'25 Ekim'de aday değilim'
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal bu gece 22.45'te TRT'de Stadyum programına konuk oldu.
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, sarı-kırmızılı kulübün 25 Ekim'de yapılacak olağanüstü seçimli genel kurulunda başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
TRT 1'deki Stadyum programına katılan Ünal Aysal, olağanüstü seçimli genel kurulda aday olup, olmayacağıyla ilgili soru üzerine, sarı-kırmızılı taraftarlara ve genel kurul üyelerine kendisine gösterdikleri güven ve destek için teşekkür ederek, şunları söyledi:
"Güzel bir 40 ay geçirdim, 25 Ekim'e kadar 1 ayım daha var. Size çok ciddi 4 olaydan bahsettim. Ben bu işaretleri görmemezlikten gelemem. Divan Kurulu'nun bana olan davranışı, medyanın son günlerdeki gittikçe ağırlaşan ithamları, aileme olan saldırılar ve özellikle benim tek başıma halledemeyeceğim ve halledemediğim, bunu bir başarısızlık olarak da sayabilirsiniz, Türkiye'deki bağımsız kurumların, federasyonların bu tamamen beklentinin dışındaki davranışları, bunlar dolayısıyla herhalde benim başkanlığa devam etmemin camiam yönünden de faydalı olmayacağı intibahını edinmiş bulunuyorum. Bu yönden de herhalde 25 Ekim'deki seçimde ben aday olmayacağım."
"Aday olmayacağım, ama kim aday olursa içlerinden destekleyeceğim bir tanesi muhakkak olacaktır. Galatasaray'dan kopmam mümkün değil. Bu benim gönül bağım. Bu ekibe de tam desteği vereceğim. Ama iyi bir haber vereyim. Benim Galatasaray için gönlümde yatan bambaşka bir proje var. Galatasaray global projesi. Bunu divana getirdim, kimse fazla sorgulamadı. Galatasaray global projesi, Galatasaray marka değerinin Avrupa'da tanınması ve Galatasaray'ın Avrupa'da yaşayabilmesi ve devamlılığını sürdürebilmesi projesidir. Bu projeyi ben A'dan Z'ye kendim sponsor ederek, masraflarını karşılayarak, kulübümden en ufak bir talepte bulunmadan, bundan sonraki gelecek yönetime hediye hazırlayıp, onlara hediye etmek kararını aldım. İnşallah camiamıza hayırlı olur."
"Fatih hocaya ciddi bir kırgınlığım var"
Başkan Ünal Aysal, eski teknik direktörleri Fatih Terim'e çok ciddi bir kırgınlığının olduğunu söyledi.
"Benim Fatih hocaya ciddi bir kırgınlığım var ama nefret boyutunda değil" diyen Aysal, Terim'in kendilerinden habersiz Türkiye Futbol Federasyonu ile sözleşme imzaladığını savundu. Aysal, şunları kaydetti:
"Kulüp başkanı olarak, Florya'ya uğrayıp 'Hocam federasyonun böyle bir talebi var. Sen milli takımda mı Galatasaray da mı görev yapmak istiyorsun?' diye sorduğum vakit, 'Ben Galatasaray'da görev almak istiyorum ama bu da milli bir görevdir, 4 maçlık bir dönem var, bunu nasıl çözeriz' dedi. Ben de federasyon başkanını aradım. Hocamızla görüştüğümü ve sadece 4 maç için müsaade ettiğimizi söyledim. Ancak federasyon başkanı, 'Biz böyle konuşmamıştık' dedi. Kiminle konuştuğunu bilmiyorum. 'Ben bu olayı bir kere daha düşüneyim' dedi. Daha sonra güneye tatile gittim. Teknemde televizyonu açtım, herkesin önünde kontratları imzaladıklarını gördüm. Şimdi Galatasaray Başkanı'nın, kendisinden onay alınmadan federasyon ile böyle bir anlaşma yapılmasından dolayı hayal kırıklığına uğraması, üzülmesi hatta kırılması kadar doğal bir şey yok. Ondan sonraki dönemde de herhangi bir diyaloğumuz olmadı. Bu diyalog kopukluğu da yönetim kararıyla noktalandı."
