Takıntılara karşı etkili 5 öneri
Halk arasında ‘takıntı’ olarak adlandırılan Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), çocukluk çağından itibaren her yaşta görülebilen önemli bir psikiyatrik hastalık. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Nigar Aliyeva, pandemide takıntılara karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi.
Kişinin istemediği halde aklına takılan, doğru ve mantıklı olmadığını bilse de aklından uzaklaştıramadığı rahatsız edici düşüncelere ‘obsesyon’ deniliyor. Obsesyonlar kişide genellikle kaygı ve korku oluştururken; bu kaygı ve korkuyu gidermek amacıyla yapılan, tekrarlayıcı bazı davranış ve düşünceler ise ‘kompulsiyon’ olarak adlandırılıyor.
Elbette her yaşta insanların bazı takıntıları olabilir. Bu takıntılar kişinin yaşamını etkilemiyorsa, hayat kalitesini düşürmüyorsa, yapması gereken normal işlevleri engelleyecek hale gelmemişse hastalık boyutundan bahsedilmez. Ancak işlevselliği bozar hale geldiğinde özellikle çocuğun okul hayatını, derslerini, arkadaş ilişkilerini, sosyal yaşantısını, aile ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa Obsesif Kompulsif Bozukluk’tan (OKB) bahsedilmektedir ve tedavi edilmesi gerekir.
OKB belirtileri “kirlenme korkusu ve aşırı temizlik takıntıları, düzenli ve simetrik olma, kişinin kendisinin veya başkalarının zarar görmesine ait düşüncelere kapılması, sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı, kompulsif olarak belirli kalıplarda sayma, ciddi bir hastalığının olduğunu düşünme” olarak sıralanabilir.
Sinsi ilerliyor!
Yaşadığımız pandemi sürecinin, dünya çapında yapılmış bazı çalışmalarda çocuk ve ergenlerde OKB belirtilerinin artmasında risk oluşturduğu gösterilmektedir. Çocukluk döneminde OKB’nin tanınması daha zor olabilir. Bunun nedenlerinden biri OKB’nin sinsi başlangıçlı olması ve ailenin başlama dönemini gözden kaçırmasıdır. Ancak OKB’nin, prognoz açısından çocukluk yaşında başladığı zaman, gelişimsel süreç içinde daha ağır ve uzun seyrettiği gözlenmektedir. Bu nedenle çocukluk döneminde OKB belirtileri varsa bir an önce müdahale etmek gerekir.
Bu önerilere dikkat!
Çocuklara sık sık elleri yıkama, dezenfektanla temizleme, ateş ölçme gibi önerilerde bulunulmamalıdır. Bilimsel makale ve kılavuzlardaki önerilere dikkat etmek yeterli olmaktadır.
Çocukların tekrarlayıcı şekilde sorduğu ‘Ellerim temiz, değil mi? Hastalanmam, değil mi? Virüs olan yerlere dokunmadım, değil mi? gibi tekrarlayan sorularına sadece bir kez cevap vererek kaygı ve obsesif düşüncelerini pekiştirmekten kaçınmak gerekmektedir.
Çocuğun yaşına uygun bir şekilde somut olarak hastalıkla ilgili bilgi verilmelidir. Çocukların bu süreci doğru bir şekilde öğrenmesi, sorularının açık ve net bir şekilde somutlaştırılarak cevaplanması kaygılarını önemli ölçüde azaltacaktır.
Küçük yaştaki çocuklarda özellikle el yıkama, sosyal mesafenin önemi, maske takma ve sokağa çıkma yasağı gibi konular oyunlaştırılarak, hikayeleştirilerek anlatılabilir. Bu dönemde de Covid-19 ile ilgili basın yayın organlarındaki haberleri sürekli takip etmek ve evde tartışmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Tedavi çocuğun yaşına göre değişebiliyor
Küçük çocuklarda oyun terapisi, destekleyici terapiler, ailelerle işbirlikçi tutum işe yararken; daha büyük çocuklarda OKB’de özellikle obsesif düşüncelerin ve kompulsiyon davranışlarının giderilmesi için ilaç kullanma gerekliliği ortaya çıkabilir.Çocukluk döneminde OKB’de bir taraftan kullanımları son derece güvenli ve kontrollü olan ilaçlar seçilerek tedavi edilirken, diğer taraftan da çocuğun yaşına uygun terapi yöntemi yapılması en etkin tedavi seçeneği olmaktadır. Çocuğun, hekimi tarafından önerilen ilaçlarını düzenli bir biçimde, önerilen doz ve süre boyunca almasına özen gösterilmeli, bu süreçte çocuğa her adımda destek olup başarılarına olumlu geri bildirimde bulunulmalıdır.