'Çocuk gibi futbol oynamak istiyorum'
Beşiktaş'ın yeni transferi Demba Ba, Lig TV'ye açıklamalarda bulundu.
Senegalli golcü, transferinden, kendisi hakkında bilinmeyen bir çok konuya çarpıcı açıklamalar yaptı.
"Beşiktaş'ın yeni sezon formalarını nasıl buldun ve en çok hangisini beğendin?"
- Üç forma da gerçekten harika. Beyaz forma oldukça rahat. Üretildiği malzeme oldukça hafif ve giydiğinizde çok rahat ediyorsunuz ama üçünün içinde benim en çok beğendiğim siyah forma. Siyah renge karşı ayrı ilgim ve sempatim var.
"Kulüp tesisleri hakkında ne söylemek istersin? İstanbul'u beğendin mi?"
- Tesisler gerçekten harika. Burada ihtiyacımız olan her şey var. Tesislerde takım arkadaşlarımla birlikte yaşamamız ve birlikte vakit geçirmemiz için tüm olanaklar mevcut. İstanbul çok güzel bir şehir. Her şeyden önemlisi güneş var. İngiltere'nin puslu havasından sonra çok iyi geldi ve beni çok rahatlattı. En güzel taraflarından biri de sabah ezan sesini duyarak uyanıyorum. Bu güzelliği tarif edecek kelime bulamıyorum. Benim için çok özel bir duygu ve çok büyük bir mutluluk.
"Neden 9 numaralı formayı tercih ettin?"
- Çünkü 19 numaralı forma boşta değildi.
"Neden 19 numaralı forma?"
- Sürekli olarak 19 numaralı formayı giymemin iki tane önemli sebebi var. Bunları şu anda saklı tutuyorum. 19 boşta olmadığı için 9 numarayı aldım ama sorun değil.
"Pedro Franco gelip 19 numaralı formayı verirse kabul eder misin? Ya da kendisinin böyle bir talepte bulunur musun?"
- Onun hali hazırda bir numarası var. Benim gidip ondan numarasını istemem çok büyük bir saygısızlık olur. Bunu asla ve asla yapmam. Ama kendisi gelip bana 19 numarayı verirse memnuniyetle kabul ederim.
"Merhum Cenk Koray'ın 19'la ilgili bir kitabı vardı.19'un islamiyetteki önemi ve Atatürk hakkındaydı. Bu konuyu sana anlattığımda hoşuna gitmişti. Nasıl yorumlayacaksın?"
- Kendisi çok akıllı ve öngörüsü kuvvetli olan biriymiş.
"Stoke City'e transfer olacağın dönemde sağlık problemlerin bahane edilerek transferin gerçekleşmemiş ama o sezon Newcastle'da inanılmaz bir performans sergilemiştin. Sürekli sağlık problemlerin ile ilgili sorular yöneltiliyor ve haberler yapılıyor. Bununla ilgili son noktayı koymak adına neler söylemek istersin?"
- Bu durum Stoke City için tamamen bir bahaneydi. Stratejileri de şuydu; Sakatlık bahanesini ortaya atarak transfer ücretimi düşürmeye çalıştılar. Hatta benimle sözleşme imzalama durumu ortadan kalktıktan sonra bana "Biz aslında seni almak isterdik, en azından kiralık almak isterdik" dediler.
Dolayısı ile çok iyi biliyorum ki transfer sürecinde onlar tarafından ortaya atılmış ve tamamıyla aslı ve astarı olmayan bir hikayeydi bu. Bunun haricinde zaten fizik - kondisyon durumumu ve gücümü her çıktığım antrenmanda ve maçta elimden geldiğince ispat etmeye çalışıyorum. Ortada böle bir durum varken bunun üzerine uzun uzun konuşmanın pek bir gereği yok.
"Drogba, sosyal medya üzerinden senin için yorumda bulundu ve dedi ki "Beşiktaş sadece bir futbolcu değil- çok iyi bir insan transfer etti". Bu sözler hakkında neler söylemek istersin?"
- Drogba gibi büyük bir kariyer yapmış ve futbolu gerçekten çok iyi bilen bir oyuncudan, böylesine bir takdir almak benim için onur ve mutluluk verici. Benim yapmam gereken, onun söylediklerini ispatlayabilmek için antrenmanlarda ve maçlarda elimden geleni yapmak. Kulübün koştuğu hedeflerde yapabileceğim en büyük katkıyı yapmak.
