'Denizli'yi istemeyenin alnını karışlarım'
Fatih İşbecer, eski hocaları Hamza Hamzaoğlu ve Mustafa Denizli ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Galatasaray'ın genel Sekreteri Fatih İşbecer, Galatasaray'ın gündemindeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yeni Yüzyıl gazetesine konuşan İşbecer, şu açıklamaları yaptı;
Ali Ece: “Fatih İşbecer ve yönetimdeki diğer genç arkadaşları Mustafa Denizli’yi istemedi, onu geri kafalı buluyorlar” iddiası bana pek inandırıcı gelmedi. Yanlış mı düşünüyorum?
Fatih İşbecer: Ben Mustafa Denizli’yi Galatasaray’da istemeyen yöneticinin alnını karışlarım! Her şeyden önce kendisini en çok bizim istediğimizi söylememiz lazım. Mustafa hoca, göreve gelir gelmez Galatasaray’daki ilk gününün yarısını benimle geçirdi. Heyecandan elim ayağım titredi! Yönetim kurulu, sportif AŞ, dernek hepimiz bir araya geldik ve orada direkt Mustafa Denizli ismi ortaya atıldı. En çok destekleyenlerden birisi de ben oldum çünkü ben Mustafa Denizli’yi çocukluğumdan beri çok severim. Biz orta 1’deydik, resim dersinde gizli gizli radyodan Neuchatel maçını dinliyorduk. Okuldan çıkınca stadın önünden geçiyorduk ve skoru sorduk, “5-0” dediler. O an benim hayatımın en mutlu, coşkulu, deli günlerinden birisiydi. Mustafa Denizli gibi üstün kalitesini defalarca kanıtlamış bir hocaya hiçbir aklı başında Galatasaraylı “Hayır” demez!
Ali Ece: Daha önce Galatasaray’da yöneticilik yapmış olan Fatih Altaylı ve uzun süre Galatasaray’ın kanaat önderi olarak görülen Hıncal Uluç’un eleştirileri için ne diyorsunuz?
Fatih İşbecer: Fatih Altaylı’yla polemiğe girmek istemiyorum ama Hıncal Uluç eksik ve yanlış bilgilendirildiği için bu şekilde yazıyor. Halbuki Hıncal Uluç benim kıymet verdiğim bir yazar. Bir gün kısmet olur da onunla da sizle içtiğimiz gibi oturur kahve içersek eminim Hıncal abi de bu konudaki görüşlerini 180 derece değiştirecektir!
Ali Ece: Tüm bunları toplayınca Hamza hocanın görevine son verilmesinin ihalesi adeta tek başınıza sizin sırtınıza yüklendi. Gerçekte ne oldu bu süreçte?
Fatih İşbecer: Galatasaray, Dingo’nun ahırı değil! İddia edildiği gibi iki tane yönetici istedi diye hoca falan yollayamazsın Galatasaray’da! Bu konuyla ilgili nihai kararı başkan Dursun Özbek verdi. 18 Kasım’da yönetim toplantısında başkan Dursun Özbek oradaki 20- 25 kişiye tek tek Hamza Hamzaoğlu ile ilgili fikirlerini sordu. Orada Tayfun Demir hariç herkes Hamza Hamzaoğlu ile ilgili negatif görüşler beyan etti.
Ali Ece: Bardak zaten bayağı doluydu ama yönetim için bardağı taşıran son damla Hamza hocanın Umut Bulut’la ilgili açıklaması mı oldu?
Fatih İşbecer: Hamza hoca başkanla olan görüşmesinde “Evet, Dursun başkan, Umut meselesinde o kadar da keskin konuşmasam daha iyi olurdu” deseydi belki görevine son verilmeyebilirdi. Ancak Hamza hoca “Benim tarzım bu” dedi ve bu da anında medyaya yansıyınca başkan Dursun Özbek de “O zaman bizim tarzımız da bu” cevabını verircesine hareket etti.
Ali Ece: Grosskreutz transferindeki aksaklık, bu süreçte ne kadar rol oynadı?
Fatih İşbecer: Grosskreutz meselesi şöyle gelişti: Cenk Ergün cumartesi günü Grosskreutz ile anlaştı. Hamzaoğlu hocamız ise pazar günü takımımızın Grosskreutz tipi bir oyuncuya ihtiyacı olmadığını beyan edince iş çıkmaza girer gibi oldu. O süreçte ben rica ettim ve iş pazartesiye kaldı. Hamza hoca o zaman ikna oldu. İş pazartesiye kalınca Grosskreutz’un menajerinin sözleşmede istediği bir sonraki satış detayları pazarlık edilirken süreç iyice uzadı. Yoksa biz resmi imzaları zamanında çoktan atmıştık. Yalnız “Galatasaray’ın Genel Sekreteri Fatih İşbecer faksın başına oturdu, yanlış faks çekti” tarzı içi boş iddialar da gündemi meşgul etti. Ne benim ne de herhangi bir Galatasaray ya da bu büyüklükte bir kulübün genel sekreterinin faks çekmekle ne alakası olabilir ki?
Ali Ece: Denizli ile geçirdiğiniz ilk günkü görüşmenin ardından neler hissettiniz?
Fatih İşbecer: Mustafa Denizli çok karizmatik, etrafındaki herkesi derinden etkileyen bir karakter. Benim çocukluk kahramanım. Mustafa hoca ile bir araya gelip zaman geçirmek, bir şeyler paylaşmak muazzam bir keyif. Yönetim kurulu olarak olabilecek en doğru kararı verdiğimizi bir kez daha hissettim. (Yeniyüzyıl)