Ünal Aysal, bu olaydan bir gün önce kulüp üst düzey yöneticisi Lutfi Arıboğan'ın, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde Terim'le bir araya geldiğini anlatarak, "Yöneticimiz 'Gel başkanla konuşacağız Beşiktaş maçı primleriyle ilgili' demiş. Ama bana 'Şu anda vaktim müsait değil. Müsait olduğumda ben ararım ama başkan konuşmak isterse asistanım falanca hanımla görüşebilir, diyalog kopukluğumuz olmaz' şeklinde bir cevap geldi... Benim hocayla her zaman ilişkilerim iyiydi. Hocayla ayrılma gibi bir planım hiçbir zaman yoktu. İki sene başarılı bir şekilde geçirmişiz. Üçüncü seneyi niye geçirmeyelim? Üçüncü seneyi biz bu yüzden kaybettik" diye konuştu.
Galatasaray Kulübü Başkanı, Fatih Terim ile olan özel mesajların medyaya yansımasıyla ilgili olarak, "Türkiye'de hiçbir şey gizli kalmıyor. Bu mesajları ben kimseye göndermedim ve vermedim. Bugün telefon ve bilgisayarınıza isteyen istediği şekilde girip çıkabiliyor. Benim telefonum her zaman ortada. Toplantıya girerken, dışarı bırakıyorum. Bu bir şekilde demek ki ortaya çıktı. Bu mesajları göndermek benim lehime de değildi. Bugün bile anlam veremediğim bir olay" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin en zengin ve en iyi kadrosuna sahibiz"
Ünal Aysal, Fenerbahçe ile 4. yıldızı takmak için girdikleri şampiyonluk yarışının ve diğer takımların performansının lige değişik bir atmosfer getirdiğini vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Takımın sene sonu başarılı olacağından en ufak bir endişem yok. Türkiye'nin en zengin ve en iyi kadrosuna sahibiz. Buradaki sorunumuz aslında kaliteden ziyade sayımızın çokluğu. Bence bu, teknik direktör yönünden bir handikap oluşturuyor. Oyuncuların hepsini mutlu etmesi için herkese fırsat verme zorunluluğunu hissediyor. Bu da onu değişik kadroyu sahaya sürmeye itiyor. Hocamız standart bir kadroyu seyircilerin önüne getirmeye çalışacak. Eğer yine bir form düşüklüğü varsa o kadroda bir değişiklik yapacak. Önümüzdeki günlerde çok güzel ve değişik maçlar seyredeceğiz."
Aysal, sezona kötü başlamalarıyla ilgili olarak, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik heyet ve futbolcularla bir araya gelip gerekli görüşmeyi yaptığını, bundan sonra daha iyi neticeler alacaklarına inandığını kaydetti.
Sarı-kırmızılı taraftarların tepki gösterdiği Selçuk İnan ve Burak Yılmaz'ın kıymetlerinin bilinmesi gerektiğini, büyük futbolcuların da zaman zaman form düşüklüğü yaşayabildiğini anlatan Aysal, taraftarın tepkilerini hoş görüp, futbolcuların da morallerini bozmadan yollarına devam etmeleri gerektiğini söyledi.
Aysal, görev yaptıkları sürede teknik direktörlerin istemediği hiçbir oyuncuyu transfer etmediklerini dile getirdi.
"Prandelli ilk tercihimiz değildi"
Ünal Aysal, teknik direktörlük için ilk tercihlerinin Cesare Prandelli'nin olmadığını anlatarak, "Hatırlarsanız ilk tercihiz Sayın Lucescu idi. Kendisi müsbet sinyaller de verdi. Gelmemesinin sebebi Shakhtar Donetsk'in sahibi ile olan yakın ilişkileriydi. Telefon açıp gelemeyeceğini söyledi. Biz de diğer arayışlara geçtik" değerlendirmesinde bulundu.
Prandelli ile özel bir sözleşmelerinin olmadığını, iki tarafın da istediği zaman ayrılma kararı alabileceğini vurgulayan Aysal, "Sözleşmemizde herhangi cezai şart yok. Fatih hocayla da Mancini ile de Sayın Prandelli ile de böyle. Prandelli de ben de gönül adamıyız. Prensipler üzerine konuşuyoruz. Ayrılık durumunda paranın sorun olacağını sanmıyorum. Zaten olması için de bir sebep yok. Prandeli'nin bir kredi dönemi var. Şu an o kredi dönemi içinde. Başarı değerlendirmek için şimdi çok erken" dedi.
Ünal Aysal, kadro dışı bırakılan futbolculardan Engin Baytar'ın verdiği demeçlerle büyük takım oyuncusu olmadığını gösterdiğini, Emmanuel Eboue'nin ise fiziki durumundan kaynaklanan sebeplerden dolayı oynatılmadığını belirtti.