"Türkiye'ye gelmeden önce Drogba ile konuştun mu?"
- Drogba ile bununla ilgili konuşmadım. Elbette ki Drogba'nın Türkiye ile ilgili çok önemli fikirleri var. Burada Bir buçuk sezon oynadı ve gerçekten önemli işler yaptı. Ayrıntılı bilgileri Moussa Sow'dan aldım. İstanbul'u tanımam ve bilgi sahibi olmam konusunda gerçekten çok yardımcı oldu.
"Seninle röportaj yapmadan önce hakkında bazı bilgiler edindim. Birçok insan seninle ilgili olarak "Sezona iyi bir giriş yapamaz ama sonradan açılır ve sezona damga vurur" şeklinde yorumlar yapılmış. Neler söylemek istersin?"
- Şimdi; West Ham'da 2- 3 maçtan sonra ritmi yakaladım. Newcastle'da bu ise 5- 6 maçı buldu. Chelsea'de ilk maçımda iki gol attım. Beşiktaş'ta da bu şekilde iyi bir başlangıç yapabilirsem gerçekten mutlu olurum.
"Kendinde eksik gördüğün ne gibi özelliklerin var?
- Tabii ki her oyuncu gibi benim de eksiklerim var. Bunları şu anda söyleyemem ama bu eksiklikleri kapatmak için elimden geleni yapıyorum. Ama son birkaç aydan beri en çok eksikliğini duyduğum şey şu; Bir çocuk gibi mutluluk, neşe ve arzuyla sürekli olarak futbol oynamak. Bu neşe ile oynarken beni seyreden insanlara da bu duyguyu verebilmek. Şu anda en çok ihtiyaç duyduğum şey bu. Bunu bir an evvel tekrar yakalayabilmek istiyorum.
"Başarılı olduğun takımlarda özellikle oyununu yakından tanıyan orta saha oyuncularının attığın gollerde büyük payı var. Beşiktaş'ta bu tarz oyuncular var mı, varsa kim?"
- Oğuzhan.
"Oğuzhan'ı nasıl değerlendirirsin?"
- Gerçekten sıra dışı yetenekleri olan bir oyuncu.
"Newcastle'da 7 maçta 5 gol atıp ayın futbolcusu seçilmiş ve buna benzer birçok ödüller aldın. Kaç gol atarsan kendini başarılı sayarsın?"
- Gol sayısını bir kriter olarak görmüyorum. Burada önemli olan takımın kazanabilmesi için kapasitemi en yüksek seviyede sergilemem. Kapasitemi en yüksek seviyede kullandığımda zaten gol sayısı da yukarıya çıkacaktır. Ama ne olursa olsun, atacağım gol sayısı bence tek başına bir kriter değildir.
"Beşiktaş'taki diğer forvetleri nasıl değerlendiriyorsun?"
- Hepsi de gerçekten değerli oyuncular. Hepsinin çok değerli özellikleri var. Beşiktaş için çok büyük bir şans. Hepsinin oyunculuk kalitesi çok yüksek. Ben inanıyorum ki bu, takımın ilerlemesine takımın hedeflediği yolda yürüyebilmesine çok yardımcı olacak.
"Çilekli şurup içip maçlara çıktığını duydum. Bu doğru mu?"
- Evet, doğru.
"Peki ne gibi yararlarını görüyorsun?"
- Sadece tadını seviyorum, hepsi o kadar. Herkesin küçük takıntıları vardır. Benimki de bu.
"Uğurun var mı?"
- Sadece Allah'a inanıyorum.
"Bazı futbolcular sahaya sağ ayakla çıkar ve dua eder. Bu tür şeyler yapıyor musun?"
- Bunlara inanmıyorum. Bu tür hareketler bana batıl geliyor. İyilik de, kötülük de Allah'tan gelir. Ben sadece buna inanıyorum.
"Neden Beşiktaş? Neden Türkiye? Fikret Orman ve yöneticilerle görüştüğünde ikna olman için sana neler söylendi? Hangi videolar gösterildi ve seni en çok ne etkiledi?"
