Takviye gıda kullananlar dikkat: Satışı yasaklanıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı son yıllarda tüketimi artan takviye edici gıda ve vitaminlerle ilgili olarak bir çalışma başlattı. Düzenlemeye göre, iki yaşın altındaki çocuklar için takviye gıda satışı yasaklanacak. Peki bugüne kadar kan sayımı ya da gerekli tetkikler yapılmadan verilen çok sayıda takviye gıda ve vitamin ne olacak? Kullanılan takviye gıdalar çocuklarda sağlık sorunlarına yol açar mı? Uzmanlar dikkat çeken uyarılarda bulundu.
Doğal yollardan yeterli besin ve vitamine ulaşılamaması durumunda beslenmeyi desteklemek için kullanılan takviye edici gıda ve vitaminlere yönelik yeni bir düzenleme hazırlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yönetmelik taslağına göre arı sütü, arı poleni, perga, apilarnil ve propolis içeren takviye edici gıdalara, 2-4 yaş grubu için onay verilmeyecek.
4-10 yaş grubu emme tableti, çiğnenebilir tablet ve efervesan tablet hariç diğer tablet, kapsül ve pastil gibi katı formlardaki takviye edici gıdaları kullanamayacak. 3 yaş altı küçük çocuklara yönelik hazırlanan takviye gıdaların bileşiminde katkı maddesi olmayacak. 2 yaşın altı içindeki bebekler için ise herhangi bir şekilde takviye edici gıda üretilmeyecek, onay verilmeyecek ve piyasaya arz edilmeyecek.
Milliyet'ten Betül Topaklı'nın haberine göre, izlenimi düzenli, herhangi bir sıkıntısı olmayan çocuğa takviye edici gıda ve vitamin önermenin doğru olmadığına dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Nursel Basut, “Galiba biz toplumda sağlıklı çocuk izlenimini biraz ihmal ediyoruz. Çocuğun kendi içindeki yolculuğunda, belirli dönem ve rutin kontrollerinde bakılan kan değerlerinde herhangi bir problemi olmadığı durumlarda takviye edici gıda ve vitamin kullanmak çok da uygun değildir. Özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda mide, bağırsak, karaciğer ve böbrek gibi organlar tamamen olgunlaşmaz. Bu nedenle gereksiz yere ilaç desteği almamaları gerekiyor. 4 yaş altı uygulamasının gelmesiyle birlikte aileler kendi kafalarına göre gidip eczanelerden ilaç alamayacaklar. Bu gayet yerinde bir uygulama olacak” dedi.
“Ancak hekim uygun görüyor ve bakılan kan değerlerinde de eksiklik saptanıyorsa, tabii ki uygun dozda, uygun etken madde içerikli takviye edici gıdalar çocuklara verilebilir” diyen Dr. Basut, “Bunlar da kontrollü bir şeklide başlanıp kesilmeli. Uzun soluklu kesintisiz kullanımları çok da doğru değildir. Bu tür ilaçların hepsinin vücutta bir yük olduğu, karaciğer ve böbrekte birikimlere neden olup zarar verebileceği unutmamalıdır” bilgilerini paylaştı.
Herhangi bir takviye destek almadan önce vücudun o desteğe ihtiyacının olup olmadığının gerekli uzman değerlendirmesiyle belirlenmesinin önemine vurgu yapan Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Ahmet Aydın da, “Bu değerlendirme klinikte uygun kan testleriyle yapılabilir. Kulaktan dolma tavsiyelerle destekler kullanılmamalıdır. Bireylerin vücutları, genetik yapısı ve hastalıklara yatkınlık durumu kişiden kişiye farklılık gösterebildiği için bir kimseye iyi gelen bir takviye başkası için zararlı olabilir" dedi.
Özellikle iki yaş altı çocukların çok hassas bireyler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, "Onların organları henüz yetişkin insanlarınki gibi tam gelişmemiştir. Takviye edici gıdaların içerisinde bulunan vitaminleri, mineralleri, bitkisel bileşenleri veya diğer etken maddeleri yetişkinler gibi kolayca vücuttan uzaklaştıramayabilirler. Bu nedenle yönetmelikte bir düzenleme ihtiyacı oluşmuştur. Bu tür takviyeleri kullanmanın doğru olmadığını söyleyebilirim” diye konuştu.
Takviye edici gıdaların; belirli bir tablet, kapsül, efervesan tablet, pastil, saşe, çiğnenebilir form, şekillendirilmiş çiğnenebilir form, çiğnenebilir tablet, çiğnenebilir kapsül, emme tableti, kaplet, ağızda eriyen film şerit, sprey, ampul, flakon, sıvı şişe, damlalıklı şişe, tek kullanımlık sıvı/toz paket formlarında piyasaya sunulduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Bu ürünlerin belirli kurallarda satılması gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın takviye edici gıda ve vitaminlere yönelik hazırladığı yönetmelik bunun çerçevesini ortaya koyuyor. Sağlık için insanların kullanımına sunulan ürünler öncelikle güvenli olmalıdır” şeklinde görüş paylaştı.
Prof. Dr Aydın, “Gereğinden fazla vitamin almak sağlık sorunlarına yol açar. Vitaminler çok az miktarlarıyla da vücutta işlevlerini görürler. Bu vitaminlerin azının sağlık sorununa yol açabildiği gibi fazlalığı da sağlık sorunlarına yol açar. Örneğin C vitamini ne kadar çok alınırsa alınsın vücutta depolanmayan bir vitamindir. Bu nedenle yanlış bir kanıyla çok fazla alınması asit özelliği nedeniyle mideye zarar verebilir, böbrek taşlarına yol açabilir. Yeterli miktarda kullanılması, hücre yenilenmesini sağlarken, aşırı miktarda alındığında hücre yaşlanmasına yol açabilir. Her vitaminin günlük alınması gereken miktar uluslararası kabul gören otoritelerce belirlenmiştir. Bu miktarlar aşılmamalıdır” açıklamasını yaptı.