Uzm. Dr. Aydın: Kanser hangi organdaysa ona göre belirtileri vardır
Radyasyon Onkolojisi Bölümü Uzmanı Dr. Ayşen Aydın, sebepsiz yere iştahta azalma, kilo kaybı, çok çabuk yorulma, gece terlemeleri varsa kanserden şüphelenilebileceğini söyleyerek, kanserin hangi organdaysa ona göre belirtileri olduğunu kaydetti.
Radyasyon Onkolojisi Bölümü Uzmanı Dr. Ayşen Aydın, son yıllarda yaygın olarak görülen kanser türleri hakkında bilgiler verdi. Uzm. Dr. Ayşen Aydın, kadınlarda en çok görülen kanserin meme kanseri ve jinekolojik kanser olduğunu, erkeklerde de en çok prostat kanserinin görüldüğünü söyledi.
Dr. Ayşen Aydın, hem kadında hem de erkekte yaygın olarak görülen kanserin ise akciğer ve bağırsak kanseri olduğunu kaydetti. Ayşen Aydın, kanser belirtilerinin kanserin bulunduğu ortama göre değişiklik gösterebileceğini anlatarak, “Sebepsiz yere iştahta azalma veya azalma olmamasına rağmen sebepsiz yere kilo kaybı, yorucu bir iş yapılmamasına rağmen çok çabuk yorulma ve nedensiz gece terlemeleri varsa kanserden şüphelenilebilir.
Bazı kanser türlerinde kendine özgü belirtiler de mevcuttur. Örneğin meme kanserinde memede kitle olabilir. Kalın bağırsak kanserinde büyük abdest öncesi veya sonrasında makatta kanamalar olabilir. Akciğer kanserinde ise geçmeyen öksürük, kanlı balgam olabilir. Beyin tümörün de ise nedensiz yere bayılmalar ve geçmeyen baş ağrıları olabilir. Aslında kanser hangi organdaysa ona göre belirtileri vardır” dedi.
“Başka bir yere sıçramış kanserler çok önemlidir”
Her kanserin genetik olmadığını ama genetik etkenlerin de büyük oranda etkisinin olduğunu açıklayan Uzm. Dr. Aydın, “Yapılan araştırmalara göre meme kanseri vakalarında ailede öyküsü olanların, öyküsü olmayanlara göre meme kanseri görülme ihtimalinin diğerlerine göre yüzde 30 daha fazla olduğudur. Genetik kanserlere başka bir örnek ise, kolon kanseri yani kalın bağırsak kanseridir. Tabii ki her kanser genetik geçişli değildir. Çevre kirliliği, çevrede artan kimyasal atıklar, GDO‘lu gıdalar, kronik hastalıkların artması ve bu hastalıklar nedeniyle çok fazla ilaç kullanılması gibi birçok faktörün kanseri tetiklediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Yayılmış kanser vakalarının en tehlikeli kanser türleri olduğunu vurgulayan Dr. Aydın, “Başka bir yere sıçramış kanserlerin hepsi bizim için çok önemlidir. Bu kanserler sinsi bir şekilde ilerleyip kolay kolay semptom belirtmezler, bu yüzden genelde 3 ya da 4. Evrelerde, yani sonlarına doğru doktora gidilir. Aynı zamanda çok yoğun bir tedavi uygulanması gerekir” şeklinde konuştu.
“Tedavi öncesinde ve sonrasında tespit edemediğimiz hücresel yayılımlar olabilir”
Kanserin tekrarlanmasıyla ilgili açıklamalarda Aydın, vücutta tespit edilebilecek kanser hücrelerinin olduğunu, bununla birlikte bağışıklık sistemi aktif olarak çalışıyorsa bu kanser hücreleri çoğalıp hastalık haline gelmeden önce vücudun ortadan kaldırabildiğini söyledi. Bunun için vücutta bulunan “naturalkillers” denilen doğal öldürücü kanser hücrelerin olduğunu ve bu hücrelerin kanser hücrelerini vücutta bulup yok ettiğini belirtti.
Aydın, bağışıklık sistemini sekteye uğratacak bazı durumlar olduğunu ifade ederek, “Geçirilmiş bir cerrahi ağır hastalık, ciddi bir stres, kimyasallara maruz kalmak gibi durumlarda bağışıklık sistemi sekteye uğrar ve kanser hücrelerini öldüremez. Bu kanser hücreleri çoğalarak orada bir hastalık haline gelebilir. Bunlar tedavi edildiği halde tedavi öncesinde ve sonrasında bizim tespit edemediğimiz hücresel yayılımlar olabilir. O bölgeden bir süre sonra yayılarak çıkabilir. Bunu vücut oluşturduğu için bir yerde oluşturduğunu başka bir yerde oluşturabiliyor. Biz bütüncül bir yaklaşımla yaklaşıyoruz. Buna neden olan faktörleri tespit edip, bunları düzeltmeye çalışıyoruz ve tekrarlanmaması için uğraşıyoruz” dedi.
Aydın, kanser olma riskini en aza indirmek için yapılması gerekenleri de sıralayarak, “Kötü alışkanlıklardan uzak durulması gerekir. Gereksiz yere ilaç kullanmamamız gerekir. Vücudumuza kimyasal almamalıyız. Beslenme düzenimiz çok önemli, düzenli ve dengeli beslenmeliyiz. Konserve gıdalardan ve paketli gıdalardan uzak durmamız gerekir. Uyku düzeni çok önemlidir. Stres kanser olma riskini artıran önemli faktörlerdendir” diye konuştu.