Sıcak ortamlar da romatizmayı etkileyebilir
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, romatizmal hastalıkların diyabet, tansiyon gibi süreğen bir hastalık olduğunu ve çok soğuğun romatizmayı etkileyebileceği gibi çok sıcağın da etkileyebileceğini söyledi.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, “Çok sıcak ortamlar, kaplıcalar romatizmal hastalıkları artırabilirken, yine çok soğuk zamanlar, iklim değişiklikleri ve kış ayları da romatizmal hastalıkları tetikleyebilir. O yüzden hastalarımızın kaplıca gibi planları olduğunda mutlaka doktorlarıyla görüşmeleri de gerekir” dedi.
Romatizmanın bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğunu ifade eden Uzman Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, romatizmanın eklemleri ilgilendirse de aslında bütüncül olarak bakıldığında bütün vücudu ilgilendiren bir rahatsızlık olduğunu kaydetti. Romatizmanın birçok hastalığın ortak ismi olduğunu aktaran Uzman Dr. Yanartaş, “Romatizma temel olarak bir bağışıklık sistemi problemidir. Romatizmal hastalıkların sebebi belli olmamakla beraber en çok genetik faktörlerden söz edilmektedir. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel etkenler de söz konusudur. Bakteriler, çevresel uyaranlar, beslenme koşulları, sigara gibi maruz kaldığımız çevresel uyaranlar da romatizmaya yol açabilmektedir. Romatizmal hastalıkların bazı belirtileri olmaktadır. Mevsimler romatizmayı ilgilendiren durumlardır ve mevsimsel değişiklikler gösterir. Aşırı sıcak ve soğuk hastalığın ağrılarını artırabilir” şeklinde konuştu.
"Belirtiler görülünce doktora başvurulmalı"
Romatizmanın başlıca belirtilerinin eklemlerdeki ağrılar olduğunu anlatan Uzman Dr. Yanartaş, “Eklemlerde şişlik, sabah tutukluğu gece uyandıran ağrılar ve bunların uzun sürüyor olması, yine mafsallarımızda gördüğümüz ağrılar, şişlikler romatizma belirtileridir. Bunların yanı sıra gözlerde kızarıklık, ciltte anlam verilemeyen döküntüler, yutkunmada zorluklar, yüzde güneşe karşı hassasiyet, parmaklarda uyuşukluk, renk değişiklikleri, soğuğa karşı beyazlaşmalar, sabah ilk kalkıldığında artan bel ağrısı bunlar romatizma belirtileridir. Eğer buna benzer şikayetler varsa ve uzun sürüyorsa mutlaka hekime başvurmamız gerekiyor” diye konuştu.
Romatizmanın tıpkı diyabet ve tansiyon gibi süreğen bir hastalık olduğunu belirten Yanartaş, romatizma teşhisi konulduğunda doktor kontrolünde ilaç alınıp bırakılması gerektiğini ve tansiyon, şeker hastalıklarında olduğu gibi romatizmal hastalıklarda da ömür boyu kullanılabilecek haplar olabileceğini aktardı.
“Rahatlamak hastalığın bitmesi anlamına gelmiyor”
Romatizmal hastalıklarda tedavi şeklini genelde hekimin belirlediğini kaydeden Yanartaş şöyle konuştu:
“Bireyin durumuna ve hastalığın şiddetine göre ilk basamak tedavisi yapılıyor. Bu basamak tedavisinde en basit ağrı kesicilerle başlanıyor. Ağrı kesiciler vücuttaki iltihabı dağıtmak için kullanılıyor ve sırayla yükseltilerek devam ediliyor. Ondan sonra kortizon türü ilaçlar kullanılıyor. Kortizondan sonra hastalığı modifiye eden dediğimiz ilaçlar var. Son dönemde de biyolojik ajanlar dediğimiz ilaçlar var. Tedavi şemasında etki artarken yan etki de çok yükseliyor. Burada vereceğimiz en büyük mesaj çok rahatladıkları anda ilaçların yan etki profillerinin göz önüne alınması lazım. Rahatlamak hastalığın bitmesi anlamına gelmiyor, bu sefer de ilaç yan etkileriyle uğraşılıyor. Özellikle TNF alfa dediğimiz biyolojik ajanlarda görülen yan etkiler çok daha fazla. Zaten bunlar önce enfeksiyon ve kanser taraması yapılmadan başlanmayan ilaçlar ve gerçekten başlandıktan sonra sıkı takip edilmesi gereken ilaçlar.”