Kısa DEVre yaptık

Son Avrupa şampiyonu karşısında 15. dakikayı 25-22’lik skorla önde geçen Milliler, ardından 14-0’lık seriye ‘dur’ diyemeyip 11 sayı geri düştü. Bir daha rakibini yakalayamayan Ay-yıldızlıların olimpiyat hayâli de suya düştü

AVRUPA Şampiyonası yoluna ilk adımımızı attığımızda, 2. tur için isteyebileceğimiz en kötü senaryo Fransa’ydı. Belki de bunu defalarca tekrarladığımız için Lille’de kendimizi Fransa’nın karşısında bulduk. Nitekim bütün oklar da, son şampiyon Fransa’yı gösteriyordu.

GERİDE bıraktığımız 5 maçta, dar rotasyonumuzla yıpratıcı maçlar oynamamızın verdiği yorgunluk sanki maç başlangıcında yüzümüzden okunur gibiydi. Ancak salondaki 26 bin kişiye ve Fransa’nın 6 NBA oyuncusuna rağmen iyi savunma yaparak ve hücum dengelerini bozarak ilk çeyrekte 18-17 üstünlük kurduk. Yaptığımız alan savunmasıyla hem onları potadan uzaklaştırdık hem de 17-10 gerideyken aldığımız mola sonrasında yaptığımız doğru hücum organizasyonları bize skor olarak geri döndü. Dixon’ın bu dakikalarda bulduğu kritik uzak mesafeli şutlar da çok belirleyiciydi. Bunun yanında süre alan her oyuncumuz adeta joker gibi herkesin görevini yapmaya gayret etmesi, oyunu sonrasında da dengede tutmayı sağladı.

TEŞEKKÜRLER

2. periyodun sonuna doğru yaptığımız top kayıpları bir anda farkın açılmasına sebep oldu. Koç Collet 25-22’de aldığı mola sonrası Parker’ı oyundan alıp, sahada direksiyonu De Colo-Batum-Fournier üçlüsüne bıraktı ve Fransızlar 10-0’lık seri yakalayarak Ergin Ataman’a molayı aldırdı. Parker’ın sayı bulamadığı dönemde kenardan gelen Lauvergne, Fransızlar’ın ilacı oldu. Biz de 5 dakika boyunca hiç sayı üretemezken, Parker’sız Fransa 14-0’lık seri yakaladı.

3. periyodun ortasında Cedi’nin atışının basket sayılmamasına koç Ataman’ın itiraz etmesi üzerine çalınan teknik faulün ardından fark yeniden 13’e çıktı. Bu düdük bir nevi maçın kırılma anı oldu. Fransızlar hücum sahasında yaşadığımız üretim sıkıntısına, Parker’ın da devreye girmesi ile çok iyi cevap verdi. Soyunma odasından çok daha özgüvenli bir şekilde dönen Fransa, hem pota altından hem de dışarıdan isabet bularak tempoyu dikte etmeye başladı. Buna karşın biz de sayı üretme noktasında adeta pota dövdük. Derken maç bitti.

GÖNÜL isterdi ki, 2009’dan sonra bir kez daha Fransa’yı Fransa’da geçelim. Ancak gerek dar rotasyonumuz, gerek yorgunluğumuz direncimizin istikrarlı oluşunu engelledi. Yine de teşekkürler 12 Dev Adam! Daha nice güzel günlere!