Prematüre bebekte iyi haber
Gülben Ergen'in erken doğumu kadınlara örnek oldu...
Ünlü şarkıcı Gülben Ergen’in Güney ve Ares isimli ikizlerini dünyaya getiren Acıbadem Maslak Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi uzman hekimleri Dr. Gülnihal Şarman ve Dr. Pınar Dayanıklı, Gülben Ergen’in bilinçli bir anne örneği oluşturduğunu, erken doğum riski bulunan ya da erken doğumun kaçınılmaz olduğu tüm annelerin çok bilinçli hareket etmeleri gerektiğini söylediler.
Bebek ölümlerinin yüzde 75’inin erken doğumdan kaynaklandığını belirterek prematüre bebeklerle ilgili annelere önemli uyarılarda bulunan ve erken doğumun bir dizi nedeni olduğunu belirten uzman hekimler, erken doğumun kaçınılmaz olduğu durumlarda, bebeğin anne karnında takibinin önemine dikkat çektiler. “Erken doğumda iyi takip çok önemli. 27-28 hafta gibi erken doğan bebekleri, doğum sonrasındaki gelişim ve beslenme sürecini çok iyi yöneterek, doğru solunum desteği sağlayarak birçok komplikasyonun önüne geçmek ve normal sürede doğan bebeklerle aynı sağlık koşullarında yaşama şansına sahip kılmak mümkün” dediler.
-"GÜLBEN ERGEN ERKEN BİLE OLSA EN DOĞRU ZAMANDA DOĞUM YAPTI”-
Dr. Gülnihal Şarman, Gülben Ergen’in erken doğumla dünyaya gelen çocukları sayesinde premature bebek konusunun bir kez daha ülke gündemine girdiğini ifade ederek şu görüşünü ifade etti:
“Erken doğum normalde aile bütçesine de sağlık sistemine önemli maliyetler getiriyor. Çünkü hiçbir vakada bu kadar uzun süre hastanede kalınmıyor. Yoğun bakımdaki bir hasta bile azami bir haftada taburcu olurken ya da tedavi sürecinde kendi bölümüne geçebilirken, erken doğan bebeklere ise en az 5-6 hafta hastane ortamında yoğun bakım desteği gerekiyor. Normal bütçe ile bu sürecin karşılanması mümkün değil. Özel sigorta sistemi ise maalesef erken doğum riskini üstlenmediği için bizim gibi gelişmiş özel hastanelerdeki kapasiteler de yeterince kullanılmıyor ve bu durumda devletin üstüne binen yük de iyice artıyor.”
Dr. Şarman, “Gülben Ergen, erken de olsa doğumunu en doğru zamanda yaptı. Sokakta ya da hazırlıksız olmadığı ani gelişen bir sancı sonucunda olmadı. Bu sayede çocukları olabilecek en iyi zamanda doğdu bu takip sayesinde” diye konuştu.
-27-28 HAFTALIK ERKEN DOĞAN BEBEKLER DE ARTIK ŞANSLI-
Dr. Şarman, 27-28 hafta gibi erken doğumlarda, doğum öncesi yeterli izleme ve doğum sonrasında da solunum desteği, beslenme ve enfeksiyon risklerine karşı yeterli önlemlerin alınabileceği yeterli doktor, hemşire ve hastane ortamının sağlanması halinde bu bebeklerin de normal doğmuş bebekler kadar sağlıklı gelişme gösterdiklerini vurguladı. Dr. Şarman, “Bu bebekler anne karnında belirli bir ısı altında yaşamaya alışıyorlar. Erken doğdukları için ciğerleri çok hazır değil. Bağışıklık sistemleri de henüz gelişmemiş durumda. Bağırsak sistemleri de hazır değil. Bırakın beslenmeyi, anne sütünün bile bu bağırsaklardan geçmesi zor. Nerdeyse soğan zarı gibi. Bebekler hazır olmadıkları bir zamanda dünyaya geldikleri için de büyük bir şokla dünyaya merhaba diyorlar. Bazen nefes almayı bile unutabiliyorlar” diye konuştu.
-“ERKEN DOĞUMDA YARDIMCI DOĞUM TEKNİKLERİNİN PAYI YÜKSEK”-
Erken doğumun bir dizi nedeni olduğunu hatırlatan Dr. Pınar Dayanıklı ise günümüzde erken doğumda en büyük kategoriyi tüp bebek, mikroenjeksiyon gibi yardımcı doğum tekniklerinin oluşturduğunu vurgulayarak, bu konuda anne adaylarının bilinçlenmesinin önemine dikkat çekti ve “Yardımcı doğum teknikleri nedeniyle ikiz, üçüz, hatta dördüz doğumların sayısı Türkiye’de de çok arttı. İkizlerde de üçüzlerde de erken doğum genelde zaten yaygındır. O yüzden İngiltere gibi batılı ülkeler yardımcı doğum tekniklerini kullanımında birden fazla yumurtanın döllenmesi yerine tek yumurtanın kullanımını teşvik ediyorlar. Çünkü iki üç yumurta döllendiğinde ve hepsi de tuttuğunda anneler tek çocuk isterken karşılarında üç çocukla karşı karşıya kalabiliyorlar. Artık Türkiye’de de çoklu yumurta yerine tekli yumurtanın teşvik edilmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi.
