Aslan maziyi 'Arroyo'

Arroyo’nun yokluğunun teknik olarak yarattığı sorunlar bir yana G.Saray’ı zihinsel olarak çok eksik bıraktı. Ümidini, direncini kırdı. Direnci olmayanın rekabetçi olmasına imkan yok. Hele ki Barcelona’yla. İlk 2 dakikada 3 top kaybetti G.Saray. Temsilcimizin iyi yaptığı ve kağıt üzerinde Barça’yı zorlayabileceği iki alan varsa biri top kayıpları, diğeri de dirençli savunması zaten. Belki hücumda sınırlı kalabilir ama topun kıymetini bildiği için rakibi savunmadayken de sürekli çalışmaya zorluyordu G.Saray.

İlk 2 dakikada 3 top kaybı en önemli iki gücünü de elinden aldı. Sonrası bir turnike idmanıydı adeta. G.Saray hiçbir maçta bu kadar kolay turnike görmemiştir potasında. 9/13 attı ilk çeyrekte ev sahibi. 12. dakikada 25-8 öne fırladı. Maçın da zaten o noktada gazı kaçtı. G.Saray’ın olmayan direnci tamamen yok oldu, Barcelona maçı olmasa da rakibini teslim aldığını gördü ve kalan bölüm bir hazırlık maçı oldu.

HÂLÂ BİRAZ UMUT VAR

BU bölümde sakatlıktan dönen Engin ve Dudley’nin hazır olmadıklarını gördük. Domercant’ın ise eskisi gibi başrolde değil ama yan rollerde halen söyleyecekleri olduğunu.
BARCELONA'DA ise ilk maç tamamen seyirci rolüne indirilen Huertas bu defa benzer bir direnç görmeyince sadece 16 dakikada 12 sayı, 6 asist üretti. Oleson da 6/6 isabet buldu. Katalanlar da büyük bir talihsizlik yaşadı maçın daha 5. dakikasında ve Navarro elinden sakatlandı. Ama savunma direnci olmayınca Huertas-Oleson-Sada üçlüsü toplam 13/17 isabetle 31 sayı, 12 asist üretti. Güle oynaya dolaştılar sahada.

PAZAR günü çok zor bir maç daha bekliyor G.Saray’ı. Ümitler iyice azaldı belki. Ama bu başarılı sezonu kutlamak, o kaybolan direnci tekrar bulmak için İpekçi’den iyi atmosfer olamaz. Tur çok uzaklaştı ama buraya gelene kadar doğru yapılanlardan uzaklaşmamak halen mümkün.