Abdullah Avcı'dan Galatasaray cevabı
Galatasaray'ın başına geçeceği konuşulan Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, konuşulacak açıklamalar yaptı.
Avcı, büyük takımlara kısa süreli gitmeyeceğini belirterek "Büyük takımlarda bir sezon bir şey yapıp, tarihte küçük bir yer almaktansa bir proje takımını geliştirmek beni daha çok heyecanlandırıyor." dedi.
İşte Abdullah Avcı'nın açıklamaları...
Seyircisi bile olmayan bir takımı iki yıldır Avrupa'ya taşımanın sihiri nedir?
"Sadece benim tarafımdan değil, kulüp tarafından da bakmak lazım. Algı seviyesi yüksek oyuncu grubuna sahibim, geri dönüşleri de istediğim gibi oluyor. Bütün sihir, kulübün başkanı ve yöneticiler kulübü yönetiyor, ben sahayı."
Sana göre sezon sonu hesaplarında bir şaşma var mıdır?
"Geçen sezon da 59 puan bu sezon da. Sıralama da aynı. İki sezondur toplam 34 takımın hepsinden puan almışız. İstatistikler şunu söylüyor. Oyun kalitem yüzde 25 artmış. Ligin topa sahip olma oranı en iyi 5 takımdan biriyiz. Oyunu doğru oynarsan, bunların geri dönüşleri olacak. Biz doğru yoldayız."
Teknik adam olarak sizlere dayatılmış bir duruş biçimi var. Sen buna uymuyorsun. Bu konuda kaybın olduğunu düşünüyor musun?
İçime sinmeyen hiçbir şeyi yapmam. Duruşumla ilgili son derece olumlu tepkiler alıyorum. Türkiye'de bir gerçek var, futbolcuları da medyayı da duruşunla iyi yönetmek gerekiyor. Onlar da farklı bir iletişim bekliyorlar. Bu konuda kaybım yok hatta bana kazanç sağlıyor. Herkes birbirine alışıyor ve o saygıyı gösteriyor.
Abdullah Avcı olarak; sen futbola ne için lazımsın?
Futbolun gelişimi için lazım olduğumu düşünüyorum.
Bir teknik adamın kibar, adaletli ve idealist olmasının bu ülkede göreceği zararlar var mıdır?
Dışarıda çok saygı görüyorum, sistemin içindeki insanlar da beni çok seviyor. Ama ben sahanın dışını konuşan bir adam olmadığım için düşüncelerim çok adalet görmüyor.
"BÜYÜK TAKIMLARDA BİR SEZON BİR ŞEY YAPIP..."
Başka bir takımın teknik direktörü olman için nasıl ikna edilirsin?
Kesinlikle proje. Teklif aldığım takımların olmama sebebi günü kurtarmak istemeleri. Bu bir ego değil. Büyük takımlarda bir sezon bir şey yapıp, tarihte küçük bir yer almaktansa bir proje takımını geliştirmek beni daha çok heyecanlandırıyor.
Başakşehir'de ipi göğüsleme projen var mı?
Biz kısa, orta ve uzun vadede planlar yaptık. Kısa vadede ayakları üzerinde duran bir takımdı, iki senede bunu beklentinin üzerinde gerçekleştirdik. Bu 5 sezonluk süreçte orta vadede akademi projesini hayata geçireceğim. Uzun vadede de yarışacağım.
Emre Belözoğlu en sakin sezonunu yaşadı. Bunun sırrı nedir?
Emre duygularıyla hareket ediyor. Ama artık başka bir geçişle her şeyi doğru kullanması gerektiğini öğrendi. Sevginin saygının olduğu, onun benimle benim onunla her şeyi paylaştığımız bir ortam oluştu. Bir senede çok önemli tecrübeler kazandı. Bundan sonraki süreçte de bu geçişleri doğru biçimde sürdürecektir.
Hakemler teknik direktörlerin çelik yeleği midir?
Öyle de olmaması gerekiyor. Hakemler bazen çok net hatalar da yapıyor. Bu kadar baskının ve psikolojinin bozuk olduğu yerde onların çok zor anlar yaşadıklarını düşünüyorum. Ama lütfen biraz dik olsunlar. Çelik yeleğimiz olmasınlar.
"Milli takımda sana yapılan sinsi operasyonun gümbürtüye gitmesi benim kanıma dokundu" cümlesinde haksızlık payım nedir?
Bu meselede senaryolar var, sırtımı duvara yaslayıp savunma yaptığım anlar var. Üzüldüğüm kırıldığım ama bana son derece gelişim sağlayan durumlar var. Yaşadıklarım mesleğime, gelişimime çok önemli katkılar sağladı. İnanılmaz bir tecrübe.
