“Romatizmayı kontrol altına alabiliyoruz”
Türkiye’de her 100 kişiden 1’inde görülen romatoid artrit yani halk arasında bilinen adıyla romatizma ile ilgili bilgi veren Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Seval Pehlevan, “Romatoid artritli hastalar multidisipliner ve farklı tedavi yaklaşımları sayesinde romatizmayı başarılı bir şekilde kontrol altına alabiliyoruz” dedi.
Romatizma olarak da bilinen romatoid artritin, başta eklemler olmak üzere vücudun farklı bölümlerini etkileyen kronik iltihabi bir rahatsızlık olduğunu aktaran Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Seval Pehlevan, “Romatizmada vücutta artmış bir iltihaplanma söz konusu. Bu iltihaplanma eklemi oluşturan zarı etkiliyor ve etkilenme sonucunda ilgili eklem bölgelerinde şişkinlik, ağrı görüyoruz. Bu iltihaplanma kronik bir hale gelip uzun süre devam ettiğinde kemikte erozyon ortaya çıkıyor ve eklem deforme oluyor’’ diye konuştu.
Vücutta devam eden bu kronik iltihaplanmanın başka organları da etkileyebileceğinin altını çizen Dr. Pehlevan, “Cilt, göz, akciğer, kalp, damar gibi organlar da romatoid artrit hastalığında hasar görebilen organlar. Romatoid artrit hastalarının yaklaşık yüzde 40’ında eklemde görülen belirtilere ek olarak bu organlara bağlı problemlerle de karşılaşıyoruz. Romatizma olarak tanımladığımız bu hastalık aslında bağışıklık sistemindeki bir düzensizlikten kaynaklanıyor. Normalde bildiğiniz gibi bağışıklık sistemi vücuda giren zararlı mikroorganizmaları tanıyıp onları yok etmekle görevli. Romatoid artritte ise bağışıklık sisteminin işleyişinde bir sorun ortaya çıkıyor ve bu sistem vücudun kendi yapılarına zarar vermeye başlıyor. Sonuç olarak da eklem, göz, akciğer, kalp gibi yapılarda hasar meydana geliyor” ifadelerini kullandı.
Romatoid artritin ilk belirtilerinin genellikle eklemlerde görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Pehlevan, ‘’Romatizmanın ilk etkilediği yerler çoğunlukla el ve ayak parmak eklemleri oluyor. Hastalık ilerledikçe el bileği, ayak bileği, diz, dirsek, kalça ve omuz eklemlerini de etkisi altına alıyor. Ayrıca hastalarda eklemler genellikle vücutta simetrik olarak tutuluyor. Yani hastanın sağ eldeki el bileği etkilendiyse aynı etkilenmeyi sol el bileğinde de görüyoruz. Eklemde ağrı, kızarıklık, şişlik, hassasiyet ortaya çıkıyor. Hastalarda sabah uyanınca veya uzun süre hareketsiz kalınca belirginleşen tutukluk, eklem katılığı görülür. Ayrıca saydığım eklem problemlerine ek olarak hastalarda iştahsızlık, yorgunluk, ateş gibi belirtilerle karşılaşabiliyoruz” dedi.
Romatoid artritli hastaların eklemlerinde hareket kısıtlılığı gelişmemesi, yaşam kalitelerinin yüksek kalması için egzersize önem vermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Pehlevan, “Romatizma tedavisi, hastalığın şiddetine ve hastanın ne zamandır bu hastalığa sahip olduğuna göre değişiklik gösteriyor. Romatoid artrit tedavisinde farklı ilaç grupları kullanılabiliyor. Hastalığın tedavisinde erken tanı çok önemlidir. İlerleyici sakatlığın önüne geçmek için erken tedaviye başlanmalıdır. İlaç tedavisiyle egzersiz yapılması hastaların ilerleyen dönemlerde hareket kısıtlılığı yaşamasının önüne geçiyor. Bu tedavi yaklaşımı ile hasta ellerini, ayaklarını rahatça kullanabiliyor. Öz bakımını başkalarına ihtiyacı olmadan yapabiliyor. Düzenli egzersiz de romatoid artriti olan hastalara önerdiğimiz bir diğer uygulama” diye konuştu.