-40 HAFTADAN ÖNCEKİ HER DOĞUM ERKEN DOĞUMDUR-
Dr. Pınar Dayanıklı, insanın yanı sıra başka canlı türlerinde de erken doğum olgusunun yaşandığını belirterek, “Örneğin pandalar da erken doğum var. Koskocaman hayvandan serçe parmağı büyüklüğünde yavrular çıkıyor. O yüzden pandalarda nesillerini sürdürme zorlukları var” dedi. Pınar Dayanıklı, zamanından önce gerçekleşen her doğumun erken doğum olduğunu belirterek, “Biz tıpta normal doğumu 40 hafta ya da 9 ay 10 gün olarak kabul ediyoruz. Bu süreden önce gerçekleşen her doğum erken doğumdur. Erken doğum süresi ne kadar uzarsa riskler de o kadar artıyor doğal olarak. Ancak şimdiki teknoloji ve gelişmiş ilaçlar sayesinde doğumu geciktirmek birkaç günle sınırlı da olsa mümkün hale gelebildi. Annenin karnında bebeğin bir gün bile daha fazla kalması sağlığı açısından çok önemli” diye konuştu.
-"BEBEK ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 75’İ ERKEN DOĞUMDAN“-
Bebek ölümler ile erken doğum arasındaki ilişkiyi değerlendiren Dr. Gülnihal Şarman ise bir ülkenin sağlıkta ve diğer alanlarda gerçek gelişkinlik düzeyini bebek ölümlerindeki oranın gösterdiğini belirterek şunları söyledi: “ Türkiye’de 1990’lı yıllarda bebek ölümleri binde 43-44 kişi civarında idi. Şimdilerde bu oran binde 26’lara kadar düştü. Ancak yine de bu oranlar da çok yüksek. Ve bu ölümlerin yüzde 70-75’i de erken doğum kaynaklı. AB ortalamasında bu oran tek haneli rakamlara inmiş durumda. Hatta Norveç’te bu oran binde 3-4 gibi. Türkiye’de maalesef erken doğum vakalarına ilişkin iyi bir istatistiki takip de yok. Çünkü erken doğan çocuklarda körlük sağırlık gibi vakalar da yaygın. Bizlerin bu rakamları da izleyebilmesi lazım” görüşünü ifade etti.
Dr. Şarman Türkiye’de yılda 1.3 milyon çocuğun dünyaya geldiğini ve bu rakamın yüzde 10’unun erken doğumlar oluşturduğunu hatırlatarak “ Bu demektir ki Türkiye’de yılda 130 bin bebek erken doğuyor. Bu çocukların ise 50 bini 1500 gramın altında doğuyor. Erken doğum süresi kadar bebeğin gramajı da çok önemli. Özellikle 25 hafta sınırının altında risk yüksek. Ancak iyi hazırlanmış ve teknolojiyle desteklenmiş iyi bir hastane ortamında bu bebeklerin bile yaşam şansını yüzde 60 arttırmış durumdayız” bilgisini verdi.
-"ACIBADEM MASLAK’TA BEBEĞİ ANNE ŞEFKATİNDEN AYIRMIYORUZ”-
Acıbadem Maslak Hastanesi’nde Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde gerçek bir yoğun bakım servisi gibi çalıştığını belirten Dr. Şarman “ Genel olarak erken doğum durumunda bebek annesinden hemen koparılır ve steril ortamda bakıma alınır. Aslında enfeksiyon riskine karşı bu doğru bir önlem olarak görülebilir. Ancak anne şefkatinin bu dönemde bebeğin sağlıklı gelişme sürecine ne kadar önemli katkısı bulunduğunu da unutmamak lazım” diye konuştu. Dr.Şarman şöyle devam etti:
“Parmak çocuk olarak nitelendirilen ve farklı gramajda doğan çocukları yaşatabilmek için gerçekten dünyada en gelişmiş ortamlardan birini kurduk. Bu sayede anneyi bebeğinden ayırmadan uzun süreli takip edebiliyoruz. Bir anlamda anne karnındaki ortamı burada yaratabiliyoruz. Anne babayı da birbirinden ayırmıyoruz. Uzun dönem kalacak prematüre bebeklerde anne babanın bebekten kopmaması lazım. Bizde burada kanguru bakımı olarak nitelenen sistemle annenin süt üretimi artıyor ve bebek de daha huzurlu oluyor. Annesinin koynuna koyduğumuz zaman monitörden bebekteki huzuru an be an görebiliyoruz. Nabız normale iniyor. Solunum duraklaması olmuyor. Bu mucizevi bir durum. Normalde parmaklıklar dışında tutulmaya alıştırılan babaları bile artık bazı sorumlulukların parçası haline getiriyoruz. Kabuk gibi dışarıda kalmıyorlar. Erken doğan bebekleri bir yandan gelişmiş teknolojinin nimetlerine diğer yandan da anne şefkatine aynı anda bağlamış oluyoruz.”
-DARWİN, NEWTON,ROUSSEAU ÜNLÜ PREMATURELER-
Dr. Pınar Dayanıklı, erken doğum süreleri farklı olsa da dünya tarihine prematüre doğum olarak geçmiş ünlüler bulunduğunu hatırlatarak “ Bunların başında ünlü fizikçi Newton geliyor. Belki herkes şaşırabilir ama ünlü doğa bilimci ve evrim teorisinin mimarı Darwin de prematüre bir bebek olarak dünyaya geldi. Diğer ünlüler arasında Victor Hugo’yu, Jan Jak Rousseau’yu da sayabiliriz. İnsan bu isimleri görünce acaba prematüre doğumu engellemesek mi diye de kendine sormadan edemiyor” dedi.