Sert sular daha sağlıklı
Diyetisyen Eda Balcı, günlük olarak tüketilen suyun kalitesine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak suyun kaynağının, sertliğinin, korunma şeklinin, kalitesi üzerindeki etkilerine dair kritik ipuçları aktardı. Suyun sertliğinin kalitesini belirleyen bir unsur olduğunu vurgulayan Balcı, ''Sert sular daha sağlıklı" dedi.
Beslenme ve Diyetetik bölümü Arş. Gör. Eda Balcı, her gün tüketmekte olduğumuz suyun kaliteli ve sağlıklı olmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak sağlıklı suyun, renksiz, berrak, tortusuz, kokusuz olmalı, bakteriyolojik açıdan temiz, toksit maddeler içermeyen ve kimyasal yönden içerdiği minerallerin “gıda maddeleri” tüzüğünde belirtilen sınırları aşmaması gerektiğini söyledi.
Sağlıklı suda amonyak ve nitrit bulunmadığını söyleyen Balcı, ''Bu maddelerin bulunması suyun kirlendiğinin bir göstergesidir. Suda nitrat olması aşırı derecede kirlenmiş su anlamına gelmektedir. İçme suyunda bulunan bu maddeler tehlikelidir. Özellikle çocuklar için daha fazla tehlike oluşturmaktadır'' dedi.
"SAĞLIKLI SAKLAMA KOŞULU CAM ŞİŞE"
Suyun sertliğinin kalitesini belirleyen bir unsur olduğunu vurgulayan Balcı, ''Sert sular daha sağlıklı sulardır. Fakat sert suyu içmek biraz daha zordur. Türkiye'de su için sertlik birimi olarak Fransız Sertlik derecesi (FSD) kullanılmaktadır. Buna göre, 1 litre suda 10 miligram kalsiyum karbonatın yarattığı sertlik derecesi 1 olarak tanımlanır. Suyun kalitesini belirleyen bir diğer etmen ise suyun Ph derecesidir. Ph 7 nötr olarak kabul edilir. Suyun Ph’sının 7.2-8.5 arasında olması vücut için daha sağlıklı olduğu anlamına gelmektedir'' bilgisini aktardı.
Balcı, suyun nerede saklandığı da değinerek en iyi, sağlıklı saklamanın cam şişe ile olduğunun altını çizdi. Kullanım ve taşıma kolaylığı açısından çoğunlukla polikarbon ve pet şişelerin tercih edildiğini hatırlatan Balcı, eğer bu şişelerde su satın alınıyorsa evde kullanırken cam şişeye boşaltılmasını önerdi.
''KAYNAK SUYUNU TERCİH EDİN''
Doğru ve iyi bir suyun, kaynak suyu olması gerektiğini söyleyen Balcı, bunun nedenini ise şu sözlerle ifade etti: ''Su, toprak altındaki mineralleri bize yer altından taşımaktadır. Bu sayede su, sadece sıvı ihtiyacımızı karşılamakla kalmaz içeriğindeki mineraller ile vücudumuza birçok fayda sağlar. Doğal kaynak suları ve doğal mineralli sular kalsiyum, bikarbonat, magnezyum ve demir gibi elementleri içerisinde bulundurmaktadır.''
Balcı işlenmiş suların, kaynak suyun yerini tutamayacağını vurgulayarak, ''Kaynak suların aksine işlenmiş sular, çeşitli yöntemlerle yapısı değiştirilen ve mineral takviyesi ile tatlandırıcı katılan içme sularıdır. Bu şekilde üretilen sulara müdahale edildiğinden hiçbir şekilde doğal kaynak suları ile aynı özelliklere sahip değildirler. Çünkü filtrelenen ve sonrasında mineral katkısı yapılan bir su yapaydır ve saf doğal kaynak suyunun yerini tutmamaktadır.'' sözlerini sonlandırdı.