“Uyku apnesi yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor”
Tıkanmaya yatkın hava yolu belirtisi olan horlamanın ‘uyku apnesi’ belirtisi olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Arif Tolga Sönmez, “Obsrtrüktif (tıkayıcı) Uyku Apne Sendromu (OSAS) uyku sırasında tekrar tekrar nefes durmaları ile karakterize bir hastalıktır. Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyi azalır ve her apnenin ardından saniyeler süren kısa bir uyanıklık dönemi olur. Her gece onlarca hatta yüzlerce defa uyanan uyku apneli hastalar sık uyku bölünmeleri nedeniyle dinlendirici derin uyku evrelerine geçemez. Ertesi sabah yorgun uyanırlar, yaşam kalitesini olumsuz etkiler” dedi.
Nöroloji Uzmanı Dr. Arif Tolga Sönmez, Obsrtrüktif (tıkayıcı) Uyku Apne Sendromu (OSAS) rahatsızlığına ilişkin bilgi vererek, dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. OSAS’ın uyku sırasında tekrar tekrar nefes durmaları ile karakterize bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Sönmez, “Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyi azalır ve her apnenin ardından saniyeler süren kısa bir uyanıklık dönemi olur ayrıca apneler gece boyunca onlarca defa tekrarlanabilir. Bu şekilde her gece onlarca hatta yüzlerce defa uyanan uyku apneli hastalar sık uyku bölünmeleri nedeniyle dinlendirici derin uyku evrelerine geçemezler. Ertesi sabah yorgun uyanırlar” diye konuştu.
“HORLAMA KOMŞULARIN DUYABİLECEĞİ ŞİDDETTE OLABİLİR”
Şiddetli horlama, obstrüktif uyku apne sendromu’ nun en sık görülen belirtilerinden biri olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Sönmez, “Horlama bazen komşuların duyabileceği şiddette olabilir. Horlamanın kısa aralıklarla kesilmesi apnelerin varlığını gösterir. Sabahları yorgun uyanma, ağız kuruluğu, baş ağrısı gündüz aşın uyku hali, kilo alma, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, kolay sinirlenme, iş veriminde azalma cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık görülebilir” ifadelerini kullandı.
KİŞİLERDE İŞ KAZALARI RİSKİ ARTIYOR
Uzm. Dr. Sönmez, “Obstrüktif uyku apne sendromu ve horlaması olan kişilerde uzun dönemde yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları, felç ve ani ölüm riskinin arttığı saptanmıştır. Obstrüktif uyku apne sendromu olan olgularda, direksiyon başında veya işyerinde uyuklama, dikkat dağınıklığı nedeniyle trafik ve iş kazalarında önemli artış gözlemlenmiştir” dedi.
HASTALIK NASIL TANINIR?
Dr. Sönmez, “Uykuda solunum bozuklukları tanısı ‘polisomnografi’ adı verilen bir uyku testi ile konur. Polisomnografi ile uyku evleri, uyku sırasında kaç kez nefes durması olduğunu ve uykunun nasıl etkilendiği yine uykuyu bölen diğer durumlar (periyodik bacak hareketi sendromu gibi) tespit edilir. Bir gecelik uyku kaydının ardından konuyla ilgili doktorlarınız testi yorumlar, apneleriniz varsa şiddetine göre en uygun tedavinin ne olduğunu size açıklar. Ayrıca Dr. Sönmez tedavi planından önce hastaların mutlaka Kulak Burun Boğaz uzman hekimi tarafından değerlendirilmesi, endoskopi ve polisomnografi sonuçlarına göre uygun tedavi planlanması gerekmektedir” diye konuştu.
Obstrüktif uyku-apne sendromunun tedavisi hakkında bilgi veren Dr. Sönmez, Hastanın yaşam stili ve hastalığın ağırlığı göz önüne alınarak belirlenir. Tüm hastalar kilo vermeye, uyumadan önce uyku ilacı veya alkol almamaya teşvik edilir. Tedavi tıkanıklığa yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıyla sağlanır. CPAP (devamlı pozitif basınçlı hava) adı verilen hava kompresörler en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Ameliyatlı yöntemlerle üst solunum yollarındaki tıkanıklığa yol açan yerler düzeltilebilmekte ve ameliyatsız radyo frekans yöntemi ile de aynı tıkanıklıklar buharlaştırılarak toparlanabilmektedir” ifadelerini kullandı.