Yenidoğan sünneti ne zaman yapılmalı?
Yenidoğan sünnetinde zamanlamanın önemli olduğunu belirten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, “Bebeklerde kolik atakların 2. haftadan sonra başlaması nedeniyle yenidoğan sünnetinin 2. haftadan önce yapılması, hem bebeğin iyileşmesi hem de cerrahın daha verimli ve daha dikkatli çalışması açısından faydalıdır” dedi.
Doğumu takiben ilk 28 günde yapılan sünnete ‘yeni doğan sünneti’ adı veriliyor. İlk 28 günden sonra yapılan sünnetler ise yeni doğan sünneti olmayıp sadece lokal anestezi ile yapılan sünnet olarak tanımlanıyor. Yeni doğan sünneti hakkında ailelere önerilerde bulunan Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, yenidoğan sünneti için en ideal zamanın, bebeğin böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının olgunlaşmasını ve doğum stresinin azalmasını bekledikten sonraki 7-15 gün olduğunu belirtti.
3 kilonun üzerindeki her sağlıklı bebek sünnet olabilir
Bebeklerde kolik atakların 2. haftadan sonra başlaması nedeniyle yenidoğan sünnetinin 2. haftadan önce yapılmasının hem bebeğin iyileşmesi hem de cerrahın daha verimli ve daha dikkatli çalışması açısından faydalı olacağını kaydeden Op. Dr. Tural Abdullayev, “Motor gelişimin hızlı olması nedeniyle bebeğin hareketliliği her gün giderek artmaktadır. Bu yüzden ilk 1 aydan sonra sünnet işlemi zorlaşmaktadır. Bebeklerin işlem esnasında çok hareketli olmaları nedeniyle ellerini ve ayaklarını tutma gereksinimlerinin ortaya çıkması, birçoğunun ise daha sünnete başlamadan elleri ve ayakları tutulduğu için ağlayarak bu süreci protesto etmeleri cerrahın işini zorlaştırmaktadır” diye konuştu.
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, 3 kilonun üzerinde doğan ve ek medikal sorunu olmayan her sağlıklı bebeğin sünnet olabileceğini belirterek belirlenen süre ve zaman içerisinde yenidoğan sünnetinin gerçekleştirilmesini önerdi.
Hastaneden çıkar çıkmaz sünnet olmamalı
Hangi ameliyat yapılırsa yapılsın, her zaman temel cerrahi kurallara uymak gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Tural Abdullayev, şu uyarılarda bulundu;
“Bazı aileler hastaneden çıkmadan sünnet yapılmasını talep ediyor ama ben bu durumu önermiyorum. Burada karşımıza çıkan en büyük engel, bebeğinizin doğduğu gün aşı olmasıdır. Bildiğiniz üzere, Hepatit B aşısının ilk dozunun bebekler doğar doğmaz yapılması gerekir. Normalde biz cerrahlar aşılanmadan sonra en az 7-10 gün bekleriz. İş böyle olduğu halde neden aşılanmadan hemen sünnet yapalım? Sünnet de bir operasyon değil mi? Aşıdan hemen sonraki günlerde ameliyat yapılması, iki farklı sorun ile karşılaşmamıza neden olabilir. Birincisi aşının işe yaramaması, yeterli bağışıklık oluşturmamasıdır. Ameliyat sırası ve sonrasında oluşan ağrı, kan şekerinin yükselmesi, ameliyathanede üşüme, cerrahi doku hasarı gibi nedenler bağışıklık sistemini baskılayarak aşıya karşı yeterli bağışıklık hücresi oluşumuna engel olacaktır. Diğer bir sorun ise aşının oluşturabileceği yan etkilerin ameliyatın oluşturabileceği yan etkilerle karışması ve bunların ayrımının yapılamama riskidir.”
Yenidoğan sünnetinde kanama ve enfeksiyon riski düşük
Günümüzde de hızla yaygınlaşan yenidoğan sünnetinin faydalarına değinen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, en büyük avantajlardan birinin de genel anesteziye gerek kalmadan lokal anestezi ile yapılabilmesi olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti;
“Yeni doğan döneminde yapılan sünnet ile ileri yaşlarda yapılan işlemin oluşturduğu psikolojik travmanın önüne geçilmiş oluyor. Yeni doğan döneminde yara iyileşmesi hızlı olduğundan iyileşme döneminde problemler (şişlik, ödem, doku kaynamasında anormallikler gibi) neredeyse hiç görülmüyor ve enfeksiyon riski de azalıyor. Yeni doğanların genelde hareketsiz olması, genital bölgelerinin travmaya az maruz kalması ve penis damarlarının çapının küçük olması nedeniyle kanama riski çok düşüktür. İşlem sonrası ağrı kesici ihtiyacı neredeyse yok denilecek veya sadece ilk gün kullanılması gerekecek kadar azdır.”
Tıbbi açıdan sünnet yapılması ve yapılmaması gereken durumlara da maddeler halinde değinen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, aileleri sünnetle ilgili dikkat edilmesi gerekenler konusunda da uyardı.
