Tam bir kısır döngü! Kilo alıyorsanız dikkat
Kilolu insanlarda daha sık görülen şeker hastalığı, tansiyon problemleri, kalp problemleri, harekette kısıtlanmalarda depresyona eğilimi artırıyor. Bunlarla beraber sosyal fobi ve endişe bozuklukları da sık görülüyor
Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Şişmanlık (obezite) depresyon nedenleri arasındadır. Esasen şişman bireylerde özgüven sorunları oldukça yüksektir.
İHA'nın haberine göre; günümüzde ideal kadın ve erkek tipi tanımlanmıştır. “Fit” tabir edilen grup ön planda tutularak giysiler bile onlar hedef alınarak hazırlanmaktadır. Kilolu insanlar ise neredeyse bu konuda ihmal edilmiştir. Kilolu insanlarda daha sık görülen şeker hastalığı, tansiyon problemleri, kalp problemleri, harekette kısıtlanmalarda depresyona eğilimi artırmaktadır. Bunlarla beraber sosyal fobi ve endişe bozuklukları da sık görülür. Başarısız diyet ve egzersiz girişimleri de yoğun özgüven problemleri oluşturmaktadır. Bunun dışında toplumun şişmanlara alaycı bakışı, çalışma hayatına kabulde fiziksel görünümün ön plana çıkması ve dolayısıyla kilolu kişilerin tercih edilmemesi zaten kendi fiziksel görünümünden rahatsız olan bu bireylerin depresyona girmelerini kolaylaştırmaktadır. Birçok obez bu duruma içsel bir tepki olarak daha fazla yeme davranışı sergilemektedirler. Artık kısır bir döngü oluşur ve depresyon kader gibi olur. Tam da bu noktada depresyon tedavi edilmeli ve kişinin kendine güveni tekrar kazandırılmalı ki, tekrar hayatın içinde üretken biri olabilsin ve belki de kilo ile ilgili tedavilerde daha kararlı ve cesur olabilsin” dedi.
“DEPRESYON KİLO ARTIŞINA NEDEN OLABİLİR"
Depresyonun bazen özellikle başlangıç dönemlerde iştahta değişikliklerle başladığını ifade eden Dr. Üney, “Tipik olmayan veya maskeli depresyonlarda kilo artışı daha sık görülür. Yani gerginlik, mutsuzluk ve umutsuzluk kişiyi mutlu olabileceği etkinliklere yönlendirir. Bunlardan en kolayı yemek yemedir. Bir depresyon türü olan kadınlarda adet öncesi gerginlik sendromunda çikolata ve şeker ihtiyacı ve tüketimi artar. İçe kapanıklık, enerji azlığından dolayı yemek yapmak yerine fast-food tarzı yemeklerle beslenme kilo artışı nedenlerindendir. Ayrıca depresif dönemlerde isteksizlik ve bitkinlik nedeniyle egzersiz yapmak daha zorlaşır, bunun sonucu olarak da kilo artışı kaçınılmaz olur. Fiziksel kaygılardan dolayı oluşan kilo artışı da depresyonu daha da ağırlaştırabilir” açıklamalarında bulundu.
Genelde insanın birçok hastalıkta ilaç tedavilerini, komşu veya arkadaşlarının yaşadıkları tedavi tecrübelerinden ya da internetteki forum sitelerinde yapılan yorumlar üzerinden bilgi edindiğini kaydeden Dr. Üney, “Ancak bu bilgi kaynakları ne kadar güvenlidir? Depresyon ilaçlarının ilk birkaç gün uyum dönemindeki yan etkileri nedeniyle tedaviler sıklıkla bırakılmaktadır. Tekrar hekimine başvurup yan etkileri konuşmak daha gerçekçi olmasına rağmen, kişi tedavisini terk etmekte ve depresyonuyla yaşamak durumunda kalmaktadır. Depresyon tedavisi hasta ve psikiyatrist arasında çok iyi bir işbirliği gerektirmektedir. Bunun nedeni tedavinin en az altı ay sürmesidir. Dolayısıyla altı ay ilaç kullanacak kişinin mutlaka yaşamını etkilemeyecek, günlük işlerine zarar vermeyecek tarzda ilaçlar kullanması gereklidir. Dünyada her insandan sadece bir tane vardır. Oysa depresyon ilaçları sınırlı sayıdadır. Kişiye özgü ilaç tedavisinin oluşabilmesi için tedavinin başlangıç dönemlerinde işbirliği daha önemli olmaktadır. Eğer ilaç tedavisi sırasında kilo alınıyorsa bu durumu psikiyatristinize bildirmeniz gerekir ki, tedavide yeni ilaç alternatifleri değerlendirilebilsin. Depresyon ilaçlarında yan etkilerden korkmak yerine işbirliğini geliştirmek önemlidir” ifadelerini kaydetti.