- Görüşmeler boyunca yöneticilerin gösterdiği tavır zaten yeterince ikna ediciydi. Şu kadarını söyleyeyim; Bir kulüp sizi bu kadar isterken o kulübü reddetmek gerçekten çok zor oluyor. Beşiktaş gerçekten çok büyük bir kulüp. Taraftar kitlesi konusunda da şunu söyleyebilirim; Türkiye'nin, hatta belki de dünyanın en iyi taraftar kitlesine sahip kulübü. Hal böyleyken de ikna olmam pek zor olmadı.
"Afrika Kupası'na gittiğin yıl ilk yarı müthiş bir performans gösterdin ama ligin ikinci yarısındaki performansın düşmüştü? Bu bir tesadüf müydü?"
- O sezon şöyle bir durum olmuştu. O sezon Afrika Kupası'nda Senegal ve bizim açımızdan çok yıpratıcı geçmişti. Çok da kötü sonuçlar almıştık. Kupa dönüşünde ise şöyle bir durumla karşı karşıya kalmıştım: Kulüp yeni bir forvet oyuncusu transfer etmişti ve o forvet oyuncusunu merkez bölgede kullanırken beni daha ziyade sol tarafta kullanmaya başladılar. Bundan çok da rahatsız değildim aslında. Kanada yakın oynamayı da seven bir oyuncuyum. Merkezde oynamadığınızda haliyle attığınız gol sayısı da ister istemez düşmeye başlıyor. Ben de orada öle bir durum yaşamıştım.
"Türkiye'de en beğendiğin futbolcular kimler Beşiktaş dışında?"
- Türk oyuncu olarak Arda Turan. Fantastik, harika bir oyuncu. Türkiye liginden ise iki oyuncu söyleyebilirim. Moussa Sow çok yakın arkadaşım. Gerçekten çok sıradışı bir oyuncu. Sivassporlu Aatif Chahechouhe'yu da çok yakından tanıyorum. Hem çok iyi bir karakter hem de çok iyi bir oyuncu ve şunu da biliyorum bugün geldiği noktaya ulaşmak için çok çaba sarfetti. Deyim yerinde ise tırnaklarıyla kazıyarak buraya geldi. Bence o da çok sıradışı bir oyuncu.
"Sow ile şampiyonluk için girdiğiniz iddiada, sence sen mi Sow'a saat alırsın, yoksa o mu sana?"
- Umarım alması gereken o olacak.
"Sow'u nasıl değerlendirirsin? Elbette ki çok iyi oyuncu, Fenerbahçe'ye büyük katkı sağlıyor ama en iyi tanıyan sensindir."
- Moussa'yı Türkiye nasıl tanıyorsa Mousa gerçekten de öyle. Çok mütevazi ve samimi biri. Oyuncu olarak gerçekten sıradışı. Nerede durması gerektiğini çok iyi bilen, oyun zekası çok yüksek bir oyuncu.
"Ferdinand, Amokachi, Pascal Nouma, Fani Madida. Dört tane siyahi efsanevi oyuncu. Beşinci efsanevi oyuncu olabilecek misin?"
- İnşallah.
"Tanıyor musun bu oyuncuları?"
- Onları tabii ki de tanıyorum. Onların Türkiye Ligi'n de bıraktığı izi bırakabilmek için, hatta onun da üstüne çıkabilmek için çok büyük bir gayret göstermek gerektiğinin de bilincindeyim. Şu da çok önemli; ben takımdan ayrı kalan, takımdan izole duran bir yıldız profilinde bir oyuncu değilim.
Ben takımı ile birlikte gayret sarf eden takımı ile birlikte başarılı olmak isteyen bir oyuncuyum. Türkiye Ligi'nde bunu yapabilmem için çok ciddi bir şekilde emek sarf etmem gerekecek ve umuyorum ki bunu başardığımda hem bana hem de Beşiktaş taraftarlarına çok büyük bir gurur verecek.
"Küçükken idolün kimdi?"
- Thierry Henry.
"Şuan dünyada en beğendiğin forvet kim?"
- Luiz Suarez.
"Atiba'ya takım arkadaşları şöyle sesleniyor: "Ati- Ba" İki tane "Ba" oldu şimdi. Nasıl yorumluyorsun bu durumu, kulağına geldiği oldu mu?"
- Daha duymadım. Kardeş sayılırız o zaman.
""Baba"nın anlamını biliyorsun herhalde Türkiye'de?"
- Evet.
