Cankurtaran Hikmet Karaman
Hikmet Karaman, ligin 13. haftasında 10 puanla 17. sırada devraldığı Çaykur Rizespor'un ligde kalmasında önemli rol oynayarak umutları boşa çıkarmadı.
Tecrübeli teknik adam son 15 yılda teknik direktörlük yaptığı dönemde umudunu kaybetmek üzere olan ekipler için son çare olarak göreve getirildi.
Hikmet Karaman ilk olarak 1999-2000 sezonunda Adanaspor'da "kurtarıcı" olarak göreve başladı.
Süper Lig sonuncusu olarak devraldığı Adanaspor'un ligde kalmasında başrol oynayan Karaman, 2000-2001 sezonunda 15 maçta sadece 4 puan alan Kocaelispor'u sezon sonunda ligde tutmayı başardı. Körfez ekibi bir sonraki sezon Karaman ile ligi 11. sırada bitirirken, Beşiktaş'ı 4-0 yenerek Türkiye Kupası'nın sahibi oldu.
Karaman, 2004-2005 sezonunda Kayserispor'un başında ligin ikinci yarısında 17 maçta 4 mağlubiyet, 2007-2008 sezonunda ise 9. haftasında hiç galibiyeti bulunmayan, bugünkü adıyla Osmanlıspor'u devralarak sezon sonunda Süper Lig'de kalmasını sağladı.
MKE Ankaragücü'nü, "küme düştü" gözüyle bakıldığı 2009-2010 sezonunun son 9 haftasında, 5 galibiyetle ligde tutan Karaman, 2010-2011 sezonunun 5. haftasında hiç puansız devraldığı Manisaspor'u sezon sonunda ilk 10 takım arasına taşıdı.
Gaziantepspor'u lig 16'ncısı olarak devraldığı 2011-2012 sezonunda kümede bırakan Karaman, 2012-2013 sezonunun 20. haftasına kadar görev aldığı Gaziantepspor'dan ayrılarak 21. haftada Bursaspor'u 7. sırada devraldı. Tecrübeli teknik adam "Timsahlar"ın lig sonunda 4. sırada yer alarak Avrupa Kupası'na katılmasına katkı verdi.
Geçen sezon Süper Lig'in 16. haftasında SAİ Kayseri Erciyesspor'un umudu olan Karaman, "küme düştü" gözüyle bakılan takımı ligde tutmayı başardı.
Karaman, aynı başarısını bu sezon da Çaykur Rizespor ile tekrarladı. Tecrübeli teknik adam, ligin 13. haftasında 10 puanla 17. sırada devraldığı yeşil-mavili ekibin bitime 2 hafta kala gelecek sezonda Süper Lig'de yoluna devam etmesinde önemli başarılara imza attı.
Karaman'ın son 15 yılda görev yaptığı 9 Anadolu takımı bir sonraki sezon yoluna Süper Lig'de devam etti. Kocaelispor ve Bursaspor UEFA Kupası'na katılma hakkı kazandı.
PTT 1. Lig'de de Süper Lig'e yükselme umudunu yitirmek üzere olan ekiplerin tercihi haline gelen Karaman, 2002-2003 sezonu sonunda Çaykur Rizespor'u, 2007-2008 sezonunda ise Antalyaspor'u Süper Lig'e taşıyan teknik kadronun başında yer aldı.
'TRANSFER HATALARI İŞİ ZORA SOKUYOR'
Hikmet Karaman, yaptığı açıklamada, Türkiye'de futbolun sevk ve idaresinde teknik direktörler, futbolcular ve yöneticilerin çoğu kez hatalı işler yaptığını söyledi.
Yönetimlerin sevk idareyi, mali durumu iyi yönetemediğini, teknik adamların aldıkları takımda sürekli farklı metotlar, farklı transfer politikalarıyla takımları zora soktuğunu ifade eden Karaman, "Bu da bazen başkan ve yönetimleri şaşırtıyor. 'Hoca istedi, aldık' diyorlar. Değişimlerde ya kulüp batıyor ya da idare ediyor" dedi.
Altyapıdan gelen futbolcuların zayıf olduğunu ve çoğu futbolcunun top kontrolünü dahi A takıma yükseldikten sonra öğrendiğini dile getiren Karaman, "Top olmadan futbol olmaz. Silahınız var, mermi yok, savaşa gidiyorsunuz. Pas alışverişini dahi sağlıklı yapamıyoruz. Çaykur Rizespor'da sekiz futbolcuyu A takıma aldım, sadece birini bıraktım. Antrenman sonrası hiçbiri çalışmıyor, okula gitmiyor. Aileler de idmana gittiğini düşünüyor. Burada geçirdiği vakit iki saat. Hasbelkader bazıları futbolcu oluyor. 30 yaşında sağ ve sol beke orta, korner 'böyle yapılır' diye öğretmeye çalışıyorsunuz. Türkiye'de yetişmiş ve iyi orta yapan, şut çeken futbolcu saymak çok zor" ifadesini kullandı.
'TAKIM DİSİPLİNİ ŞART'
Karaman, teknik direktörlük hayatında bir çok deneyim kazandığını vurgulayarak, "Çaykur Rizespor'a geldiğimde de çok zorlandım. Sonuçta futbolcu arkadaşlarımız bir ara 8 puanın verdiği rahatlıkla üst üste maçlar kaybetti. Ardından sahaya yayılış kurgusunu değiştirip işi kurtardık. Son maçları kaybetsek hedef tahtasında olacaktık. Strateji çok önemli, bazı maçları futbolcularla satranç tahtasında gibi oynadık" diye konuştu.
Eksikleri, yanlışları birlikte geliştirip doğru hale sokmanın herkesin görevi olduğunu aktaran Karaman, "Bunun için de takım karakteri çok önemli. Bir futbol takımında takım karakterini sağlayanlar başarıyı yakalıyor. Kadronuzun çok üst düzey olması yerine, birlikte hareket etmek çok daha önemli. Takımın disiplini ve oyun içindeki uyumu. Takım içerisinde futbolcu, arkadaşına uyarı yaptığında bunu kabul etmiyor. Bu futbol kültürünü yakalarsak bir çok şeyi de başarabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Karaman, futbol arenasında olmanın çok zor olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Boğalardan anlıyor olmak arenada olmaya benzemez. Biz bu arenanın içerisindeyiz. Birileri 'ben boğalardan anlıyorum' diyor ama öyle değil. Birtakım alınması gereken dersleri alacağız. Almanya'da yapılan futbolla ilgili çalışmalarda, bütün takımların sezonluk değerlendirmesini çıkarabiliyorsun. Türkiye'de haftalık değerlendirmeleri zor çıkarıyorsun. Türkiye'de medya, teknoloji ve para var diyoruz. Olayı sadece Çaykur Rizespor olarak ele almak istemiyorum. Bugüne kadar yaşadığım tecrübeleri ve Türk futbolunda gördüklerimi birleştirip faydalı hale getirmek için paylaşıyorum. Boğalardan anlıyor olmak arenada olmaya benzemiyor."
Karaman, yılın başarılı teknik adamları sıralamasına da değinerek, Abdullah Avcı ve Rıza Çalımbay'ın bunu hak ettiğini, Hamza Hamzaoğlu'nun da ilk yılında şampiyonluk kupası kaldırdığı için değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.