Sünnet yapılması gereken durumlar
• Fimozis (Sünnet derisinin ucunun idrar akımına engel olacak şekilde dar ve kapalı olması)
• Tekrarlayan sünnet derisi iltihaplanması (Balanit) ve sünnet derisinin penisin baş kısmı ile birlikte iltihaplanması (balanopostit)
• Sünnet derisinin “Epstein incileri’’ (preputial (sünnet derisi) açıklığın hemen önünde, idrar akımına engel olan smegma (beyaz-peynirimsi madde birikintileri)
• Sünnet derisinin kistleri (Epidermoid kistler)
• Hidronefroz (Böbrek büyümesi) durumu: Sünnet böbrek büyümesini geçirmez ancak idrar yolu enfeksiyonlarını azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
• Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları
Sünnet yapılmasına engel olan durumlar
• Prematüre bebeklere sünnet yapılmamalıdır. Sürekli bir ıkınma hali içerisinde olurlar ve gaz problemi bağırsak gelişmesi tamamlanmadığı için daha erken başlar.
• Düşük doğum ağırlıklı bebekler
• Gastroözefagial reflü, pilorospazm veya metabolik nedenlere bağlı sık kusması olan bebeklere sünnet yapılamaz. Cerrahi girişimin yarattığı stres, ağrı ve kusmayı tetikleyebilir. İşlem esnasında bebeğin kusarak kusmuğunun akciğerlere kaçmasına neden olabilir. Kusma aralıkları sık değilse önlem alınarak cerrahi işlem yapılabilir.
• İnfantil kolik bebeklere sünnet yapılmaz. Yeni doğan sünnetine engel teşkil eden temel problemdir. Kolik bebekler, sürekli gaz sıkıntısı yaşayan bebeklerdir ve ameliyat masasında rahat durmadıklarından ve daha sünnete başlamadan nedensiz ağlama krizleri geçirdiklerinden bu tür bebekleri ilerleyen zamanda anestezi altında sünnet etmek daha uygundur.
• Lokal anestezik maddeye karşı duyarlı olan bebekler
• Kanamanın durmaması ile seyreden bazı kan hastalıkları (Von Willebrand hastalığı, hemofili hastalığı vb.) veya ailede kanama ile seyir eden hastalıkların olması
• Işın tedavisine ihtiyaç duyulan ve fizyolojik olmayan sarılık
• İkinci ve üçüncü derece perdeli penis (webbed penis)
• Penis boyutunun küçük olması
• Penisin gömülü olması
• Penisin aks anomalileri (penil torsiyon) ve peniste görülen eğrilikler (kurvatur). Bebeğiniz işerken idrar akımı sağa veya sola doğru ise bu bir eğriliğin belirteci olabilir.
• Hipospadias, halk arasında ‘peygamber sünneti’ diye bilinen, sanılanın aksine masum olmayan bir hastalıktır. İdrar deliğinin yerinde olmaması ile karakterizedir. Düzeltilmesi için bir veya birkaç ameliyat gerekebilir.
• İleri zamanda cerrahi gereksinimi doğacak patolojilerin olması (inmemiş testis, kasık fıtığı, su fıtığı, kordon kisti gibi hastalıklar nedeniyle ameliyat yapılırken sünnetin de eş zamanlı yapılması hem cerrahi hem bebek açısından konforlu olacaktır.)
Sünnet sonrası doğru bakım önemli
Sünnetin ehil ellerde çocuk cerrahı veya çocuk üroloğu tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tural Abdullayev, yenidoğan sünnetine sıradan bir sünnet gibi muamele edilmemesi ve dokulara karşı kibar olunması gerektiğine değinerek sünnet süreci ve bakımı konusunda dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı;
“Yenidoğan sünneti, günübirlik bir işlemdir. Sünnetten 2 saat sonra yara yeri kontrol edilerek bebekler taburcu edilebilir. Sünnet için önceden herhangi bir açlık veya kan tahlili yaptırmanız gerekmemektedir. Sadece sünnet yapılmadan önce doktorunuza muayene olmanız yeterli olacaktır. Doktor muayenesi sünnete engel teşkil edebilecek durumların saptanması açısından oldukça önemlidir. Sünnet sonrası penisin etrafında herhangi bir pansuman bulunmaz. Her bez değişiminde penis başı ve etrafına krem sürülür. Bu süreç 2 gün ila 7 gün arasında değişir. Sünnet öncesinde penis lokal anestezik ilaçlarla uyuşturulduğundan işlem sonrası yaklaşık 6 ila 8 saat arasında ağrı duyulmamaktadır. İlacın etkisi geçtikten sonra sadece ilk gün az miktarda ağrı duyusu gelişebilir. Bu ağrılar, ağrı kesici şuruplar veya makattan koyulan ağrı kesici fitillerle kontrol altına alınabilir. Yara yeri 2 günde büyük oranda iyileşmektedir. Yara yerinin tam iyileşmesi ise 5 ile 7 günü bulmaktadır. Sıklıkla bebekler 2 gün sonra banyo yapabilir, aileler normal bakım sürecine geri dönebilirler.”