"Tarımsal ilaçlardan kaynaklı alerjik astım şikayetleri artıyor"
Şanlıurfa'da Harran Ovası'ndaki tarımsal alanlarda yapılan ilaçlamaların astım, alerji gibi göğüs hastalıklarına etkisi, HRÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalının araştırmasıyla ortaya konuldu.
Şanlıurfa'da Harran Ovası'ndaki tarımsal ilaçlamaların astım, alerji gibi göğüs hastalıklarına etkisi, Harran Üniversitesi (HRÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalınca yapılan araştırmayla ortaya konuldu.
Yaklaşık 8 milyon hektar alanda tarımsal üretim yapılan Şanlıurfa'da, Türkiye'deki mercimeğin yüzde 36'sı, buğdayın yüzde 10'u, arpanın ise yüzde 11'i karşılanıyor.
Sulama imkanlarının artmasıyla her geçen gün genişleyen tarım alanlarında kullanılan ilaçlar ise özellikle bu bölgelerde çalışanları olumsuz etkiliyor.
HRÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Dr. Zafer Hasan Ali Sak yaptığı açıklamada, son dönemlerde kırsal bölgelerde astım ve alerjik şikayetlerinin artması üzerine Harran Ovası'nda araştırma yaptıklarını söyledi.
Araştırmada ilginç sonuçlara ulaşıldığını belirten Sak, "Tarımsal ürünlerden kaynaklı bir astım veya alerji olabilir mi diye konuyu bütün yönüyle değerlendirdik. Araştırmanın sonunda çok ilginç sonuçlara ulaştık. Tarımsal ilaçlardan kaynaklı bu tip şikayetlerin olduğunu ve artış gösterdiğini, sadece tarlada çalışan işçiyi değil, yaşam alanlarında, tarımsal alanların ortasındaki köylerde çocuklarda, yaşlılarda ve kadınlarda bu tip alerjik astım şikayetlerinin oldukça arttığını gözlemledik." diye konuştu.
Sak, ekiplerin Harran bölgesindeki yaklaşık 10 köyde aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 500'ün üzerinde kişiyi muayene ettiğini ve hikayelerini dinlediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun yanında hastalara solunum testleri yapıldı. Bütün bu sonuçları makalede topladık ve yayınladık. Gözlemlerimizde haziran-eylül arası traktörlerle atılan tarımsal ilaçlara insanların çok yoğun olarak maruz kaldığını tespit ettik. Bunun bölgede yaşayanları da tarlada çalışanlar gibi etkilendiğini belirledik. Koruyucu önlemlerin de çok sağlıklı yapılmadığını gözlemledik. İşin üzücü tarafı tarlada çalışan işçilerin bu nedenle mesleği bir süre sonra bıraktıklarını gözlemledik."
"Daha az kimyasal ilaç kullanılacak ürünlerin tarımına yönelmek gerek"
Sulama ve teknolojik imkanların artmasıyla tarım arazilerinin genişlediğinin altını çizen Sak, şunları kaydetti:
"Bu konu önlem gerektiren ve halk sağlığını ilgilendiren bir konu. Bunun önlenmesi için ot tarımı yerine daha az kimyasal ilaç kullanılacak ürünlerin tarımına yönelmek gerek. Örneğin ağaç tarımı bunlardan biri. Daha zararsız, toksik olmayan pestisitlerin kullanılmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Halka da bizzat ulaşıp bu konu hakkında bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Harran Ovası çok verimli topraklara sahip ama bu alan çukur şeklinde ve etrafı Tektek Dağları ile çevrili. Ova adeta etrafı duvarlarla çevrili bir bahçe gibi. Yüksek nem ve sıcaklığın çukur bir alanda olması, tarım ilaçlarının orada yaşayanların üzerinde etkisini oldukça artıyor."
Sak, gelecekte daha büyük sorunların yaşanmaması için yerleşim yerlerinin bu tür tehlikelere göre şekillendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Araştırmalarında ilaçlama öncesi ve sonrası muayene durumları ile solunum fonksiyonlarını değerlendirdiklerini, araştırdan önce de havadaki partikül madde miktarını da ölçtüklerini anlatan Sak, "İlaçlamanın hemen sonrasında 30 katı yüksek değerler elde ettik. Bunun da orada yaşayanlar için oldukça sağlıksız ve toksik etkiler yaptığını gözlemledik. Yerleşim yerlerinin, tarımsal alandan uzak olması gerekiyor. İnsan sağlığı için bu çok önemli." ifadelerini kullandı.
Sak, araştırmalarının Türk Toraks Derneği'nin geçen yıl düzenlenen 20. kongresinde sözlü bildiri dalında ödül aldığını, "Annals of Agricultural and Environmental Medicine" dergisinde de birkaç ay sonra yayınlanacağını sözlerine ekledi.