Dövüş sporlarının "altın kızı" başarıya doymuyor!

Gülizar, küçüklüğünden beri dövüş sporlarına meraklı olduğu ve sokaklarda kavga ettiği için ağabeyi tarafından henüz 7 yaşında Kandemir Spor Kulübü'ne yönlendirildi.

Milli takım antrenörü Nasır Kandemir'in önerisiyle muay thai sporuna başlayan Gülizar, sadece 6 ay sonra Türkiye şampiyonu olarak kendisine inanan ağabeyini haksız çıkarmadı.

Hırsı ve azmiyle göz doldurduğu dönemde milli takıma seçilen genç sporcu, 2009'da Tayland'da düzenlenen Muay Thai Dünya Şampiyonası'nda gençlerde altın madalya kazandı.

Gülizar, 2011'de Antalya'da gerçekleştirilen Muay Thai Avrupa Şampiyonası finalinde ise Belaruslu Marina Kalinina'yı yenerek büyükler kategorisinde altın madalyaya uzandı.

Antrenörünün yönlendirmesiyle ringe çıktığı boksta Avrupa ikinciliği, Avusturya'da düzenlenen Wushu Dünya Kupası'nda dünya birincisi olarak dövüş sporlarındaki başarısını 3 dala taşıyan Gülizar, bu sefer de yönünü kick boksa çevirdi.

Genç sporcu, bu alanda da başarıya uzanmak için Kandemir yönetiminde gece gündüz demeden antrenman yaptı.

Milli takımla 19-27 Ekim'de Bosna Hersek'te düzenlenen Dünya Kick Boks Şampiyonası'na katılan Gülizar, 70 kiloda dünya şampiyonu oldu.

Ay yıldızlı formayı giydiği her dalda başarı kazanan Gülizar, hem ailesini hem antrenörünü hem de Mersin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü sevindirdi.

Çeşitli dallarda 29 Türkiye şampiyonluğu bulunan genç sporcu, yeni başarılara imza atabilmek için çalışmalarını sürdürüyor.

"Annemin sevincini görünce devam ettim"

Gülizar Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başarılı olmasında ailesinin desteğinin etkili olduğunu belirterek, "Dövüş sporlarındaki ilk başarımda, annemin sevincini gördüm. Onu mutlu ettiğimi anlayınca devam etmeye karar verdim." dedi.

Her dalda madalya kazanmayı hedeflediği için son olarak katıldığı kick boks şampiyonasını çok fazla önemsediğini anlatan Gülizar, "Kick boksta da şampiyon olarak antrenörümü ve ailemi sevindirdiğim için çok mutluyum." ifadesini kullandı.

Gülizar, çok çalışmak ve fedakarlığın beraberinde başarıyı getirdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Sabah, öğle, akşam antrenmanlar yaptım. Kilo vermem gerekti verdim, almam gerekti aldım. Gerektiğinde sadece bir öğünle günü geçiriyordum. Sabah koşuyordum, öğlen ve akşam çalışıyordum. Milli takım kampında da bu tempoyu sürdürdüm. Dünya şampiyonasının ardından Mersin'e dönünce sevincimi yakınlarımla paylaşmak çok değişik bir histi."

Spor kariyerinin yanı sıra eğitim hayatını da sürdürdüğünü ifade eden Gülizar, akademik başarıyı da önemsediği için üniversiteye girdiğini dile getirdi.

Gülizar, antrenörü gibi genç sporcular yetiştirmeyi, boksta elde ettiği dereceyi de yükseltmeyi hedeflediğini kaydetti.

"En büyük hedefimiz olimpiyatlarda başarı"

Antrenör Kandemir ise Gülizar'ın, kentin dezavantajlı bir mahallesinde büyüdüğünü belirterek, şunları söyledi:

"Çok kısa sürede başarılamayacak şeylere imza attı. Kızımız 4 branşta da bir yetenek. Başarı kotası anlamında çok nadir bulunan bir sporcumuz. Yolumuza hala devam ediyoruz. Tabii ki en büyük hedefimiz olimpiyatlarda başarı elde etmek. Onu da yapacağına inanıyorum."

Genç sporcunun ailesinin maddi durumunun kötü olduğunu vurgulayan Kandemir, şunları kaydetti:

"Kentin dezavantajlı mahallelerindeki çocukları spora kazandırıyoruz. Çok fazla sporcumuz uluslararası organizasyonlarda İstiklal Marşı'nı okuttu. Buna rağmen maalesef iyi bir sponsor bulamadık. Buradan hayırseverlere sesleniyoruz. Başarı kotamız çok yüksek. Destek verirlerse başarılarımızın üzerine onlarcasını ekleyebiliriz. Tek başıma mücadele ediyorum ama pes etmeyeceğim. Destek gelirse, Gülizar gibi onlarca çocuğun hayatına dokunabiliriz."