Hıncal Uluç’tan, Alp Yalman’a ağır suçlama
Galatasaray'ı en iyi bilen duayen gazetecilerden Hıncal Uluç, Alp Yalman'ı eleştirdi.
Galatasaray’da Florya ve Riva arazilerinin satış anlaşmasına bir tepki de Hıncal Uluç’tan geldi.
Usta gazeteci, Dursun Özbek ve yönetiminin, Galatasaray başkanlığını hak etmediğini söylerken, arazilerin satışı için suçlu olarak ise Alp Yalman’ı gönderdi.
Hıncal Uluç'un, Sabah Gazetesi'nde yayımlanan yazısı şu şekilde;
Galatasaray'ı satanlar şimdi Florya ve Riva'yı da satacaklar.. Dursun Kardeşlerin iş başında kalmasının ve Galatasaray'ın son umudu iki varlığına satış izni almalarının sebebi sensin Alp Yalman!. Galatasaray Tarihinde anıt olan adını bunların kalkanı yaptın. 40 yıllık arkadaşını satma pahasına.. İftihar et..
Ya Galatasaray Futbol Şubesi'nin başına atadığın hem futbol hem de yöneticilik cahili adam!. Cüneyt Çakır için "Amip gibi kendini yiyip bitiriyor" diyen asıl tek hücreli, Galatasaray'ı çürütüyor. İftihar et!.
Takımın başında iki futbol zekâsızı da senin sayende var. Birini sene başından beri tüm rezilliklerini göre göre kabullenmeye ve desteklemeye devam ediyorsun.. Sen, Galatasaray'a en mükemmel, dünya çapında hocaları getiren Alp Yalman bu futbol zekâsızını kabullendin. Niye?. Yakın arkadaşını yanına "Antrenör" diye yerleştirmek için. O daha da büyük bir fiyasko iken.. Bile bile..
Bak sonunda "Aman bu hoca kalsın ki, Galatasaray batsın" diye göz boyayan skorlara alkış tutarak destek veren Fener medyası da artık dayanamadı. Bu hafta sonu, adam hakkında gerçekçi yazılar yazmak ve on para etmez olduğunu ilan etmek zorunda kaldılar. İftihar et!..
Tabii, ikinci ve üçüncü sırada sorumlular da var..
On para etmez Divan Kurulu, bir.. Ayda bir Ada'da toplanıp, işgalci tarafından fevkalade ağırlandıkları için her şeye göz yuman, "Sözde" bile eleştiri yapmayan bir Utanç Kurulu.. Güya en eski, en Galatasaraylı, en olgun üyeler onlar.. İşleri, bir iki lafla eleştirir gibi yapıp, sonra her kararı desteklemek.. Bu rezilliklere göz yummak.. Gelecek ayki "Beslenme ve ağırlanma günü"nü beklemek..
..Ve de aslında baş sorumlu olması gereken Kongre!.. Bir klik tarafından ele geçirilmiş, onlardan gelen her emrivakiye "Evet" diyen oy vericiler.. Aslında "Koyvericiler.." Bu ülkenin en zor üye olunan kulübüdür Galatasaray.. O üyelikten "Aranızda olmak bana gurur vermiyor" diye istifa ettim, yıllar önce.. Zamanın Genel Sekreteri, yakın dostum, Kadıköy'ün unutulmaz Belediye Başkanı olarak "İdarecilik" zirvesi yapan Cengiz Özyalçıner "İstifanızı yürürlüğe koymadık" diye resmi yazı yazdı bana..
Cevap verdim..
"İstifa tek taraflı bir hukuki müessese olup, karşı tarafın kabulünü ilzam etmez.."
Ne iyi ettiğimi, her Galatasaray Kurultayı'nda bir defa daha anlıyorum. Orada seçim yapılmıyor, o meşhur kliğin, Derin Galatasaray'ın ellerine verdiği oylar sandığa atılıyor.. O Cengiz de, bugünkü yönetimde en kıdemli, Galatasaray'ı da, idareciliği de, futbolu da en en bilen kişi olduğu halde, susup oturuyor. Yani işbirliği yapıyor, satıcılarla..
Şimdi, Alp gibi kalkan, eleştirir gibi yapan Divan, tamamen Derin Galatasaray'ın emrindeki Kongre varken, kalkıp Özbek Kardeşleri, Levent (Sen kimsin) Nazifoğlu'nu, Riekerink ve Ayhan adlı adamları sorumlu bulmanın gerçekten âlemi yok.
Florya'da paspasçı bile olamayacak adamlar, rüyalarında bile göremeyecekleri koltuklara oturtulmuşlar, geçinip gidiyorlar diye kızma hakkımız var mı?.
Oturtanların ve seyirci kalanların vicdanı sızlamazken, onlar niye beyliklerinin keyfini sürmesinler ki?.