Sarılmak 20 saniyede mutluluğu artırıyor
Sarılmanın insanlar üzerinde çok önemli bir gücü olduğunu belirten Psikolog Buse Gökçe, “Yapılan bir araştırmada birbirini seven iki insanın 20 saniye boyunca sarılmasının, vücutlarındaki mutluluk veren dört hormondan ikisini harekete geçirdiği tespit edilmiştir. Bunlar oksitosin ve seratonin hormonudur” dedi.
Sarılmanın insanların aslında içgüdüsel olarak yaptıkları bir eylem olduğunun altını çizen Uzm. Klnk. Psikolog Buse Gökçe, sarılma eyleminde aşk, arkadaşlık, özlem, şefkat gibi çok farklı duyguların tek bir hareketle gösterilebileceğini söyledi. Psikolog Gökçe, 21 Ocak Dünya Sarılma Günü dolayısıyla sarılmanın insan üzerindeki psikolojik etkileri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Dört mutluluk hormonundan ikisini harekete geçiriyor
İnsanların sarıldıklarında birbirlerine karşı hem güven hem sevgi hem de mutluluk duygusu aşıladıklarını ifade eden Psikolog Gökçe, “İnsanların birbirine dokunuşu her zaman çok önemlidir. Sarılmak çok basit bir eylem ama insanlar üzerinde çok önemli bir gücü vardır. Yapılan bir araştırmada birbirini seven iki insanın 20 saniye boyunca sarılmasının vücuduna fazlaca olumlu etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Araştırmalara göre sarılma eylemi, vücuttaki mutluluk veren dört hormondan ikisini harekete geçiriyor. Bunlar oksitosin ve seratonin hormonudur. Oksitosin hormonu birbirimizle yakın ilişkiler kurduğumuzda, güldüğümüzde, birinin bize gülümsediğinde bile salgılanan bir hormondur. En önemlisi ise birine iyilik yaptığımızda hatta başka birine iyilik yapıldığına şahit olduğumuzda bile oksitosin hormonu salgılanır” diye konuştu.
Stresi azaltır ve mutluluk verir
Sarıldığımızda vücutta oksitosin hormonunun salgılanmaya başladığını vurgulayan Gökçe şunları söyledi: "Oksitosin vücudumuzda salgılandıktan sonra iyi hissetmeye başlar, mutlu olur ve daha pozitif düşünmeye başlarız. Bu da günlük hayatta karşımıza çıkan olumsuzluklara karşı daha sakin kalabilmemize ve stresi azaltmamıza olanak sağlar. Böylece sarılma eylemiyle kaygı, depresyon, sinirlilik gibi zihinsel problemlerimizin önüne geçmiş oluruz. Oksitosin hormonu ile güçlenen bağışıklık sistemi, acı eşiğini yükseltir. Öyle ki sevdiği birinin ölüm acısını yaşayan kişileri en iyi sakinleştiren şeyin sarılmak olduğu ortaya konmuştur. Sarılma anında gerçekleşen küçük dokunuşlar, beyinle doğrudan iletişimde olan ‘afferent c’ denilen tensel sinirleri harekete geçiriyor. Bu sinirler beyinle bağlantı kurarak endorfin salgılanmasını sağlıyor. Bir ağrı kesici etkisi yapan endorfinler daha az acı çekmemizi ve sakinleşmemizi sağlıyor. Salgılanan oksitosin hormonunun büyümeye etkisi büyüktür, aynı zamanda çocukların karşılaşacağı stresle başa çıkmalarına da yardımcı olur. Sarılmak çocukların güvenlik duygularını geliştirir ve ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı kuvvetlendirir. Pek çok ebeveyn, öfke nöbeti geçiren çocuklarına sarılmayı kötü davranışlarına bir ödül verme olarak algılar ve sarılmaz. Çocuğunuza sarılmak pes etmek anlamına gelmez. Bunun yerine kendi kendine düzelmesine yardımcı olur. Sevgi hormonu, çocuğunuzu sakinleştirmeye yardımcı olur."