"Tek derdi şampiyonluk olan bir teknik adamın şampiyon olma ihtimali yoktur" cümlesinde yadırganacak ne vardır?
Büyük takımlar zaten şampiyonluğa oynar. Bunu dile getirmenin anlamı yok. Sen bunu nasıl organize edersin, nasıl yönetir ve nasıl geliştirirsin. Zaten asıl mesele de bu.
"10 yabancı; Türk futbolunun kaliteye yabancılaşmasıdır" cümlesinde hata var mı?
Türk futbolunun sorunu yabancı sayısıyla bağlantılı değil. Biz kendi insanımıza yatırım yapıp, geliştirirsek o zaman yabancı sayısı serbest olsun fark etmez.
Bu sezon kimleri alkışladın?
Bu sezon kimleri alkışladın? Geçen sezondan bu yana oyun formatını değiştiren Torku Konyaspor'un çıkışını alkışlıyorum. 4 yıldır organize şekilde doğru oyunculara yatırım yapan ve bunun karşılığını alan şampiyon Beşiktaş'ı da alkışlıyorum.
Futbol seyircisi neden kayboldu?
Seyirciyi statlara çekebilmek için bir kültür oluşturmak gerekiyor. Yöneticilerin ve teknik adamların demeçleri derken hepimiz elbirliğiyle o seyirciyi yok ettik.
Oğlun Mert müzisyen, sen Nükhet Duru'yla çocuklarla ilgili bir projede düet yaptın. Senden iyi bir orkestra şefi de çıkar mıydı?
Bu dönemde yetişseydim çıkabilirdi. Ama bizim zamanlarımız, futbol topuna odaklıydı. Elimize saz ve gitar, hiçbir şey almadık. Ama çocuğuma doğum günü hediyesi Fender marka gitar aldım.
Aşk senin neyin olur?
Eşim, çocuklarım, işim.
Eşine son yaptığın romantik eylem neydi?
Her zaman yolumun üzerinde duran bir delikanlının, arabadan içeri attığı çiçeği eşime götürdüm.
En son hangi şarkının içine düştün?
Gökhan Tepe'nin Veda Makamı. Dün akşam dinledim.
Senin hayatında bariz ofsayt olan nedir?
Yalan. Asla tahammül edemem.
Hayatında kimseye kasti faul yaptın mı?
Hiç yapmadım. Çocuklarıma da kimseye zarar vermeden yaşama felsefesini öğrettim.
Bir insanla tanışman kaç dakika sürer?
Dışarıdan bakıldığında soğuk ve mesafeli görünürüm. Seversem belli ederim, enerjiyi almazsam devamı gelmez zaten.
Kaybolan hayalleri ne yapıyorsun?
Tekrar peşinden koşuyorum. Hayalimi bile çöp kutusuna atmam.
Bir aynanın karşısına geçip kendi kendine söylendiğin oluyor mu?
Ben aynalarla barışık yaşıyorum.
Ceza alanında tek başına kalmak gurur mu?
Kendini hep güçlü tutabiliyorsan gururdur. Çünkü güçlü olman bazen ceza alanında tek kalmanı sağlıyor.
Futbolun içinde taraf tutan yargıçlardan yara aldın mı?
Çok yara aldım. Zaman zaman tepkilerim de oldu. Ben futbolun saha içinde oynandığının mücadelesine devam edeceğim.
"Her başarılı erkeğin arkasında, mutlu, huzurlu ve akıllı bir kadın vardır. Ben o kadını tanıyorum, bir de sen anlat okuyuculara." "Ben lise 3, Hülya lise 1'de okuyor. Beyoğlu Ticaret Lisesi. Okulun popüler çocuğu Abdullah Avcı karşısında ağır, oturaklı bir kız. Herkes benimle ilgileniyor, o benimle ilgilenmiyor. Elimde büyüdü. 26 yıllık evliyiz ama Hülya 35 yıldır hayatımda. Çok güzel bir aileyiz. Bana her zaman destek olan ve aslan gibi iki çocuk veren bir anne." "Hülya huzurla beslenir. Biz onunla hayatın dibini de gördük, tepesini de. Hiçbir şey değişmedi. O zaman da huzur istiyordu şimdi de."
Bu da bizim performans notumuz
Abdullah Avcı'da başkalarında olmayan çok şey var. Cehennem cenderesine bile açılmış küçük pencereleri. İnsanın üzerini örten nezaket. İnsani ve ahlaki her şey. O yüzden onun bendeki tanımı; 'kurduğu cümlelere kravat takan adam...' Bu da bizim performans değerlendirmemiz olsun..
(Fotomaç)