"Melo'nun bilerek yaptığına inanmak istemiyorum"
Ünal Aysal, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a yönelik hakaret içeren tweeti paylaştığı için Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılan Felipe Melo'nun, bu davranışı bilerek yaptığına inanmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Tedbirsizlik olarak görüyorum, bilinçli olmadığını düşünmek istiyorum. Hiçbir futbolcunun değil kulüp başkanına bir seyirciye bile böyle bir reaksiyon göstermesi onaylanamaz. Ben Melo'nun bunu bilerek yaptığına inanmak istemiyorum. Verilen ceza federasyonun kararı. Ama zaten federasyon Galatasaray mevzu bahis olduğu vakit en ağır cezaları çekinmeden vermiş. Bu, bizim tarafımızdan normal karşılanan bir davranış olduğu için bu konuya bir açıklama getirmek istemiyorum."
Diğer kulüplerde Melo'dan daha ağır davranışlarda bulunan oyuncuların olduğunu anlatan Aysal, "Volkan Demirel'in, Emre Belözoğlu'nun davranışlarını da izliyoruz, neler yaptıklarını görüyoruz. Neden hep Melo? Bir oyuncunun üzerine bu kadar ciddi bir şekilde gitmek, sağını solunu karıştırıp onu reaksiyona itmek bir yerde haksızlık gibi görüyorum" diye konuştu.
Aysal, eylül ayı olağan divan kurulu toplantısında alınan olağanüstü toplantı kararını şahsına yönelik bir davranış olarak algıladığını belirtti. Aysal, şöyle konuştu:
"Olağanüstü divan kurulu toplantısını rencide edici buldum. Şahsıma dönük hazırlanmış bir olağanüstü divan kurulu toplantısı talebi olarak algıladım. Bir önceki divan kurulu toplantısında tamamen değişik konulardan bahsettim ve ileriye dönük 3 önemli projemden bahsettim. Galatasaray'ın 1-2 işi için divandan ayrılmak zorunda kaldım. Benden sonra divanda tartışma olmuş ve ısrarla 1 hafta sonra olağanüstü olarak toplanma kararı alınmış. Bu ancak zor ve endişe verici durumlar ile güven kaybı varsa olur. Olağanüstü divan kurulu toplantısının yapılması bir mesaj. Ben mesajı tam olarak aldığımı düşünüyorum. Ertesi gün yönetim kurulunda seçim kararı aldım."
Seçim kararı almasına yönlendiren birçok sebep olduğunu anlatan Aysal, şöyle devam etti:
"Olağanüstü divan kurulu kararı, bardağı taşıran damlaydı. Liglerin başladığı günden itibaren çok ciddi bir medya saldırısı var. Bunun tamamı yanlış ve bilgi kirliliğine dayalı. Bunun temelinde camiamdan gelen destekler de var. Her gün artan bir şekilde üstüme geldi. En sonunda özel hayatıma uzamaya başladı. Bu Galatasaray Başkanı olarak haysiyet kırıcı ve üzücü bir durum. Sadece bunun için dahi böyle bir karar almam gerekirdi. Üçüncü sebep ise aylardır çektiğim ve mesajımı duyuramadığım Türk sporunda genel bir rahatsız edici ortam var. Bağımsız olması gereken kurumların bize dönük davranışları, vurdumduymazlığı ve haksız kararları beni endişeye düşürdü. Bunların üzerine seçim kararı almam kaçınılmaz oldu."
"Alp Yalman, çok tecrübeli bir yönetici"
Başkan adaylığını açıklayan kulübün eski başkanlarından Alp Yalman'ın çok tecrübeli bir yönetici olduğunu belirten Aysal, Yalman'ın yönetim kurulu listesinde kendi yönetiminden ayrılan Sedat Doğan'ın da yer aldığını aktardı.
Ünal Aysal, Alp Yalman'ın listesinde yer alan birkaç ismi bildiğini dile getirerek, şunları ifade etti:
"Alp Yalman ve ekibi tecrübeliler. Bu ekibin içinde en son divan kurulunda konuşan ve görevde olduğum 40 ayda bütün divan kurulu toplantılarında bizi eleştiren arkadaşlar var. Bizim yönetim kurulumuzdan ayrılan Sedat Doğan var. Hepsi değerli ve tecrübeli arkadaşlar. Başarılı bir yönetim kuracaklarını tahmin ediyorum. Ancak işin burada kalacağını düşünmüyorum. Galatasaray'da mutlaka yeni adaylar çıkacaktır. Galatasaray, cazibesi olan bir kurum. Burayı yönetmek isteyecek çok değerli arkadaşlar var, 1-2 kişiyle bu iş bitmez. Alp Yalman, o kadar tecrübeli bir yönetici ki böyle bir karar alması doğal."
