gomez gibi birçok ismi Beşiktaş’a kazandırdık. Kazandırdıklarımız yanında Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Emre Mor gibi iş bitmiş olmasına rağmen Beşiktaş’a kazandıramadığımız futbolcularda oldu. Çünkü sonuç olarak son kararı hep Başkan verirdi. Şunu özellikle bir kez daha vurgulamak isterim ki görev yaptığım süre boyunca özellikle Sayın Ahmet Nur Çebi’nin saydığım isimlerin transferlerdeki desteğini ve katkısını kimse asla göz ardı edemez.”
‘Varsın 9 köyden kovsunlar’
“Aslında o dönem yaşanan olaylar karşısında istifa ederek en doğru kararı almıştım fakat bayın Fikret Orman’ın ve çevremin baskısı sonucu geri dönmeyi kabul ettim. Eğer hatırlarsanız istifa etmemin en önemli sebebi menacerlerle yaşadığım sıkıntılar karşısında Sayın Fikret Orman’dan gerekli desteği göremememdi. Buna rağmen aynı yönetim ile yapabileceğimi düşünmek çok büyük bir hataydı. Ne yaptımsa Beşiktaş’ın menfaatleri için yaptım. Beşiktaş’ın kasasından menacerler için mümkün olduğu kadar az para çıksın diye uğraştım, durdum. Ancak bunun karşılığında sevilmediğimi anladım, hatta kulüpten ekarte edildim. Hayal kırıklığı yaşadım ve yaşıyorum evet, fakat asla kendime yazık ettiğimi düşünmüyorum. Varsın 9 köyden kovsunlar beni. Doğru bildiklerimden asla şaşmadım ve şaşmayacağım.”
‘Allah’a havale ediyorum’
“İnanın kesinlikle abartmıyorum. Benim kulüpten ekarte edilmemin, transfer komitesinden çıkartılmamın en büyük sebebi menacerlerdir. Onların kulübe verdiği zararlardan bahsettiğimde Sayın Başkan’dan destek görememem ise üzüldüğüm ve anlam veremediğim bir konudur. Kimse bana Türk Futbolu’nda transferlerde menajerlerin başkanlar ve yöneticiler üzerinde rol oynamadığını söylemesin. Futbolun biraz içinde olan herkes bunun böyle olduğunu bilir. Az öncede belirttiğim gibi benim çabam transferlerde Beşiktaş’ın kasasından menacerler için mümkün olduğu kadar az para çıkmasıyken bu konuda destek görememek karşısında artık ne söyleyebilirim ki? Herkesi kendi vicdanı ile başbaşa bırakıyor ve Allah’a havale ediyorum.”