Sağlıklı bir yaz tatilinin 8 altın kuralı
"Enerji ve moral depolayım derken sağlığınızdan olmayın." diyen Dr. Akkurt, sıkça yapılan hatalara ve yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti.
1. Bronzlaşma = Hasar görmüş deri hücreleri
Özellikle beyaz tenli bayanların aşırı bronzlaşma isteği hem ciltlerinde koyu renk pigmentleri bulunmadığından mümkün değil, hem de uzun süre güneş altında kalmak cilt kanserine neden olabiliyor.
Bronzlaşma, bir güzelleşme yolu olarak algılanıyor, oysa bronzlaşma güneş yanığıdır ve deri hücrelerinin hasar gördüğü anlamı taşır. Güneşte uzun süre kalmayın, beyaz tenliyseniz 50, buğday tenliyseniz 30 faktörlü güneş kremi, çocuklar için de özel takviyeli yine 50 faktör ve üzeri güneş kremi kullanmayı, şapka, gözlük takmayı ve pamuklu giysiler tercih etmeyi ihmal etmeyin. Cildinizin hızlı yaşlanmaması ve cilt kanseri riskini artırmamak için güneşte uzun süre kalmaktan, 12.00 – 15.00 aralığında güneşe çıkmaktan kaçının.
2. Neden havuz yerine denizi tercih etmeliyiz?
Havuzlarda kullanılan kimyasal maddelere maruz kalmamak ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak için havuz yerine denizi tercih etmeliyiz. İyi temizlenmeyen havuzlar hepatit, tifo, mantar, uyuz, dizanteri ve çeşitli enfeksiyonel rahatsızlıklara yol açabilir. Tabi aynı riskler yakınında lağım bulunan denizler için de geçerli, bu nedenle mavi bayraklı plajlar tercih edilmeli.
3. Susamasanız da su için
Vücudumuzun yüzde 70’e yakını sudan oluşur. Yeterince su içmediğimiz zaman vücut fonksiyonlarımızda aksama meydana gelir. Kişi, kilogram başına günlük 40 cc su içmelidir. Yani 70 kilo iseniz, 2,8 litre günlük su içmeniz gerekir. Yazın daha fazla terlediğimiz için kaybettiğimiz suyu su içerek vücudumuza geri kazandırmamız sağlık açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca yazın vücudumuz çok ısındığı için terle dışarı attığımız sıcaklık sayesinde vücudumuzun iç ve dış ısısı dengeleniyor ve sıcaklara daha kolay dayanabiliyoruz. Çay, kahve, süt v.b. başka hiçbir içecek suyun yerini tutmuyor.
4. Plajda alkol tüketimini neden sınırlamalıyız?
Alkol ve yanı sıra çay, kahve, kola gibi içecekler vücudun su kaybını hızlandırır. Bu nedenle özellikle güneş altında iken bu içeceklerden uzak durmalı, susuzluğumuzu ve hararetimizi su ile gidermeliyiz.
5. Piknikte gıda hijyenini sağlamak için nelere dikkat etmeliyiz?
Piknikler besin zehirlenmelerinin en sık gözlemlendiği alanlardan biridir. Mangal yapıyorsak buradaki et ürünlerini az pişmiş ve yanık halde kesinlikle tüketmemeli, iyi pişmiş olmalarını sağlamalıyız. Mangalın temiz olmasına, üzerinde yemek artıkları barındırmamasına dikkat etmeliyiz. Kısır, salata çeşitleri, pasta, kurabiye, börek gibi yiyecekler sıcak havada daha çabuk bozulabilir, bu nedenle soğutma kaplarında tutmakta fayda var. Plastik yerine cam tabak, bardak tercih etmeli, özellikle sıcak yiyecek ve içecekleri plastik kaplarda tutmamalıyız. Ellerimizi sürekli yıkamalıyız.
6. Beyinde ödem oluşması sonucu ölümle bile sonuçlanabilen sıcak çarpmasına karşı nasıl korunabiliriz?
Yaşlı, çocuk ve kronik hastalığı olanların güneşte dışarı çıkması tavsiye edilmez. Bunun dışında güneşli günlerde 12.00-15.00 aralığında özellikle güneş ışınlarına maruz kalmamaya dikkat etmeliyiz. Bunun dışında güneşli zamanlarda dışarıda olduğumuzda en az 15 faktörlü güneş kremi sürmeli, şapka ve gözlük kullanmalıyız. Su içmeyi kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Çocuklarımızı, hayvanlarımızı ya da yakınlarımızı arabada bırakmamalıyız; çünkü güneş altında arabanın içindeki sıcaklık hızla 20 dereceye kadar artar. Hafif, açık renkli ve pamuklu giysiler tercih etmeliyiz.
7. Serinletici gıdalar
Ayran, taze naneli ayran, maden suyu, maden sulu ayran, kefir, limonata, süt, buzlu kahve, soğuk bitki çayları, karpuz, salatalık, ballı muzlu sütü sayabilirim. Üç dilim karpuz sizi hemen rahatlatır. Kalsiyum ve mineral zengini sodalı ayran uzun süreli serinlik sağlar. Kiraz, şeftali, siyah üzüm gibi meyveler harareti keser. Menünüzden çiğ domates, salatalık ve ev yapımı yoğurdu eksik etmeyin.
8. Klima kullanımında bunlara dikkat!
Klima bilinçli ve dozunda kullanıldığında bir serinletici, tam tersi durumda ise hasta edicidir. Düzenli bakım ve temizliği yapılmadığında filtresinde biriken mikroplar nedeniyle enfeksiyona, klimanın içinde oluşan nemli havada yaşayan “legionella pneumophila” adlı bir bakteri türü nedeniyle zatüreye yol açabilir. Aşırı sıcak havalarda gevşeyen kaslarımız aniden klimanın soğuk etkisine maruz kalmamızla birlikte tutulabilir ve ağarabilir. Bu nedenlerle klimamızı düzenli bakımdan geçirmeli, kalitesiz filtreler kullanmalalı, doğrudan ve uzun süre klima karşısında bulunmamalıyız. Klimayı doğrudan 18 derecede çalıştırmak yerine 25 dereceden başlayarak kademeli olarak soğutabiliriz. Klimalı odada uyumayın ve sigara içmeyin. Klimalı odada temiz hava sirkülasyonu ve sıcaklık dengelenmesi için bir pencereyi hafif de olsa açık bırakın.