Sarı-kırmızılı kulübün başkanı, olağanüstü seçimli genel kurulun 2015 yılının Ocak ayında yapılması önerisinde bulunan Divan Kurulu Üyesi Hayrettin Kozak'ı samimi bulmadığını söyledi.
"Galatasaray'ın gecikmiş vergi borcu yok"
Aysal, sarı-kırmızılı kulübün vergi borçlarının ödenmediğine yönelik iddiaların asılsız olduğunu vurgulayarak, "Galatasaray'ın gecikmiş veya ödenmemiş vergi borcu yok" değerlendirmesinde bulundu.
Galatasaray Kulübü'nün taksitlendirilmiş vergi borçlarını zamanında ödediğine belirten Aysal, şöyle devam etti:
"Galatasaray'ın gecikmiş, ödenmemiş vergisi yok. Galatasaray'ın diğer kulüplerde olduğu gibi taksitlendirilmiş vergi borçları var. Bu taksitler de zamanında tıkır tıkır ödeniyor. Bu bilgi kirliliğini düzeltmek istiyorum. Bizden talep edilen, bizim itirazda bulunduğumuz ve şu anda Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın da oturduğu bir uzlaşma masasında katileşmek üzere uzlaşılacak, bir rakamdır. Bu 54 milyondur, üzerine ceza geldiği için buralara çıktı. Bu rakamın çok büyük bir kısmına itiraz ettik. Diğer kulüplerin de böyle itirazları var. Yaklaşık 1 ay sonra karara bağlanacaktır."
Yönetim kurulu üyesi Sedat Doğan'ın "Galatasaray, vergi borçlarını ödemiyor" ifadelerinin yanlış olduğunu savunan Aysal, "Sedat Doğan, hukuk işlerine baktığı için mali konularda bilgi sahibi değil" yorumunda bulundu.
"Ben bir çöle geldim ve o çöl içinde su aramaya çalıştım"
Ünal Aysal, kulübü borçlandırdığına yönelik eleştiriler olduğunu dile getirerek, zor koşullarda çalışarak, borcu aynı seviyede tuttuğunu söyledi.
Görevi devraldığı Adnan Polat başkanlığındaki yönetimin birçok geliri önceden kullandığını bildiren Aysal, şunları kaydetti:
"Galatasaray'a 14 Mayıs 2011'de geldiğimde kucağıma 328 milyon dolarlık borç-alacak farkı verildi. Bugün aynı borç bende duruyor, artmamıştır. Ben 3,5 yıl boyunca borcu artırmadan 81,4 milyon dolar faizlerini ve kur farkını ödedim. Bugün ne aldıysam o borcu kucağımda taşıyorum. Görevi aldığımda o günkü yönetim, 2019 senesine kadar stadın isim hakkını almış, 3 senelik loca VIP koltuk gelirlerini tahsil etmiş, ilk sezon kombineleri ve forma reklamının parasını kullanmış. Ben 3 sene içinde bu paraları kullanamadım. Ben bir çöle geldim ve o çöl içinde su aramaya çalıştım. Ben sermaye artırımı yaptım. İlkini gerçekleştirdik, ikincisinde herkes ayağa kalktı. Bunun üzerine haklı olduğumuz sermaye artışı onaylanmadı. Eğer onaylansaydı, bugün 328 milyon dolarlık borç, 70 milyon aşağıda olacaktı."
"Süren ve Dürüst, başkan adayı olmayacağını söyledi"
Aysal, görüştüğü eski başkanlardan Faruk Süren ile eski yönetici Ali Dürüst'ün başkan adayı olmayacaklarını kendisine ilettiklerini açıkladı.
Ailesinin başkan adayı olması yönünde görüş belirttiğini dile getiren Aysal, kendisinin bir adayı destekleyip desteklemeyeceğiyle ilgili soru üzerine şunları ifade etti:
"Önümüzdeki günlerde bakacağız ama şu anki aday iyi bir aday. İyi bir yarış olmasını diliyorum. Kim seçilirse seçilsin, benimle diyalog kurmayı isterlerse A'dan Z'ye destek vereceğim. Düşündüğüm projeyle ilgili beraber çalışma zorunluluğum var. Ali Dürüst'e 'Başkan adayı olur musun' diye sordum. Kendisi de 'Hayır böyle bir görevi yüklenemem ama başka bir pozisyonda güvenebileceğim bir ekiple çalışırım' dedi. Faruk Süren'e niyeti olup olmadığını sordum. Kendisi ise düşünmediğini söyledi."
