Tekrarlayan düşük ve erken doğuma neden oluyor!

Üreme çağındaki kadınların yüzde 50'sinde görülen miyomlar adet düzensizliğinden ağrıya, kısırlıktan düşüğe kadar pek çok olumsuz tabloya neden olabilir. Miyomlar her zaman belirti vermeyebilir ancak rahimin iç boşluğuna yerleşmiş yani rahim iç duvarının içerisindeyse bazı şikayetlere yol açabilir. Bu şikayetler sıklıkla aşırı kanamalı regl dönemi yaşanır. Bu süreçte parçalı ve fazla oranda kanamaya neden olur. Peki, Miyom nedir, nasıl tedavi edilir? Miyom belirtileri nelerdir? Miyomlar (tümörler) vücuttan alınmalı mı? Miyom tedavisinde rahmi korumak için en etkin yöntem hangisidir? Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu miyom belirtileri ve tedavi yöntemlerini anlattı.

ÜREME ÇAĞINDAKİ KADINLARIN YÜZDE 50’SİNDE VAR

Miyomların tekrarlayan düşük veya erken doğuma neden olabileceği uyarısında bulunan Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, “Miyom, rahim düz kas dokusundan köken alan iyi huylu bir tümördür. Kişilerde çok sık görülmekle birlikte, özellikle üreme çağındaki kadınların neredeyse yüzde 50’sinde izlenmektedir. Miyomlar çoğunlukla zararsız olup, tedavi gerektirmeyebilirler. Bununla beraber, boyut ve yerleşim yerlerine göre, bazı kadınlarda: adet düzensizliği, aşırı adet kanaması, tekrar eden alt karın ağrılarına yol açabilir. Daha nadiren, hamilelik planlayan kadınlarda, tekrarlayan düşük veya erken doğumla da ilişkili olabilir.” dedi.

RAHİM ALMA AMELİYATLARININ BAŞLICA SEBEBİ MİYOMLAR!

Tüm dünya genelinde ve ülkemizde de, rahim alınması (histerektomi) ameliyatlarının en sık sebebi, miyomlar olduğunu dile getiren Doç. Dr. Kahramanoğlu, özellikle ileride gebe kalmayı planlayan veya herhangi bir sebeple rahmini aldırmak istemeyen kadınlarda, rahim korunarak miyomların tedavi edilebileceğini söyledi.

MİYOM TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

İlker Kahramanoğlu, “İlk olarak medikal yani ilaçla tedavi seçeneklerine bakmak gerekiyor. Burada 2 amaç vardır; İlki; Sadece semptomları azaltmak. Yani, hastanın kanama, ağrı gibi şikayetlerini geriletmek. Diğeri ise semptomları azaltırken aynı zamanda miyomların boyutunun küçülmesini sağlamak. Antieinflamatuar ilaçlar, hormon içeren doğum kontrol yöntemleri (doğum kontrol hapı, yama, implant, hormonlu spiral) ve geçici menopoz sağlayan GnRH analogları bazı seçeneklerdendir. Daha önce yaptığımız bir klinik çalışmada, hormonlu rahim içi aracın (spiral) miyomlara ait semptomları gerilettiğini gözlemledik.” dedi.

RAHİMDE MİYOM TEDAVİSİNDE EN ETKİN YÖNTEM

Miyoma ait tedavi gereken hastalarda ilaçlar dışında aslında daha çok önerilen tedavi seçeneğinin ise ameliyat olduğunu dile getiren Doç. Dr. Kahramanoğlu, şunları söyledi:

"Myomektomi adı verilen bu ameliyatla, açık veya laparoskopik yani kapalı yöntemle, hastanın rahmi korunarak miyomlar çıkarılmaktadır. İlaçlara kıyasla miyomların tamamen kaybolması nedeniyle daha etkin bir yöntemdir diyebiliriz.

Girişimsel diğer bir seçenek olan uterin arter (rahim damarı) embolizasyonunda, miyomları besleyen damarların tıkanması, böylece miyoma giden kan desteğinin blokaja uğraması ve haftalar içerisinde miyom boyutlarının küçülmesi hedeflenir. Tıp alanında önde gelen The New England Journal of Medicine’da 30 Temmuz’da yayınlanan ve bu konuda 1. derece kanıt sunan çalışmada, hastaların yarısında myomektomi, diğer yarısında ise uterin arter embolizasyonu uygulanmıştır. Takip sürecinde, her 2 grupta da hayat kalitesi artmış olsa da, myomektomi ameliyatı olan hastalarda 2 yıl sonunda daha iyi sonuçlar elde edildiği gözlemlenmiştir.”

Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, “Miyomları olup rahimini korumak isteyen kadınlarda, myomektomi ameliyatı, diğer yöntemlere göre daha yüksek bir hayat kalitesi sağlıyor. Uygun hastalarda ön planda laparoskopik myomektomi ile aynı gün taburculuk sağlanırken, daha çabuk iyileşme, minimum yara izi ve daha iyi estetik sonuca ulaşılabiliyor.” dedi.