'F.Bahçe'nin kara kutusuydum'
Fenerbahçe'nin eski Portekizce tercümanı Samet Güzel, 'Doğru mu Samet' olayının perde arkasını anlattı.
Sabah Gazetesi'nden Okan Can Yantır'a konuşan Samet Güzel, Alex - Aziz Yıldırım tartışmasının ortasında kalışını ve kulüpten ayrılışında yaşananlarla ilgili açıklamalar yaptı. Samet Güzel'in röportajında yaptığı önemli açıklamalar şöyle:
"Ben zaten yaşanan olaylardan sonra istifa ederek gerekli mesajı verdiğimi düşünüyorum. Dışarıdan gelen tepkiler de gösterdi ki; istifa ederek, aslında tam da anlatmak istediklerimi anlatmışım. İstifamdan sonra insanların davranışlarından 'Samet biz seni anladık' mesajını aldığım için, onun üzerine çıkıp konuşma ihtiyacı duymadım. Bu konuda vicdanım rahat; verdiğim kararın doğru olduğuna inanıyorum. İstifamın üzerinden altı ay geçti ve ben gördüm ki insanlar beni anlamış. Bu yüzden olayı daha fazla kurcalama ihtiyacı hissetmedim."
"Her şeyden önce iyi bir Fenerbahçeli'yim ben. Çok iyi bir taraftarım. Sekiz sene de kulübüme hizmet ettim. Hem taraftar, hem de profesyonel kulüp çalışanı olunca; insan dengeleri daha fazla düşünüyor tabii. Ne söylesem yanlış anlayabilecek insanlar var; bu yüzden de hiç konuşmadım bugüne kadar. Kulübümü; anlamsız bir tartışmanın içine çekmek istemedim. Fenerbahçe benim DNA'ma kazınmış zaten; ona zarar gelsin ister miyim hiç!"
"Alex kadro dışı kalmıştı ve birtakım açıklamalar yapmıştı. Ben de takımla yurt dışı maçına gidiyorum. Havaalanında başkanın beni çağırdığını söylediler. Yanına gittim ve selam verdim. Başkan; Aykut Hoca ve Ali Yıldırım'la beraber röportaj vereceklerini söyledi ve bir anda kameralar açıldı. Başkan hararetli bir şekilde konuşmaya başladı. Alex sürecinin her noktasında olan iki kişi var; Alex ve ben. Yaşanan tüm şeyleri ben bildiğim için kilit isim bendim. Ben o anda içimden şu cümleyi geçirdim: "Samet, yanlış olan hiçbir şeyi onaylama!" Alex'le benim inanılmaz bir ilişkim vardır ama ben profesyonel olarak kulübün bir çalışanıydım. Dolayısıyla soğukkanlılığımı koruyarak cevaplar verdim. Çünkü 25 milyona hitap eden bir kulüp başkanı ve o kulübün çalışanı olarak çıktık insanların karşısına. Başkan soğukkanlı olamadı. Mantıklı davranmak durumundaydım; öyle yaptım. Orada onayladığım her şey doğrudur. Dik durdum ve cevap verdim. Aklımda olan bir şey vardı; Fenerbahçe'ye zarar vermemek."
"Başkan bir noktada, "Şerefi ve namusu varsa Samet anlatır" gibi bir cümle kullandı, ona bozuldum. Çünkü ben yıllar boyunca bu kulübün içinde neler yaşadım... O kadar çok şey gördüm, o kadar çok şeye şahit oldum ki... Ben bir bakıma bu kulübün kara kutusuydum. Transfer görüşmelerine gittim, soyunma odasına girdim, özel problemlerle bizzat ilgilendim ama bir güne bir gün, o camianın içinde olanları aileme bile anlatmadım. İşte olanı işte bıraktım hep. Başkan keşke şeref ve namusla ilgili o cümleyi kullanmasaydı. Keşke benim namusumdan ve şerefimden emin olsaydı; öyle olması gerekirdi çünkü. Beni en iyi bilen kişiydi başkan. Sonuçta profesyonel olarak ayrılıklar yaşanabilir ama ben başkandan, sekiz yıllık çalışanının şerefi ve namusundan emin olarak konuşmasını beklerdim."