Ünal Aysal, ilerleyen dönemde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'nı düşünüp düşünmeyeceğiyle ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"Hayatımdan son derece memnunum. Başıma dert aramıyorum ama Türk sporunun 3 Temmuz'dan sonra yaşadığı süreç o kadar ağrıma gitti ki. Buna bir katkı vereceksem, kapıcı bile olurum. Bu işin biraz daha ciddiye alınmasını, Türk sporunun tarafsız kurumlarca yönetilmesini arzuluyorum. Bu, bizim hakkımız. Hiçbir karşılık beklemeden 40 ayımı Galatasaray'a verdim. Bunun karşılığında hakkaniyetli ve saygın bir spor yönetimi bekledim. Bunu bulamadım. Taraftarımdan, kulübümden, gelmiş geçmiş bütün teknik direktörlerimden memnunum ama Türk sporunun içinden geçtiği bu dönemden son derece rahatsızım. Devam etmeme sebeplerimin baş nedenlerinden bir tanesi de budur."
"O maça çıkmayarak herkesi duyarlı hale getirdik"
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nın 17 Haziran'da Fenerbahçe Ülker ile oynayacağı play-off final maçına çıkmamasıyla ilgili soru üzerine Aysal, "Son maç öncesi yaşananları bir araya getirdiğimizde, final maçının artık monte edilmiş, kurgulanmış ve her şeyin Fenerbahçe Stadı'nda Galatasaray'ın mağlubiyeti üzerine organize edilmiş bir olay olduğu, tarafımızdan net olarak tespit edildi" ifadelerini kullandı.
"Devam eden 3 Temmuz sürecinin basketboldaki uzantısını halka ihbar etmemiz gerekiyordu" diyen Aysal, şöyle devam etti:
"Sesimizi duyurmanın tek yolu o maça çıkmamaktı. Bence son derece faydalı oldu. O maça çıkmayarak herkesi duyarlı hale getirdik. En azından burada başarılı olduğumuza inanıyorum. Sebebi sadece budur. Sadece sesimizi duyurmaktır."
"Galatasaray'daki bütün görevler bayrak yarışıdır, maraton değildir"
Ünal Aysal, Galatasaray Kulübü'nün maddi durumunun diğer büyük kulüplerin hiçbirinden daha kötü olmadığını vurguladı.
Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın mali konularda açıkladığı bazı rakamları okuyan Aysal, sarı-kırmızılı kulübün durumunun hepsinden daha sağlıklı olduğunu söyledi.
Bütün kulüplerin UEFA sıkıntısı olduğunu kaydeden Aysal, "Galatasaray'ın geleceğinde Avrupa için bir risk var mı" sorusuna ise "2016'ya kadar böyle bir risk görmüyorum. 2016'ya kadar bazı sorunlarımızı düzeltirsek, 2016'dan sonra da bir riskimiz kalmaz" diye yanıt verdi.
Başkanlığı süresince gitmesine en çok üzüldüğü oyuncuların İsveçli Elmander, Çek futbolcu Ujfalusi olduğunu belirten Aysal, "İlk senemde benim yüzümü güldüren, bana mutluluk veren en önemli iki önemli oyuncudur" dedi.
Ünal Aysal, kulüp başkanlığı döneminde en mutlu olduğu anların sorulması üzerine, "Geçtiğimiz 40 ayı devamlı sorun çözerek geçirdiğim için her sorunu çözdüğümde mutlu oldum" ifadesini kullandı.
Aysal, çok güzel dönemler geçtiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak Galatasaray'da güzel dönemler eksik olmaz. Geçmişimiz başarılarla dolu. Bundan sonrası öyle olacak. Kim gelirse gelsin o günün görevini yapacak. Benden sonrakiler muhakkak ki benden daha iyisini yapacaklardır. Bu konuda bir endişem yok. Galatasaray'daki bütün görevler bayrak yarışıdır, maraton değildir. Galatasaray maratonu sevmez. Bayrak yarışını sever. Her el değiştirişte biraz daha enerjimiz, gücümüz artar. Bu sefer de öyle olacaktır."