"Türkiye'de Baba Hakkı, Baba Gündüz, Baba Recep, Baba Hüsnü lakaplı birçok efsanevi oyuncular ve yöneticiler var. Baba lakabıyla Demba Ba da bir efsane olmak ister misin, nasıl yorumluyorsun bu konuyu?"
- Şimdi burada bana takılacak, yakıştırılacak lakabı bulmak size kalmış, istediğinizi yapabilirsiniz.
"Daha önce Türkiye'den hiç teklif almış mıydın?"
- Almıştım. Trabzonspor'dan.
"Sosyal medyada oldukça fenomen bir isimsin, birçok takipçin var. Taraftarla ve hayranlarınla aran nasıl?"
- Gerçekten iyi bir ilişkimiz var. Bazen çok eğlenceli içerikler paylaşıyorum onlarla. Bazen onların söyleyecek bir şeyleri olduğunda onları dinliyorum. Orada gayet iyi bir ilişki yürütüyoruz ama bir an evvel Türkçe'yi öğrenmem gerekiyor. Çünkü Türkçe birçok mesaj alıyorum. Onları anlamakta haliyle çok zorlanıyorum. O yüzden bir an evvel Türkçe'yi öğrenmeye çalışacağım.
"Beşiktaş taraftarının açtığı bir pankartı paylaşmıştın. Onunla ilgili tabii ki çok olumlu, güzel mesajlar da almıştın. Nasıl yorumlayacaksın bunu?"
- Aslına bakılırsa şöyle bir şey olmuştu. Onlar çok olumlu bir mesaj vermişlerdi. Benim orada tek yaptığım o olumlu mesaji yaymak oldu. Beşiktaş taraftarları gerçekten koşulsuz şartsız bir şekilde takımı destekliyor. Daima kulübe destek olmaya çalışıyorlar. Onlardan bu kadar olumlu mesajlar almak, kulübü bu kadar seven, kulübü bu kadar tutkuyla takip eden insanlardan böyle mesajlar almak beni gerçekten fazlasıyla mutlu ediyor.
"Nasıl bir çocukluk geçirdin? Kaç kardeşsiniz? Maddi olarak durumu iyi olan bir ailede mi büyüdün yoksa sıkıntılar yaşadın mı? Ailene yardım ediyor musun?"
- Gerçekten çok iyi bir çocukluk geçirdim. Ailem benim ve kardeşlerimin ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılıyordu. Zengin bir aile değildik ama hiçbir şeyimiz de eksik kalmıyordu. Kalabalık bir aileydik ve hepimiz bugün geldiğimiz noktadan, yaşadığımız hayattan gayet memnunuz. Hepimiz iyi bir eğitim aldık.
"Aile senin için ne ifade ediyor?Ailene düşkün müsün? Hobilerini ve fobilerini söyler misin?"
- Hayatımda çok önemli iki şey var; inancım ve ailem. Bunlar zaten birbirlerine bağlı olan şeyler ve hayatımdaki en büyük yeri kaplıyorlar. Futbol haricindeki zamanlarda ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Basketbol oynamayı çok seviyorum. Herhangi bir fobim yok.
"Feyenoord maçıyla alakalı neler söylemek istersin? Beşiktaş, Feyenoord'u eleyip bir sonraki turu da geçmeyi başararak Şampiyonlar Ligi'ne kalabilecek mi?"
- Feyenoord'u elemek için gerçekten çok yüksek bir şansımız var. Tabii konuşmak ile yapmak arasında ciddi bir fark var ama futbolda kesinlik olmamakla birlikte kesin olan tek bir şey var, gerçekten elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Her şeyimizi sahada vereceğiz ve ben inanıyorum ki Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmak için de çok ciddi bir şansımız olacak.
"Sen muhabir olsaydın kendine ne soru sorardın?"
- Bence siz iyi bir muhabirsiniz. Gerçekten iyi sorular sordunuz. Ben belki bir tane daha sorardım.
"Beşiktaş ile lig şampiyonu olabileceğine inanıyor musun?". Ben de şu cevabı verirdim. Buraya zaten bunun için geldim. Bunu yapabilmek için de elimden geleni yapacağım. Belki biraz tecrübesiz ama çok genç bir takımımız var. Ligde de çok büyük bir rekabet var ve ligi kazanabilmek için ligi en önde bitirebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız.