‘Reflü’ kaderiniz olmasın!
Doç. Dr. Burak Toros, “Ramazanda öğün sayısı ikiye indiği için beslenme çok önemli” dedi, reflünün nasıl engelleneceğini anlattı: İftar ve sahur öğünleri hafif yenmeli, yemek süresi uzun olmalı, acele edilmemeli...
Toplumsal hayatımızda önemli bir yer teşkil eden ve yavaş yavaş sonlarına geldiğimiz Ramazanda yaşanan en önemli beslenme değişikliği, oruç tutanların üç ana öğün olan günlük beslenme düzeninin iki öğüne indirilmesidir. Oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının esas olması gerektiğini bildiren uzmanlar uyardı: Ramazada bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranları değişmez. Bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenme gereklidir.
Medistate Kavacık Hastanesinden Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Burak Toros, ramazanda beslenme ve mide hastalıkları konusunda vatandaşları bilgilendirdi:
Yavaş yemek önemli
Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı ve çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Bu yüzden, iftar yemeği yavaş bir şekilde yenmelidir. Özellikle reflüyü engellemek için iftar ve sahur öğünleri hafif yenmeli, yeme süresi uzun olmalı, acele edilmemelidir.
Reflü engellenir mi?
Ramazanda en sık karşılaşılan sorunlardan biri de midede bulunan yemek ve asitin yemek borusu içine doğru geri kaçması olarak tanımlanan reflüdür. Bunu engellemek için iftar ve sahur öğünleri hafif yenmeli, yeme süresi uzun olmalı ve acele edilmemelidir. Yemek sonrası hemen uzanmayıp bir saat kadar dik konumda olmak (oturmak), reflüyü azaltır. İftardan sonra yapılacak hafif bir yürüyüş, hazmı kolaylaştırır. Mide koruyucu ilaç kullananlar, bunları iftar ve gerekirse de sahurda mutlaka almalıdır; bu ilaçların 24 saat etkili olduğu unutulmamalıdır. Ülser tedavisi görenler veya sadece dispepsisi (hazımsızlık vs) olanlar da aynı yolu izleyebilir.
Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, siroz vs) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir. Eğer bu hastalarda oruç tutmak metabolik dengeyi bozacaksa, tutmada ısrarcı olunmamalıdır.
Oruçlulara sağlıklı beslenme önerileri
Ramazan süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmallı. Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekler tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkanlar, kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekler yemeli; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durmalıdır.
Hafif yemekler ve 2 litre su...
İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Beyaz ekmek, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna tercih edilmelidir.
Günde ortalama 1,5- 2 litre su içilmeli, ayrıca ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları içilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vs) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir. Yemekler de yavaş yenmelidir. Ara öğünlerde taze ve kuru meyve, ceviz, fındık ve badem tercih edilmelidir.